DİĞER HABERLER

Aşk Acısı Çekmek Lazım!

"Şu an aşk acısı çekmediğim için çok şanslı sayıyorum kendimi." Yasemin Uludoğan'ın yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Şu an aşk acısı çekmediğim için çok şanslı sayıyorum kendimi. En yakın kız arkadaşımın canı cayır cayır yanıyor gözümün önünde. Acı gerçekleri söylemekten başka birşey yapamıyorum, elimden gelmiyor. Hem kimin elinden gelmiş ki bugüne kadar?

En son aşk acısı çektiğimde 2002 yılının yaz aylarıydı. Canım kadar (kesinlikle canımdan çok değil) sevdiğim sevgilimin ihanetiyle öyle bir sarsıldım ki kaç deprem şiddetindedir ben bilirim, aylarca kendime gelemedim.

İhanete uğradığımı duyan tecrübeli kız arkadaşlarım:
- Ooo ilk ihanetin hayırlı olsun, diye teselli ettiler beni.
"Manyak karılar" diye onlara sevgilimden daha çok sinirlenmiştim

Şimdi düşünüyorum da hatunlar teselli biçiminde çok haklılarmış. O dönem çektiğim aşk acısı mıydı yoksa ihanete uğramışlığın verdiği çaresizlik mi şu an hala karar veremiyorum. Bugünkü aklım olsaydı o dönemlerde kendimi o kadar yıpratmazdım, üzülmezdim diyorum ama o gün, o acıyı çekmeseydim eğer, bugün bu kadar rahat ve gamsız olur muydum , işte onu hiç sanmıyorum.

Aşk acısı çeken arkadaşım ile aşk acısı çekmeyen sevgilisini ben tanıştırmıştım bundan bir buçuk yıl önce. İkisi de hala can ciğer kuzu sarmasıdırlar benim için. Hayatımda ikinci kez iki kişinin arasını yapıyordum. İlk defa aralarını yaptığım sevgililerin ikisi de erkekti : )

Ne mi oldu birbuçuk yıllık aşklarının sonunda? Öyle bir yere geldiler ki, erkek ilişkinin bittiğini açıkça kıza söyleyemiyor. Kızın anlamasını bekliyor. Kız anlamıyor. Benden erkekle konuşmamı istiyor. Onu çok özlüyor. Belli ki hala içinde bir umut ışığı var. Bu da daha çok acı çekmesine sebep oluyor.

Erkekle konuşuyorum,
"Bitti Yasemin" diyor. "Heyecanımı kaybettim." "Şu, bu, o sebepler" diyor, "Hepsi benden kaynaklı".

Pınar Şaşal sanki mübarek kendinden kaynaklı, kaynağında şişelenmiş.
Bir de "konuştuklarımızı O’na söyleme" diyor.

Eh be eşşek sıpası arkadaşım benim, bunları bilmeye benden çok o kızın hakkı yok mu? Bilsin de seni daha çabuk unutsun. Ama biryerlerde beni hala seven ve bekleyen bir kadın var diye düşünmek daha çok işine geliyor tabii.

Dost acı söyler.

"Şunu bunu onu dedi, hepsi ondan kaynaklı" diyorum kıza. "Bitmiş" diyorum. "Artık bundan sonra ileriye bak ve yoluna devam et."

"Bugün sana telefonda söylediğim bu acı sözler her ne kadar günün kötü haberi olsa da, belki ileride alacağın iyi haberlere vesile olur, kim bilir…"

Ben artık acı çekmiyorum.

Ama arkadaşım çekiyor.

Kangren olan parçayı ben kestim bugün. Ama uzun vadede hep sızlayıp yavaş yavaş çürüyeceğine ölümcül darbeyle bir anda koparıp atmak daha iyi değil mi ?

Nasıl olsa iyileşir. İyileşecek eli mahkum.

Eskisi gibi olmayacak darbe alan yer ama iyileşecek.

Zaman sadece birazcık zaman…



Felsefel Köşe:

Aşk, karşındakini bulunmaz hint kumaşı sanmanla bir hıyar olduğunu anlaman arasında geçen zamandır.

Bir arkadaşım


Gereksiz Köşe:

Hep merak ederim Türk filmlerindeki kadınlar neden yedikleri bir-iki tokat ile hemencecik düşüp bayılıverirler? Acaba o neslin bünyesi mi zayıftı yoksa biz mi Tomb Raider gibi yetiştik?


Dip Köşe:

Kaset mağdurları, birleşin! Halkı DVD almaya teşvik edin, kasetleri tarihe gömün!
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>