DİĞER HABERLER

Aşk mektupları yazan budala erkekler...

"Yüklemleri olmayan cümleler çoğu kez itici gelir insana." Gülay Haktankaçmaz'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
Merhaba;

Yüklemleri olmayan cümleler çoğu kez itici gelir insana. Bana hiç de öyle gelmiyor! Seviyorum. Sevdiğim için de yazılarımda kullanmaya gayret gösteriyorum. Hele hele bir mektupsa söz konusu olan. Mektupları daha anlamlı kılıyor devrik cümleler... Hoş, eksik hayatları anımsatıyor okuyan da. Hayat, eksiklikler üzerine kurgulanmış bir anfi değil midir zaten? Hâl böyle olunca da gocunmuyor insan “devrik” anlatımları okuyunca.

Hay Allah nereden nereye geldim. Aslında sana erkeklerin neden aşk mektupları yazdıklarından, biliyorum sınırlı sayıdalar, bahsedecektim. Evet, belki sen de karşı çıkacaksın bu düşünceme diğerleri gibi “Ne yani, nereden çıktı bu da” diyerek... Sana vereceğim yanıt sadece iki kelimeden ibaret: Ama öyle!

Devrik anlatımlardan yoksun, klişe anlamları barındıran birkaç kelimenin dilbilgisi kurallarına uyularak sıralandığı yığınlar ne derece cazip gelebilir ki bir kadına? Erkeklerin yazdıklarını sandıkları “aşk” mektupları böyle kurgulanıyor işte.

Biliyor musun? O anlamsız kelime yığınlarını bırakıp sevdikleri kadını anlamaya çalışsalar belki her şey daha güllük gülistanlık olacak. Ama onlar bunu da bilmiyorlar. Bilmedikleri o kadar açık ki, internetten oradan buradan derleyip toparladıkları saçmalıkları “ben yazdım” diye çıkmıyorlar mı meydana. Üstelik o “ben yazdım” cümlesinin arkasındaki anlam da apaçık: “Ben yazdım çünkü sana değer veriyorum” ya da “Ben yazdım. Hadi yine iyisin senin için bir şeyler yazdım. Kaç kişi sana mektup yazdı hayatında?”

Bir erkek bana “Kaç kişi mektup yazdı sana hayatında?” diye abuk bir soru sorsa sadece gülerdim herhalde. Ne oluyor ki bir erkek mektup yazınca? Ulaşılamaz doğaüstü varlıkların lütfedip birkaç name döktürmesi mi onları daha cazip kılan? Sanmıyorum.

Hadi mektubu yazdın diyelim. Ya sonra? Aynı anlaşılamaz, tarif edilemez davranışlarına devam etmelerine ne demeli?

Sana bu satırları yazdığım şu sıralar kafama bir şey daha “dank” etti. Neden bunları anlatma ve yazma gereği duydum ki? Ben hayatımda hiç aşk mektubu da almadım. Yoksa bunun getirdiği kıskançlık ve vurdumduymazlık karmaşası mıdır beynimi bu denli yoran? Ve sana bunları yazmama yönelten dürtü?

Bilmiyorum.

Sevgilerimle,
gh.
gulay@cosmoturk.com

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>