KÖŞE YAZILARI | TÜLİN KILIÇ

Ruhun Orgazmı

İnsan en çok yalnızlığına ağlar. (Tülin Kılıç)
 
   
 
 
     

İnsan en çok yalnızlığına ağlar.
En kuytularında hapseder bu en büyük korkusunu.

Ve başka bir bedenle birleşip unutmaya çalışır kanadıkça içini acıtan bu ince sızıyı.
Sarılıp bütünleştikçe başka bir bedenle azalır tüm korkular, hüzne perde iner bir nebze de olsa. Tüm keder uçup gider ...Bedenler hafifler o an,ama ya sonra?

Sonrası bıçak kesiği gibi saplanır yüreğinin orta yerine.Yine mi?der en derinlerden gelen boğuk bir ses yine mi?
Her bozduğun yeminin sırtında bir yük oldukça ve sen her yükü yabancı bir bedenle sevişerek hafifletmeye çalıştıkça artarak gelir hüznün faturası.

Bozulan yeminlerin sayısı arttıkça ve vicdan faturası kabardıkça,yabancılaşır insan aynadaki aslına,kaçırır gözlerini kendinden.
Bedeninin rahatlamasına bu kadar önem veren bizler neden sıra ruhumuzu hafifletmeye gelince dünyanın en korkak yaratıkları haline geliriz?Üzerimize giydiğimiz zırh ve suratımızdaki maske ruhumuza dokunmamızı ,engeller her defasında.Bizlerinde işine gelir ve hiç istemeyiz kabuk bağlayan yarayı kanatmayı.

Aşk; sorumluluklarla boğuşulması gereken bir fazlalık geliyor hepimize.Bir iş olarak görüyoruz sevdiğimize emek harcamayı.Sonunda beklenilen şey cinsellik olduğu için günlük ilişkiler yaşıyorum demekten çekinmiyor kadını,erkeği…İçimizin sesini dinlemek zaman kaybı geliyor ...

Skor peşinde koşan ve bunu dost sohbetlerinde fütursuzca konuşmaktan çekinmeyen bir topluluk haline geldik.Her skorda hafifleyen bedeniyle gurur duyarken insan; ruhunun orgazmını es geçiyor farkında olmadan.Bizimle beraber maddeleşirken hayatımızdaki her şey ‘’ruh dinginliği’’ meditasyonlarda kullanılan 2 kelimecik olarak kalıyor lügatımızda.

Tam bu konuya takılmışken arkadaşımın bir yazısı geldi aklıma. Anlatmak istediğim konuyu tamamlayan güzel bir yazıyla baş başa bırakıyorum sizi…

BİL, AL, VER,

İçimdeki egonun patlaması ve başımın ağrısıyla çıktım evimden dışarı.
Karanlık bir yere gitmeliyim kimse görmemeli göz bebeklerimi
Kalabalık olmalı etraf, yalnızlığımı kimse hissetmemeli,
Müzikle beraber zıplamalıyım en yükseğe
Çok derine düşmeliyim sonrada..
Çağırıyor gece beni, giriyorum en kalabalık ve karanlık zindana,
Gözlerim onu arıyor, ama her gece başka bir bedende
Etrafıma bakıyorum herkes insanlıktan çıkmış
Belkide tek çıkan benim….
Bunu düşünüp gülümsüyorum yaşadığım anlık çelişkide,,
Aralardan kıvrılıp daha yakına gidiyorum.
Müziği hissetmeliyim bedenimde, kulaklarım aşk yapmalı ritimle
Bir ışık dalgası gözlerim içinde,
Kapanıyor ışıktan gözlerim, açılıyor tekrar 1 saniye sonra
Ordasın arkan dönük bana
Anlıyorum onun sen olduğunu bir bakışta.
Sırt kıvrımlarına bakıyorum
Saçının rengine, tenine..
Vay beee, bu gecede doğru bir beden seçmişsin tebrikler diyorum içimden ,
Yaklaşıyorum yanına sanki seni tanımıyormuş gibi,
Her şey planlandığı gibi olmalı..
Bir anda beni hissediyorsun dönüyorsun arkana,
Birbirimize bakıyoruz birkaç dakika
Yanıma geliyorsun…
İçkimden bir yudum alıp dokunuyorum sana,
Konuşma sonlanıyor sabaha
Uyanıyorum başımda balyoz işçileri çalışmakta
Koşar adım çıkıyorum yanından
Fazla zamanım yok
Konuşulması gereken kelimeler bitmiş ,
Öğrenilmesi gerekenler öğrenilmiş.
Ruhum iniyor bedenime gözlerimi açmamla birlikte.
Evime gidiyorum yüzümde aptal bir gülümseme.
Hayata küfürler saydırıyorum
Hatta yukarıdaki iblise,
İşte sen istedin bende yaptım diyorum,
Yine aldın benden bir parça daha
Ama her şeye değer bu maceraya…
Tekrar gece başlıyor ve ben seni arıyorum
Bakalım bu gece hangi bedende saklanıyorsun….

Pelin Yetkin


TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>