Vücudun şifresinde farklı bir yaklaşım
“Sevdiklerimizi öldürmeyelim”, onlar, hep yanı başımızda, en yakınlarımız, sadakat, şefkat, sevgi dolu insanlar…
İş yaşamları, Aile yaşamları, Özel yaşamları, hatta duygusal ve sosyal Vizyonları…
Nasıl bir yaklaşım tarzıdır, insanın bu koşullarda yaşamına dair geliştirdiği? Neler daha farklı olsun isterler? Bizler, en yakın çevrelerindekiler, onlara; yaşamlarında destek olabilecek ve sonuç alacağımız neler yapabiliyoruz?
Ya hiçbir şey yapmıyor, ya da; az ye, dikkat et kendine, patlayacaksın.. ben senin yaşındayken… gırtlağını tutsan zayıflarsın, vs vs vs… Aslında verecek çok örnek var ama bunlar yardımcı olmak adına masumca sevdiklerimize yakıştırdıklarımız, ancak tepki psikolojisinde gece kendi dünyasında ağlayan milyonlar yaratmaktan ve inadına daha çok tıkınır vaziyette yeme davranışı sergileyen daha da kilolu, bilinçaltı duygularla daha da çok atıştırmalar yapan topluluk yaratmaktan öte geçmiyor, iyi niyet yaklaşımlarımız. O halde bu kitap bir aydınlanma ve bu duyguları size yaşatanlara tüm bu gerçekleri okutarak bilinçlenmelerini sağlama aracı olmalı!!!
Zayıflatmaktan çok daha öte bir anlayış sergiliyor çünkü
Vücudun şifresi…
Vücudun Şifresi Kitabı, bir diyetler yığını veya sektörün basit ve standart bir uzantısı değil, amacı; Fazla Kilolu İnsanlar’a birkaç Formülü dayatmak ve Sihirli Sonuçlar Almak üzerine Umut Tacirliği yapmak da değil…
Temel yaklaşımı, Sektörün tüm yanılgılarını ve bazen fırsatçı, bazen de art niyetli yansımalarını olabildiğince açık, somut ve kanıtlanabilir yaklaşımlarla aktarabilmek.
Zayıflamanın çoğu zaman kişinin kendi kontrolünde olmadığını, sosyal ve psikolojik yaşanan bunca gerçek varken, az ye zayıflarsın yaklaşımının kesinlikle kabul edilebilir bir anlayış olmadığını; sorunun ve çözümün kişinin kendi iradesinin dışında pek çok faktörün bir araya gelmesi ile gerçekleşebileceğini herkese anlatmak ve sosyal dayanışmayı sağlamaktır
Fakat mevcut düzenin ve sektörün bu denli onur kırıcı ve kişiliklere saldıran tutumu kadar üzücü olan; en az o kadar önemli bir yanını da vurgulamak gerekir ki,
Bu da biz ve Fazla Kiloluların en yakınlarının veya yakın çevresindekilerin bilinçsiz, zedeleyici Tutumu ile İlgili…
Vücudun Şifresi Kitabında bir araya getirdiğimiz tüm geçek Hikayeler, çok önemli bir gerçeği kendiliğinden kanıtlar halde vurgulamaya yetiyordu...
Birbirlerini tanımayan, sonuçta birbirlerinden habersiz o kadar sayıda Kilolu İnsanın nasıl oluyor da Sosyal, Kültürel ve Kişisel Altyapıları o kadar Zengin Farklıklar karşısında dahi, aynı sorunlarda kesişiyorlardı? Kesişen bu noktalar da bizlerin, en yakınlarının veya en yakın çevrelerindekilerin
dikkatsiz, özensiz, kırıcı, aşağılayıcı, çoğu zaman anlayışsız, hatta duygularını olumsuz yönde kullanabilecek kadar densiz davranış biçimleri içerisinde bulunabilmemizdi!!!
Bu tutumların, herkes için tamamen genellenmemesi gerekse de, çok büyük çoğunluğumuzun bu şekilde benimsenmiş davranışlar yansıttığını kabul etmeliyiz.
Oysa bize düşen çok önemli görevlerin mevcut olduğunu, Kitabı okuyan, Fazla Kilo Psikolojisi Yaşayanların yakını olan herkese, kesinlikle tavsiye edeceğimiz önerilerimiz olmasına rağmen; kendi inisiyatifleri ile duyarlılıklarını özenle ve hassasiyetle geliştirmeleri ve üstlenmeleri zorunluluğunun gözden kaçırılmaması gerektiğidir!
Çünkü Obezite’ye bizim bakış açımız; Hastalığın Kişisel Çabalarla yani Yalnızca Bireysel Değil, Toplumsal bir çözüm beklediği yönündedir.
Burada Sorumluluk Paylaşımı, toplumun çekirdeği olan aile bünyesinde şekillenmesine kadar uzanmalıdır. Bu şekilde çabalar ve katılımlar, Obeziteyi; anlayışla, sabırla, özveriyle ve doğru Prensiplerle sonuç alınabilir hale getirilebilir.
Hemen paralelinde önem arz eden konu, çalışma ortamlarımızda ki tutumların düzeltilmesidir. Belki daha da önemlisi, fazla kiloluların özel yaşam dünyalarında ki pozisyonumuzla; Partnerleri olarak, daha insancıl, daha duyarlı ve birlikte hareket ederek daha kolay çözümlere ulaşılmasına katkıda bulunabilmeliyiz…
Sağlıklı ve hızlı kilo verme karşıtı Tıp Uzmanları’nın Bocaladıkları Nokta: Şişman Psikolojisi !
Bahar ayları yaklaşmaya dursun renklerle bezenmiş sayfalar dolusu ve sürekli trendi yakalamaya odaklanmış Diyetler, Tıp Uzmanlarının Diyetleri; arada tıbbi açıklamalar ve kendilerince marifet saydıkları sihirli son cümle:
Bu şekilde Ay’da 3- belki de 5 Kilo verebilirsiniz ama daha sağlıklısı, haftada maksimum 1’er Kilo ile Yılları kapsayacak Sürekli Diyet Önerileri! pardon Emirleri…
Üşenmedik, aynı Uzmanlara tek tek sorduk. Bu çok Uzman İnsanların, Performans Tıbbından haberleri var mıydı ? Hayır yok!
Ortho Moleküler Tıbbi Destekler ile sağlanabilen ayrıcalıklı çalışmalardan haberdarlar mıydı?Hayır Değiller!
Kilolu daha kötü vurgulayalım, ‘Şişman’-Psikolojisi hakkında Kariyerleri Boyunca ilgilenmişler mi?
O kendilerinin işi değil! Peki, sayıları milyonları bulan ve en çok da anlaşılamamaktan muzdarip Kilolularımıza dikte ettirmeye çalıştıkları nedir?
Sadece Kapris.
Obezite ile kendince ilgilenen Tıp Uzmanlarımızın Psikolojilerine bir Açıklama da biz getirelim o zaman;
‘Araştırma Alerjili Sendromu’na Yakalanmış En Uzmanlar!
Evet, iş yine başa düştü;
Neden uzun Aylara, hatta Yıllara dayanacak az ve sürekli Kilo Verme’nin işlerlik kazanamayacağını anlatmak.
İddia edilen Tarzda yapılmaya kalkışılsa bile kar ve zarar Terazisinde Hızlı Kilo Vermekle, güya Bedensel Zararlar karşısında; zamana yayarak ve yavaş Kilo Vermenin dayatılması sonucu göz ardı edilen Psikolojik Zararların ne kadar ağır bastığını uzmanlarımıza, Vücudun Şifresi Kitabı hediye ederek ilgili kısımları okumalarını arz edeceğiz.
Orada görecekleri şey, tamamen kendi yorumlarımızın dışında, Tüketilmiş Bedenler, Öğrenilmiş Çaresizlik Psikolojisi içerisinde Dağılmış, oysa sağlıklı ve kesin sonuç verebilecek bir Işıltı karşısında içgüdüsel ümitlenen, buna rağmen Tıp Uzmanları da dahil, Sektöre inançlarını yitirmiş insanlar.
Alt Başlıklarla toplamaya kalkıştığımızda ise, çok hazin ve ızdırap veren Tablolarla karşılaşabilmekteyiz. Yaş, Cinsiyet, Sosyal Altyapı, Ulaşılmış Kariyer ve daha farklı faktörlerle kıyasladığımızdaki sonuçlar; Boşanmaya Yönelmiş Ailelerden, Kendini İntihar Düşüncelerinden dahi arındıramaz hale gelmiş Genç İnsanlara, Üniversite sınavlarını kazanıp da gitmekten vazgeçen Gençler. Üniversiteye başlayıp da bırakan İnsanlar, Depresyon temel ağırlıklı Psikolojik Sıkıntılar dolayısıyla Kilo Artışları ile Kısırdöngü Yaşayanlar, Evlerinden Çıkmama Tercihleri ile Toplumda İzole Olanlar, İş ve Kariyer Yaşamlarında Nefer olabilecek İnsanlarda Tükenmişlik ve Ümitsizlikten, Sosyal İzole Edilmişlik Hissine kadar, Bireysel ve Toplumsal Ciddi Zedelenmelere ve Zararlara varmaktadır.
Tüm bu Gerçekleri görmezden gelmek, Uzmanlık alanı ne düzeyde ve hangi alanda olursa olsun Gerçekleri teğet geçmekten, Sosyal Sorumluluktan Uzak Kalmaktan ve Kendini Aşırı Önemseyip Topluma Hizmette Sınıfta kalmaktan başka bir şekilde açıklanamaz.
Bizim özellikle Bireye Uyumlu ve itina ile bütün ayrıntılara içtenlikle sarılmamız, araştırma kabiliyetimiz ve donanımlarımızla yoğun çalışmalar sonucu Evrensel, Bilimsel Gerçekleri takip etmemiz, dolayısıyla sağlıklı ve Somut Sonuçlar almamız, farkımızı herkesin Kalbinde derinleştirmektedir.
“Parfüm İle Deodorant Arasındaki Fark Nedir?”
“Nesne Bağımlılığı Bağlılık mı Bağımlılık mı?”
“26.Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Yarışacak Kısa Film ve Belgeseller Belli Oldu”
“Lens ya da Gözlük Kullanmak İstemiyorsanız!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32