MAGAZİN

Biri gerçek, diğeri meslek aşkı!...

Televizyonculuğun kadın duayenlerinden Lütfiye Pekcan; “İşi düşünmemem gereken yerde bile kafam işle meşgul”
 
   
 
 
     
Meslek aşkı televizyoncu ve gazetecilerde mesleki deformasyona yol açıyor.

Her yerde ve her şekilde tüm algılarının açık olduğunu vurgulayan Lütfiye Pekcan, “romantik bir akşam yemeğinde eşinizin karşısında başkalarını süzmek hiç hoş olmasa gerek ama maalesef bu bizim mesleğimizin yarattığı bir deformasyon. Televizyoncu ve gazetecilerle evlenecek olanların bunu baştan bilmelerinde fayda var” dedi.

Televizyonculuğun kadın duayenlerinden Lütfiye Pekcan, mesleğinin yaşamının bir parçası olduğunu belirterek; “Gazeteci ve televizyoncuların iki aşkı ve iki eşi var. Biri gerçek aşk, diğeri meslek aşkı. Kalplerimize iki aşkı sığdırmaya çalışırken mesleki defolarımız da artıyor” dedi.

20 yıllık televizyonculuk tecrübesinin tam 15 yılının televizyon haberciliği yaparak geçtiğini ifade eden Pekcan, haberciliğin kendisinde bazı deformasyonlar yarattığını itiraf ediyor.


Fazla meraklı olmanın, söylenenlere şüphe ile yaklaşıp bunları mutlaka birkaç ağızdan daha çek etmenin, bulunduğu bir ortamda çevreyi sürekli gözleri ile takip etmenin bu defoların başında geldiğini belirten Lütfiye Pekcan, mesleki deformasyonun yarattığı sıkıntılar hakkında şunları söyledi:

“Her yerde ve her şekilde maalesef tüm antenlerimi çalıştırıyorum. Maalesef diyorum, çünkü öyle yerler ve zamanlar oluyor ki o an iş düşünmemem lazım. Mesela eşimle yıldönümümüzde romantik bir yemek yiyoruz ama ben o mekana kimler giriyor, kimler çıkıyor, ne yapıyor takip ediyorum. Eşim rahatsız oluyor ama ona da diyorum ki maalesef mesleki deformasyon… Sokakta, yemekte, galada, davetlerde, özellikle tiyatro ve sinemalarda hatta oğlumu götürdüğüm oyun parkında bile çevreyi hep meraklı gözlerle takip ederim.”


Televizyonculuğa TRT’de başlayan Star’dan Show TV’ye CNN TÜRK’ten TV8’ve Cine5’e kadar farklı kanallarda görevler aldığının altını çizen Lütfiye Pekcan, mesleki deformasyona nasıl yakalandığı hakkında şu bilgiyi verdi:

“Televizyonculuk yaşamımda hep aktif görevlerde yer aldım. Hem haber müdürlüğü yaptım hem de nerde önemli bir olay varsa oraya gittim ve canlı yayın yaptım.O zamanlar raiting rekorları kıran Reha Muhtar’la Show Haber’de tarihe tanıklık edeceğim çok önemli olayları takip ettim… Apo davasını izleyen 20 gazeteciden biriydim. Abdullah Öcalan İmralı adasında yargılanırken 1 ay Mudanya’dan canlı yayın yaptım. Depremde Gölcük’ten , Diana ölünce Londra’dan ,Alaattin Çakıcı yakalanınca Nice’ten canlı yayın yaptım. Kosova ‘da savaş varken 2 kez o bölgeye gittim. Her gün ölüm tehlikesi altında çok zor şartlarda canlı yayınlar yaptık. Kosova Barış Gücü KFOR ile Kosova’ya giren dünyadaki sayılı gazetecilerden biri oldum. Gazeteci ve televizyoncuların asla gecesi gündüzü belli olmuyor ve meslekleri mutlaka yaşamlarının bir parçası haline geliyor. Bu da zamanla ister istemez mesleki deformasyonu beraberinde getiriyor. İşimin gereği bana söylenenleri çek etmem ,çok meraklı olmam ve sürekli etrafa bakmam mesleki deformasyondan kaynaklanıyor. Basın ve televizyonda çalışan bir çok arkadaşımız zaman içinde farkında olmadan bu hastalığa yakalanıyor. Mesleğimize duyduğumuz tutku bizi bu yöne doğru sürüklüyor. Her gün insanların doğru ve güvenilir haber alması, düzgün, kaliteli ve geliştirici programlar izlemesi için gecemizi gündüzümüze katarak, canla başla çalışıyoruz. Ve bu çalışma maratonunu özel hayatımızda da sürdürüyoruz. Katıldığım davetler, oyunlar , seyahatlerimde bile televizyona yeni yüzler düşünür, yeni formatlar bulmaya çalışırım. Yeni gazeteci ve televizyoncu eşleri evlenirken bir kez daha düşünsünler çünkü eşlerinin hayatında tutkuyla bağlı oldukları ikince bir heyecan olacak mutlaka. Bu yüzden hem kadın olup hem gazeteci ve televizyoncu üstünede yönetecilik yapmak ve evli olmak çok zor. Allah’tan benim eşim çok anlayışlı ve her zaman bana destek. Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Bence her başarılı kadının arkasında da mutlaka seven ve destekleyen bir erkek vardır.”

Lütfiye Pekcan Kimdir?

20 yıldır medyada çalışan Lütfiye Pekcan, ratingin kraliçesi olarakta biliniyor. Genç yetenekli insanları keşfederek sektöre kazandıran basının kadın duayeni Pekcan, 84-88 yıllarında üniversiteye gitti. TRT kökenli. Star TV Ateş Hattı, sonrasında Show TV Ateş Hattı. Show TV Haber Müdürlüğü yaptı. 2000 yılında ayrıldı ve Londra’ya gitti. 2000-2002 yıllarında CNN Türk Haber Müdürlüğü yaptı. Sonrasında TV8’te çalıştı. 2001’de evlendi. 2004’te oğlu oldu. Anka Haber’de çalıştıktan sonra 1 yıldır Cine 5’te iç yapımlar program müdürlüğü yapıyor. Nerde ne olay varsa oraya gitti. Mudanya davasında 3 ay oradan canlı yayın yaptı. Depremde deprem bölgesinde, Kosova savasında Kosova’da bulundu. Diana ölünce Londra’ya gitti oradan haber akışını sağladı. Pekcan Production şirketini kurdu ve Digitürk İz Tv ye hafta içi her gün 'Karanlık Oda' adlı programı yaptı. Bu programda Ara Güler'den İzzet Keribar 'a İbrahim Zaman'dan Okan Bayülgen'e kadar fotoğraf dünyasının ünlü isimleri ile konuşup,onların özel koleksiyonlarını ekrana taşıdı. Hobileri arasında Yogo yapmak, Tenis oynamak bulunuyor. TED oyuncusu. Turnuvalara katılıyor. Seyahat etmek en büyük tutkusu. Dünyanın çok farklı yerlerini gezdi ve gördü. Farklı insanları, kültürleri, tarihleri tanımayı seviyor. Fas, Şili, ABD, Tunus, Makedonya, Londra, Paris, İtalya, Sicilya, Tayland, Singapur gibi farklı yerlerde bulundu.

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>