DİĞER HABERLER

En büyük eksikliğimiz neymiş?

Kadınız ya, işimiz gücümüz kendimizi didiklemek! Neyimiz eksik, neyimiz fazla? Yoksa ben...?
 
   
 
 
     
Bir gün bir arkadaşımla mailleşirken şöyle bir cümle kurmuştum ona;
“İçime baka baka içime düştüm!”
O bu cümleye çarpıldı mı bilmem ama ben çarpıldım. Ne kadar çok uğraşıyordum kendimle.
Kız arkadaşlarımı düşündüm. Onlar da sürekli eksikliklerini –fazlalıklarını tartıp duruyordu.
İlk önce fizikle ilgili kaygılar gündeme geliyor, neredeyse her dakikaya bir kaygı düşüyor;
Kilolu muyum? Basenlerim çok mu geniş? Boyum uzun mu? Yeterince güzel miyim? Yaşlanıyor muyum?

Gün içinde işle ilgili kaygılar artıyor; Bu işler neden benim başıma patlıyor, enayi miyim neyim? Kendi işimi mi kursam? İşimi seviyorum ama bu maaşla nasıl geçinilir? Neden yükselemiyorum? Patronum yaptıklarımı görüyor mu?
Yalnız kalınca ya da kendini dinlemeye başlayınca da aşk kaygıları;
X benden hoşlanıyor mu acaba? Ah ah, adam gibi bir sevgili bulamadım! Neden evlenemiyorum?

Evet itiraf edin, günümüz böyle geçiyor. Kilomuzu, işimizi, özel hayatımızı düşünerek. Kaçımızın AB tartışmaları, siyaset ya da gündem umrunda? Kadın deyince akla ilk önce “güzellik, yemek, çocuk ve magazin” geliyor.
Haksız mıyım? (Bakın işte, yine başladım didiklemeye.)

Peki en büyük eksikliğimiz ne bana yazar mısınız?
Kendinizi hangi konuda eksik, hangi konuda donanımlı görüyorsunuz, çok merak ediyorum.

Sivil Toplum Kuruluşları ile ilgili araştırma yaptığım hafta ilginç bir gün geçirdim.
Ensar Vakfı’nda düzenlenen “Proje nasıl yazılır” seminerine katılmıştım.
Hocamız beşer kişilik çalışma grupları oluşturmamızı ve yürüttüğümüz projelerdeki ilk üç aksaklığı yazmamızı istedi.
Sonuç çok ilginçti, tüm gruplar hemen hemen aynı nedenlerde birleşiyordu; Motivasyon yok, oluşan proje sürdürülemiyor, proje bir kişinin üstüne yükleniyor, o kişi de bir süre sonra yoruluyor ve işi bırakıyor.
Aklıma İsmet İnönü’nün bir lafı geldi; “Türk’e ülken için savaş ve öl dersiniz ölür ama şu dereden her gün bir kova su taşıyın deseniz taşıyamaz.”
Sürekliliği yakalayamamak gerçekten genlerimizden gelen bir özellik mi?

Alman Sıhhi Tesisat Endüstrisi Derneği Başkanı Michael Polach, katıldığı bir toplantıda Türklerin en büyük eksikliğinin birlikte bir şeyler yapamamak olduğunu söylemişti;
Yani dernekleşememek, kurumsallaşamamak, bireysel hareket etmek ve kaybolmaya mahkum minicik damlacıklar olmak.

Neden?
Bence amacımız olmadığı için.
Amacımız yok ki motivasyonumuz olsun! Bir yere ulaşmayı hedeflemiyoruz ki sürdürülebilir olsun.
Sizin bir amacınız var mı ve amacınıza ulaşmak için neler yapıyorsunuz, bana yazar mısınız? Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?

Mürsel Sezen
msezen@boyut.com.tr


Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>