DİĞER HABERLER

Düğün Dernek Olayları

"..Yaz gelince malum olaylarda artış görülür. Sevgili sayısında patlama olur, yay ve oğlak burcu çocuklarının temelleri atılır... Deli Fişek'in yeni yazısını okumak için tıklayın.
 
   
 
 
     
Düğün Dernek Olayları

Yaz gelince malum olaylarda artış görülür. Sevgili sayısında patlama olur, yay ve oğlak burcu çocuklarının temelleri atılır ve en önemlisi de yaz düğünlerinden geçilmez. Bizim arkadaşlar arasında da ikinci ve sondan ikinci önceki düğün de dündü.

Geçen düğün haftasında iki iş arası Bodrum’daydım. Düğün deyip geçemiyorsun. İlk gençlik yıllarını birlikte geçirdiğimiz, ilk içkilerimizi içtiğimiz, ilk aşkları yaşadığımız insanlar bu evlenenler. Kayıtsız kalmak imkansız. Dolayısıyla kestik tatili erken ve tuttuk İstanbul yolunu. Sabah erken eve geldim, akşama düğün var. Gazetelerimi aldım, ayakları uzatıp yayılırım, keyif yaparım, birkaç saat de uyur öyle giderim düğüne diye düşünürken saat 1’e doğru benim kankayı aradım. "Kaçta buluşuyoruz akşam? Nerdeydi düğün?" Bizim kız çığlıklar atmaya başladı. "Ulan ne akşamı düğün bir saat sonra Kuruçeşme’de!!!" Allahım yaa, kalk sen tatilini yarıda bırak sadece bu düğün için dön ve saatini bilme! En iyi arkadaşım şeytan beni dürtmeseydi kaçıracaktım yani. Sonra kurtul dillerinden!! Bahtsız bir bedevi olduğum için Allahın haziran gününde hava karardı, şimşekler çaktı, yağmurlar yağdı ve ben tabii ki o güne özel satın aldığım beyaz takım elbise ve ayakkabıları dolaptan çıkaramadım bile. Siyah motorcu deri ceket, siyah pantolon ve botlarla yetiştim düğüne. Benim o halimi görüp irkilenlere de hikayemi anlatınca aslında çok da şaşıran olmadı. Bu grup içinde herkes birbirini o kadar iyi tanıyor ki, tamamen kendim gibi davranabiliyor olmanın süper hazzını yaşıyorum. Ama bütün hafta boyunca e-mailler atılmış, konuşulmuş vs. durumları varken benim "Ne bilim abi, öğlen saatinde düğün mü olur?" tepkime az da olsa "oha falan oldular yani". Tabii durum böyle olunca grupta dünkü düğünü de kaçırabilirim endişesi hasıl olmuş ve herkes birbirini uyarmış "Aman ha! Jumbo’yu boş bırakmayın. 3 gün önceden başlayarak haber verin!". Benim kankadan bir haftadır aldığım uyarı ve hatırlatma mesajları sayesinde, dün sabah, bir önceki düğün ile "dünya evine giren" arkadaşımın "İstanbul’da mısın? Bugünün özelliği ne? Peki saat kaçta? Nerde peki?" gibi sorularını başarıyla tek seferde doğru cevaplayarak sınıfı geçtim. Sanırım artık bana "salak" derken bir kez daha düşünecekler. Yahu o kadar asosyalim ki, günler öncesinden karnım ağrıyor, ne giyeceğim, nasıl gideceğim diye düşünmekten. En korkuncu da bizim evde toplanan ahali Peter Gabriel konserine giderken, benim onların arasından beyaz takım elbiselerimle bir kuğu gibi süzülüp düğüne gitmem oldu.
Bu arada "dünya evine girmek ne oluyor abi? Biz evsizler olarak marsta mı yaşıyoruz ki, onlar evlenince dünya evine girmiş oluyorlar? Dünya mı değiştiriyorlar yani? Bunu bir araştıracağım. Bir de "Avşar kızı" olayını çözmüş değilim. Neden koskoca Türkiye’de Hülya Avşar babasının kızı olarak anılıyor da bir başkası anılmıyor? Mesela neden "Akkaya kızı" "İnanır oğlu" falan denmiyor? Merak ediyorum.

Haa bir de dün gece yine birine aşık oldum galiba. Saplantılı olduğum kıvırcık saç olayını aşmış bir şahıs. Cüneyt Özdemir ve Gullit karışımı ve hatta benim patlamamış Mısır Prensinden bile daha kıvırcıktı saçları. Bir ara kendisine dönüp, "Benim falımda A ve O harfleri çıkmıştı en son, birlikte olmamız imkansız" dedim. O da zaafımı anlamış olacak ki: "Saçlar bile mi kurtarmaz?" diye sordu. Ben de şu anda fallara inanıp inanmamak konusunda kararsızım. Ne dersiniz?
Ne zaman adam oluruz?: Yaşımızın adamı gibi davrandığımızda...

delifisek@cosmoturk.com


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>