DİĞER HABERLER

Buenos Aires’te yaz başlıyor şimdi..

"İstanbul’da kış başlayınca benim aklım Arjantin’e göç ediyor. Yazdan ve ılık günlerden başka hiçbir şey düşünemez oluyorum. " Mürsel Sezen'in bugün köşe yazısını okumak için tıklayın.
 
   
 
 
     
Buenos Aires’te yaz başlıyor şimdi...

İstanbul’da kış başlayınca benim aklım Arjantin’e göç ediyor. Yazdan ve ılık günlerden başka hiçbir şey düşünemez oluyorum.
Hep aklımda şu cümle; “Oralarda yaz başlıyor şimdi.”
Yazın başlangıcı sanki yepyeni bir hayata tekabül ediyor.
Halbuki hava durumunu kontrol ettim, İstanbul Buenos Aires’ten daha sıcak.
Ne fark eder ki, ben Buenos Aires’i sürekli özlüyorum.
Hiç gitmediğim o kenti...
Her sokağının hayalini kuruyorum. Palermo’nun arka sokaklarını, milonga yapılan salonlarda 7’den 70’e dans eden çiftleri (Carlos Saura’nın Tango filmindeki gibi), bahçe duvarları yüksek olduğu için yoldan geçenlere yüzünü göstermeyen evleri...
Bu kent bir kalp gibi atıyor içimde. Bazen silikleşiyor hayali, bazen de –özellikle kış gerçek yüzünü gösterdikçe- git gide özlemi büyüyor içimde.

Dün akşam biraz yürüdüm İstanbul varoşlarında...
Karanlık erkenden çökmüştü, bir polis karakolunun, yalnız kalmış bir parkın, içi ışıl ışıl yanan mağazaların önünden geçtim. Solgun sokak ışıklarının altında, rüzgarın havalandırdığı yapraklar sağa sola uçuşup duruyordu.
Yoldan geçenler başını paltolarının içine gömmeye çalışarak koşuşturuyordu.
Soğuk havalarda hayaller dışarı çıkmaz, insanın içinde gizlenir.
Sıcak bir bardak çay, rahat bir koltuk, yanan bir sobanın başında uyuklayan bir kedi, omuzuna başını dayayacağınız bir sevgili, size ne kadar önemli şeyler yaptığını heyecanla anlatacak sürekli bıcırdayan bir çocuk...

Yine Buenos Aires geldi aklıma...
Orada düzenlenen bir öykü yarışmasına 1200 tane öykü gönderilmiş. 900 tanesi “Bir sonbahar günüydü” diye başlıyormuş.
Gülümsedim. O kenti bu yüzden seviyorum. (Elf leyle ve leylenin doğduğu toprakları da) Yazma konusunda çok becerikli olmasalar da yine de duyarlılar bu konuya.
Hem en sevdiğim yazarlar oradan çıkmadı mı?
Borges’i, Cortazar’ı, Lugones’i bu kent yetiştirmedi mi?
Belki sonbaharı çoktur bu kentin ve bu yüzden insanlarını yazmaya yöneltir.
Mutlu aşklar yetiştirmez topraklarında... Aragon da bu yüzden seslenir Elsa’sına;
“Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde”

Bu kent benim Elsa’m...
Ben bütün güneşleri onda görüyorum, her kış onu özlüyorum.
Bütün ümitsizliklerim ölüyor hayalimde...
Umarım bir gün dolaşabileceğim bu kentin sokaklarında...
Ölmeden önce hiç değilse bunu yapmak istiyorum ve hatta daha da ileri giderek...
...bu kentte bir hayatım olsun istiyorum.

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>