DİĞER HABERLER

Altı şut dördü gol

"...“Jüri”, “Mona Lisa Gülüşü”, “Vegas’ta Son Şans” ve “Salak ile Avanak 2”nin karşısında, İzlanda yapımı..." Talip Ertürk haftanın filmlerini yorumluyor.
 
   
 
 
     
ALTI ŞUT DÖRDÜ GOL

Yerli filmler sinema salonlarında borusunu öttüredursun, 6 yeni film seyirciye merhaba diyor bu hafta. Film bol olunca her zevke göre bir şeyler bulmak mümkün. Yeni Dünya’dan gelen, “Jüri”, “Mona Lisa Gülüşü”, “Vegas’ta Son Şans” ve “Salak ile Avanak 2”nin karşısında, İzlanda yapımı “Buzdan Hayaller” ve Zeki Demirkubuz’un bekleten filmi “Bekleme Odası” var. Mönü zengin seçim sizin!

Jüri-Runaway Jury

Mahkeme hikayeleri konusunda ihtisas yapmış bir yazar olan John Grisham, romanları ile Hollywood’a çuvalla malzeme sunmuş bir isim. Yazarın çok satan romanlarından “Jüri” de, parlak bir oyuncu kadrosu ile karşımızda. Oyuncu kadrosundan bahsederken filmin bir ilginç yönünü de es geçmeyelim, “Jüri”, uzun yıllardır çok yakın iki dost olan, iki kurt oyuncu Gene Hackman ve Dustin Hoffman’ı da ilk kez bir araya getiriyor (Filmde bu duruma bir gönderme de mevcut; Hackman, ilk karşılaştıkları sahneden Hoffman’a “gecikmiş bir lütuf” diyor). Kadrosunun genç kanadında yine yetenekli isimler var; John Cusack ve Rachel Weisz. Filmin bir ilginç yanı da romanda sanık koltuğundaki sigara endüstrisini filme silah endüstirisi olarak taşımış olması. Jüri, kocası acımasız bir saldırı sonucu öldürülen Celeste Wood’un, silah endüstirisi devlerinden Winchester’a açtığı tazminat davasının çevresinde gelişiyor. Daha önce pek de parlak olmayan birkaç filme imza atmış yönetmen Gary Fleder’ın imzasını taşıyan film, türü sevenler için sıkılmadan izlenebilecek, kalbür üstü bir çalışma. Oyuncu kadrosunun kayda değer performanslarını yanında, Amerikan yargı sistemine ve silah endüstirisine getirdiği tumturaklı eleştiriler de Jüri’nin diğer artıları.

Mona Lisa Gülüşü-Mona Lisa Smile

Film başına 25 milyon dolarlık ücreti ile Hollywood ve dolayısıyla tüm dünyanın en çok kazanan aktrislerinden biri olan Julia Roberts’ın “dişi Ölü Ozanlar Derneği” olarak tanımlanan son filmi Mona Lisa Gülüşü, idealist bir öğretmen Katherine Watson’ın öyküsünü anlatıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Kirsten Dunst’dan, Julia Stiles’a, Tori Amos’tan Marcia Gay Harden’a her telden aktrise rastlamak mümkün. Feminist esintiler taşıyan hikayesi ile Mona Lisa Gülüşü, “bizim de bir Ölü Ozanlar Derneği”mi olsun diyen kadın örgütlerinin ısmarlama bir projesi gibi duruyor. New York Üniversitesi’nde tarih derslerine girerek hazırlandığı rolünde Julia Roberts pek sırıtmıyor. Ancak Roberts’ın arkasında kalan Kirsten Dunst, Maggie Gyllenhaal ve Marcia Gay Harden gibi isimlerin haksız biçimde harcandığını görmek bizim için gayet üzücü oldu doğrusu.

Vegas’ta Son Şans-The Cooler

Hatırlayın, geçtiğimiz sezon İspanyol yapımı “Bahis” sürpriz başarısı ile pek mutlu etmişti bizleri. Juan Carlos Fresnadillo’nun o filmi fazla şansılı bir gencin kumar dünyasında macerasını anlatıyordu. Bu hafta gösterime giren Vegas’ta Son Şans ise, “bahtsız bedevi” kıvamındaki Bernie Lootz’un hikayesini anlatıyor. Vegas’ın en görkemli kumarhanelerinden Shangri-La’da (Lost Horizon’a gönderme) etrafa uğursuzluk saçmakla görevli Bernie’nin şansı, “şans perisi” Natalie’ye aşık olduktan sonra tersine dönüyor. Genel anlamda tatmin edici bir yapım olan Vegas’ta Son Şans’ın benim için en büyük sürprizi ise bu güne kadar kayda değer bir oyunculuk performansını izlemediğimiz Alec Bladwin’in Oscar adaylığı ile taçlandırılan oyunu. Baldwin, daha çok “role uygun” görüntüsü ile durumu idare ediyor olsa da, performansı gerçekten şaşırtıcı. Başroldeki William H. Macy ise alıştığımız üzere oldukça iyi. Yan rollerde de Maria Bello ve Paul Sorvino gibi yetenekli ama popülariteden nasibini almamış isimler var.

Salak ile Avanak 2-Dumb and Dumberer

Jim Carrey’nin o zulu zırtlak günlerinde çektiği Salak ile Avanak, seyirciden büyük ilgi görmüş ve görkemli gişe başarılarına imza atmıştı. Yıllar geçti devran döndü, Jim Carrey saygın bir aktör kimliğine büründü ve doğal olarak Salak ile Avanak’ın devamı için kendisine gelen teklifi reddetti. Eric Christian Olsen ve Derek Richardson’ın başrolünü oynadığı Salak ve Avanak 2, bizleri ilk filmden yıllar öncesine, Lloyd ve Harry’nin henüz birer lise öğrencisi olduğu yıllara götürüyor. Carrey’nin yokluğu ile kağıt üzerine kaybedilmiş bir proje olan Salak ile Avanak 2, “proje olarak kalması gereken filmler”den.


Buzdan Hayaller-Noi Albinoi

İzlanda sineması sizler için bir şey ifade ediyor mu ? Artık edecek. Ülkemizde ilk olarak FilmEkimi kapsamında gösterilen Buzdan Hayaller, İzlanda’dan kopup gelmiş ilgi çekici bir çalışma. Gösterildiği festivallerde övgüyle karşılanan ve irili ufaklı bir dolu ödül toplayan Buzdan Hayaller, perdede farklı bir şeyler arayanlar için bulunmaz nimet. 6 filmlik haftanın bu en ‘soğuk’ filmi, seyircisine oldukça mesafeli. Buzdan Hayaller, Kuzey İzlanda’nın karlarla kaplı soğunda yaşayan albino hastası ve yüksel iq’lu Noi’nin öyküsünü anlatıyor.

Bekleme Odası

Zeki Demirkubuz genç yönetmenlerimiz arasında Nuri Bilge Ceylan ile birlikte en dikkat çekici isimlerden biri kuşkusuz. Film çekmekten hoşlanmayan, her filminden sonra yoğun bir pişmanlık yaşadığını itiraf eden bu ‘garip’ adam, bu otobiyografik çalışmasında bu güne kadar ki en eğlenceli, en rahat izlenen filmine imza atmış. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını uyarlama çalışan bir yönetmenin öyküsü çevresinde gelişen Bekleme Odası’nın başrolünde Zeki Demirkubuz ve Demirkubuz’un gerçek hayattaki karısı Nurhayat Kavrak var (Kavrak performansı ile Altın Portakal almıştı).

Talip ERTÜRK

taliperturk@hotmail.com
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>