İntikamın acısı tatlısı değil, soğuğu makbul
Acı Tatlı Hayat, Kayıp Şehir, Kumpanya ve Bubha Ho-Tep... Talip Ertürk bu hafta vizyona giren 4 filmi yorumladı.
Uzak Doğu'dan gelen intikam temalı filmlerin en yenisi, ülkemizdeki ilk gösterimi geçen Antalya Film Festivali'nde yapılan Acı Tatlı Hayat. Film, patronunun sevgilisine aşık olunca emdiği süt burnundan gelen bir mafya tetikçisinin hikayesini anlatıyor
ACI TATLI HAYAT
(Dalkomhan Insaeng) MACERA-DRAM
Yönetmen: Kim Ji-woon
Oyuncular: Lee Byung - Hun, Kim Young Chul, Shin Mina, Hwang Jung - Min
Yapım: 2005, Güney Kore, 120 dk.
Yiğit yuvası kıvamındaki Uzak Doğu ovası, uzunca bir zamandır hayaletlerle ve kötü ruhun türlüsüyle uğraşıyor, görüyoruz, izliyoruz. Bir başka dertleri de intikam. "İhtiyar Delikanlı" gibi, tüm zamanların en iyi 'intikam' filmlerinden birini sinemaya armağan eden Güney Kore, şimdi benzer bir hikayenin peşine düşen Acı Tatlı Hayat'ı önümüze sürüyor... Adamımız, otel müdürü görünümündeki mafya tetikçisi Sun-woo. İtaatkarlığı ve sadakati onu örgüt içinde mühim bir konuma taşımış, patronunun gözdelerinden biri haline getirmiş. 'Baba' Sun-woo'ya o kadar güveniyor ki, şehirden ayrılması gereken bir dönemde, biricik sevdiceği Heesoo'yu ona emanet ediyor. Lakin bir şartı var; şayet Heesoo bir sadakatsizlik ederse, onu ortadan kaldıracak. Genç kızı temkinli bir mesafeden izlemeye koyulan Sun-woo, ihanetin kokusunu kısa sürede alıyor ancak Heesoo'yu öldürmek bir yana, hiç yapmaması gerekeni yapıp genç kıza sevdalanıyor. Patronu geri dönüp de durumu anlayınca, hayat bir anda Sun-woo için fena halde zorlaşıyor...
Dövüş sahneleri usta işi
Kim Ji-woon'un önceki filmi "Karanlık Sırlar / A Tale of Two Sisters"ı izleyenler, ne kadar iyi bir yönetmenle karşı karşıya olduğumuzun farkındadır. Acı Tatlı Hayat da altıncı uzun metrajını çekmiş bu yönetmenin yeteneğini tüm görkemiyle gözler önüne seriyor. Filmde temponun zirve yaptığı iki dövüş sahnesi var ve bu bölümler benim diyen yönetmenin ulaşamayacağı bir ustalıkla, nefes kesici bir güzellikte kotarılmış. Kim Ji-woon'un filmin genelindeki performansı da üst düzeyde seyrediyor keza. Başroldeki Lee Byung - Hun'ın kompozisyonu, filmi yukarı taşıyan bir başka unsur… Ancak hikaye, herkesin tahmin ettiği finale varmadan önce lüzumsuz bazı duraklara uğruyor ve filmin final bölümünün hemen önündeki yarım saatte iyice sarktığını söylemek gerek. Bunun haricinde Acı Tatlı Hayat, 'taş gibi' bir macera filmi, kan revandan hoşlanmayan seyirciler hariç herkes büyük bir keyifle izleyebilir… 10 üzerinden 7
Devrimden önce
ortam şahaneydi
Kübalı aktör Andy Garcia'nın "hayatımın projesi" dediği Kayıp Şehir, Castro devrimi arefesindeki Havana'dan insan manzaraları sunuyor
KAYIP ŞEHİR
(The Lost City) DRAM
Yönetmen: Andy Garcia
Oyuncular: Andy Garcia, Dustin Hoffman, Ines Sastre, Bill Murray
Yapım: 2005, ABD, 143 dk.
Küba asıllı aktör Andy Garcia'nın 16 yıllık hayalini görmek nihayet bizlere de nasip oluyor. Henüz 5 yaşındayken Castro devrimine şahit olan ve ailesiyle birlikte kapağı Miami'ye atan Andy Garcia, Hollywood'un en mühim aktörlerinden biri olmayı başardıktan sonra Castro yönetiminden intikam almaya soyunuyor. Garcia, ülkesi Küba'daki rejime olan nefretini hiçbir zaman saklamadı ve bu film de nefretinin perdeye bir yansımasından başka bir şey değil… Senaryosunu ünlü Kübalı yazar G. Cabrera Infante'ye yazdırdığı filminde Garcia, ilk kez bir uzun metraj için kamera arkasına geçiyor ve başrolü de kimselere bırakmıyor… Filmin başkahramanı devrim öncesi Havana'nın en klas kulüplerinden birini işleten Fico Fellove. 2 kardeşi devrim rüzgarına kapılmış ancak Fico, her şeyin önüne ailesini koymuş. Sonunda Başkan Batista baskılara dayanamayarak ülkeyi terk ettiğinde, Fico'nun ışıltılı hayatının da tadı kaçıyor elbette… Garcia, "Batista dönemi şahaneydi" diyecek kadar alçalmıyor belki ama lafı "Castro'dan önce iyi kötü geçinip gidiyorduk"a getiriyor. Batista'yı faşistlikle, Castro'yu ise ülkeyi demokrasiden uzaklaştırmakla suçluyor, yitip giden vatan evlatlarının hesabını soruyor. Lakin film öyle acemice çekilmiş ve dağınık kurgulanmış ki, Garcia istediği etkileyici sonuca ulaşamamış. Dustin Hoffman ve Bill Murray, dostlarına omuz vermek için olsa gerek, hiçbir amaca hizmet etmeyen iki karakterle hikayeye dahil olmuş. 10 üzerinden 4
Altman Saura'yla buluşunca
KUMPANYA
(The Company) MÜZİKAL
Yönetmen: Robert Altman
Oyuncular: Neve Campbell, Malcolm McDowell, James Franco, Barbara Robertson
Yapım: 2003, ABD, 112 dk.
Usta yönetmen Robert Altman, kariyeri boyunca her türden film çekti, şimdi de bir Carlos Saura filmi yapmaya özenmiş olsa gerek, Kumpanya'yı sürüyor önümüze. Bizim 3 yıllık bir gecikmeyle izleyebildiğimiz film, bir dans grubunun hayatına odaklanıyor. 6 yaşından bu yana bale yapan ve bu film için iki yıllık bir hazırlık süreci geçiren Neve Campbell (aynı zamanda yapımcılardan biri), ekibin yıldız dansçısı Ry'ı canlandırıyor filmde… Kumpanya, Joffrey Ballet of Chicago'nun leziz danslarının temelinde gelişen bir müzikal. Çizgisel ilerleyen bir hikayesi yok, daha çok dansçıların sahne arkasındaki hayatına odaklanıyor ve karakterlerinden çok durumlarla ilgileniyor. Neve Campbell, hem oyuncu, hem de dansçı olarak çok iyi. Kadronun dikkat çeken bir başka ismi de Malcolm McDowell. 10 üzerinden 6
Elvis ölmedi, huzur evinde yaşıyor
BUBBA HO-TEP
KOMEDİ
Yönetmen: Don Coscarelli
Oyuncular: Bruce Campbell, Ossie Davis, Ella Joyce, Heidi Marnhout
Yapım: 2002, ABD, 92 dk.
Bubba Ho-Tep, ünlü yazar Joe R. Lansdale'nin kısa hikayesinden yapılmış bir uyarlama. Hikaye, yıllar önce öldüğü yalanıyla ortadan kaybolan ve yaşamına Doğu Teksas'ta bir huzur evinde devam eden Elvis Presley'in üzerine kurulu... Elvis'i yıllardır yaşadığı huzur evinde buluyoruz; ölümünden yıllar önce bir başkasıyla kimlik değiştirmiş ve sonradan pişman olsa da, bir daha gerçek kimliğine kavuşamamış... Günün birinde, Başkan John F. Kennedy olduğunu düşünen bir başka huzur evi sakiniyle birlik oluyor ve bu iki yaşlı kurt, mutlu huzur evini kendine yeni av alanı olarak seçmiş olan iblis bir Mısır mumyasına karşı savaşmaya başlıyorlar...
Talip Ertürk
terturk@gazetevatan.com
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Çekici, özgür ruhlu, asi ve göz kamaştırıcı”
“Gabriel García Márquez’in Yeni Romanı Dünyayla Aynı Anda Türkçede!”
“Vizyona Girecek Filmler Hangileri?”
“Mutluluk Seviyenizi Artıracak Kolay Uygulanabilir 8 Yöntem”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32