Bora Gökşingöl ile Kurmaca Filmde Kurgu Atölyesi de katılımcılarıyla buluştu. Gösterimlerde festivalin ana teması olan “göç” filmleri öne çıktı. Festival ikinci gününde jüriden tam not aldı.
“Festival çok profesyonel insanların ellerinde”
2. Malatya Uluslararası Film Festivali ilk günden göz doldurdu. Daha önce Cannes ve Moskova film festivallerinde de jüri üyelikleri yapmış bu yıl da festivalin Uluslararası Uzun Film Yarışması’nda jüri üyesi olan İran doğumlu Fransız sinema eleştirmeni Shahla Nahid açılış ve henüz ilk gün gösterimleri gerçekleşmişken festival ile ilgili umut verici değerlendirmelerde bulundu. Malatya’da olmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen Nahid organizasyon ve yönetim ile ilgili beğenisini dile getirerek “Festivalin henüz ikinci yılı, devamı olacaktır. Bu çok profesyonel insanların ellerinde bir festival” dedi.
Festival Danışmanı Alin Taşçıyan da festivalin henüz “öğrenme aşamasında” olduğunu ve bu öğrenme aşamasını iyi bir derece ile atlatacağını ve festivalin izleyicisinden “güzel bir karne” alacağını umduğunu söyledi.
Kısa, uzun; tekmili birden “göç” filmleri
İkinci gün gösterimlerinde festivalin ana temasını oluşturan “göç” filmleri öne çıktı. Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonu’nda gerçekleştirilen “Gurbet Elde Elli Yıl Kısa Film Seçkisi” adlı toplu kısa film gösterimi kapsamında Derya, Elma ve Yumurta, Kontes Sophia Hatun, Sınırdışı ve Yabancı adlı yapımlar izleyiciyle buluştu. Kısa filmlerin yanı sıra yine göç temalı Yurtdışı Turnesi, Yedek Memleket, Geri Dönmeyi Unuttuk ve Misafir İşçi Babam gibi uzun filmler de festival sinemaları olan Yeşil Sinema, Malatya Park Avşar Sinemaları’nda Malatyalı sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. Ayrıca yine Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonu’nda Karşı Yaka Memleket başlığı altında Dostluğu Hatırlamak Belgeseli’nin gösterimi yapıldı.
Günün yıldızı “Gelecek Uzun Sürer”
Günün en fazla ilgi çeken etkinliği ise yönetmen Özcan Alper’in 18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nden 4 ödülle dönen “Gelecek Uzun Sürer” filminin festival galası idi. Güneydoğu’da 1990’larda yaşananları, ağıtlar üzerine tez yazan bir sosyoloji öğrencisinin yolculuğu üzerinden anlatan filme Malatyalı izleyiciler büyük ilgi gösterdi. Gösterim sonrasında izleyiciler, yönetmen Özcan Alper, filmin kurgucularından Thomas Balkenhol ve filmin müziklerini yapan Mustafa Biber ile söyleşme fırsatı buldu.
“Fas halkı Malatyalılara çok benziyor”
Günün diğer bir önemli etkinliği de festivalin Uluslararası Uzun Film Yarışması’nda yer alan Cami-The Mosque filminin galasıydı. Cami-The Mosque, filmin yönetmeni Daoud Anoulad Syad’ın bir önceki filmin setinde inşa ettiği caminin bölgedeki köylüler tarafından gerçek bir ibadethane olarak algılamasından ve çekim ekibi tatildeyken binayı gerçek bir ibadethaneye çevirmelerinden, ekip geri dönüp filmi çektikten sonra da setteki bu “cami” nin yıkılmasına izin vermeyerek ibadethane olarak kullanmaya devam etmelerinden yola çıkılarak oluşturulmuş kurmaca bir film.
Filmin gösteriminin ardından yapılan söyleşide Yönetmen Daoud Anoulad Syad, Fas halkının ve Malatya halkının yakın olduğunu, kendisini evinde hissettiğini belirtirken filminin Malatya izleyicisi ile buluşmasından büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
“İşimiz yönetmene hizmet etmek”
Festivalin Malatyalı sinemaseverler için “eğitim” anlamında en önemli bölümlerinden biri olan sinema atölyelerinin bugünkü etkinliği, “Bora Gökşingöl ile Kurmaca Filmde Kurgu Atölyesi” ise Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fahri Kayahan Salonu’nda düzenlenen atölyeye çok sayıda genç sinema meraklısı katıldı. 2001 yılından beri kurgucu ve renk uzmanı olarak çalışan; “Üç Maymun” (Nuri Bilge Ceylan, 2008), “Karanlıktakiler” (Çağan Irmak, 2009), “Vavien” (Yağmur Taylan ve Durul Taylan, 2009), “Bir Zamanlar Anadolu’da” (Nuri Bilge Ceylan, 2011), “Dedemin İnsanları” (Çağan Irmak, 2011) gibi Türkiye’de ve uluslararası alanda birçok ödül almış filmlerin kurgusunu yapan Gökşingöl atölye çalışmasında kurgunun düşünsel altyapısından, sektördeki yerinden ve mesleki kariyerinden başlayarak kurmaca film kurgusunda değişik teknikleri kendi deneyimleri üzerinden katılımcılarla paylaştı.
Atölye çalışması sırasında kurgusunu yaptığı filmlerden örnekler ile kurgucunun görevleri ve uzun bir filmin sinemada gösterime girene kadar geçirdiği yapım sonrası süreci anlatan Gökşingöl çalıştığı çeşitli yönetmenlerin tarzlarından örnekler de vererek “meslektaşlarım” dediği katılımcılara “mesleğin zorluklarını” ve “püf noktalarını” anlattı. Kurgunun sadece montaj demek olmadığını söyleyen Gökşingöl “Kurgu yaratıcı bir süreçtir. Siz sadece plan bağlamıyorsunuz, montajcı değilsiniz; ancak yönetmen de değilsiniz. Yönetmene hizmet eden, yol gösteren kişisiniz. Bunun için önce tüm senaryoyu okumalı, hâkim olmalı sonra da tüm çekimleri izlemeli ve bunlar üzerinden öneriler geliştirmelisiniz. Böylece yönetmene en doğru alternatifleri sunup, faydalı olabilirsiniz” diyerek katılımcılara tavsiyelerde bulundu. Türkiye’de kurgu ile ilgili en büyük yanlışın kurgunun sadece görüntü ile ilişkilendirilmesi olduğunu söyleyen Gökşingöl, “Kurgu artık ses ve müzikle de alakalı. Filmin ses tasarımı kurguda başlıyor. O yüzden bir kurgucunun artık her şeyden haberdar olması, etrafındaki her şeyi görmesi, duyması gerekiyor” dedi.
Çeşitli montaj programları ile uygulamalı ses ve görüntü montajı sunumları da yapan Gökşingöl Malatyalı genç sinema meraklılarından gelen soruları yine uygulamalı cevaplar ile yanıtladı.
Festivale üçüncü gün etkinlikleri ile 21 Kasım 2011 Pazartesi günü devam edilecek.