DİĞER HABERLER

Kesisiz yüz gençleştirme ve doku aşıları

"Son yüz yılda yaşam iki kat artarak 80 yıla yaklaştı. Yaşlanmaya bağlı estetik problemlerin çözüm arayışı son yirmi yılda artmış ve son on yılda..." Dr. Hüseyin Güner'in yeni yazısı
 
   
 
 
     
Son yüz yılda yaşam iki kat artarak 80 yıla yaklaştı. Yaşlanmaya bağlı estetik problemlerin çözüm arayışı son yirmi yılda artmış ve son on yılda yüze yapılan estetik müdahaleler başı çekmektedir. Hareketsiz yaşantıya, kötü beslenme, alkol ve sigara kullanımına, stres de eklenirse yaşlanma daha da hızlanmaktadır. Oysa dinamizm, gençlik ve zarafet günümüzde tüm değerlerin üzerindedir. Her yıl daha da genç sayılabilecek hastalar estetik cerrahlara başvurmaktadır. Ortak istekleri gençliklerini korumak ve daha çekici olmaktır.

Yaşa göre hastaların şikâyetleri değişmektedir. Otuzların başında kaş arası ve göz çevresi kırışıklıklar en yaygın şikâyetken, otuzların sonunda burun kenarından dudak kenarına uzanan çizginin belirginleşmesi bunlara eklenir. Kırkların başında üst göz kapağı cildinde sarkma, alt kapakta gevşeme, yukarı bakışlarda alt kapak yağ fıtıklarında belirginlik oluşur. Kırkların ortasında kaşlarda düşme, alında enine kırışıklıkların sayısında artma, sonlarında ise yanağı alt göz kapağından ayıran hatta belirginleşme olur. Artık yanaklar çene kenarından sarkmış ve boyunda yağ birikimi başlamıştır. Yüzde daha fazla sayıda ince ve kalın çizgiler vardır. Yani kırklı yaşlarda yüz fazla deforme olur. Ellili yaşlarda mevcut problemler daha ağırlaşır. Cildin yapısı protein ve su kaybına dayanamamış ve tüm zayıf noktalardan kırışmıştır. Menapozdaki kilo alımından yüz de etkilenir, çene kenarında ve boyunda ele gelen yağ artar.

Tüm bu anlatılanlardan yaşlanmanın kompleks olaylar zinciri olduğunu anladınız. Bozulma zamana yayıldığı için bir grup hasta deformasyonu kabullenmiş ve ufak tefek isteklerin peşinde iken, diğer bir grup hasta elinden gençlik fotoğraflarını artık bırakamaz olmuştur. Tek düşünceleri eskisi kadar genç ve çekici olmaktır. Çoğu hastanın isteği makul ve temkinlidir. Asla değişmek ve bir başkasına benzemek istememektedirler. Tek istekleri on yıl öncesine dönüp günümüzü yaşamaktır.

Tedavide hastanın ihtiyacından çok isteklerini önemsemek gerekir. Hastalar muayene esnasında daha önce yapılan uygulama ve ameliyat resimlerine bakarlar. Böylece isteklerini daha netleştirip daha doğru karar verebilirler. Artık sıra uygulamaya gelmiştir.

Tek bir anahtar yok ki tüm kapıları açabilsin. Bir kişiyi gençleştirirken birden fazla teknik, teknoloji ve ilaç kullanılır. Bu yüzden güncel tedavi metotlarından kısaca bahsedeceğim.

Botox:A.B.D. de son 5 yıldır en sık uygulanan estetik müdahaledir.18 yıldır estetik uygulamalarda ve çok daha uzun zamandır diğer tıp dallarında kullanılmaktadır. Zehir değil ilaçtır. Kaş arası, alın, göz çevresi, dudak çevresi ve boyun kırışıklıkları tedavisinde kullanılabilir.

Yağ enjeksiyonları:Yağ enjeksiyonları çok sık kullandığımız tedavi şeklidir. Yüz gençleştirmede en önemli uygulamadır. Yüzde eksilen ve çöken kısımlar böylece desteklenir. Ayrıca yüze çanlı hücre transfer edildiğinden Yüzde yeni damar ve kan akımını da arttırır.Enjekte edilen bu yağların içinde kök hücrelerde vardır. Bu kök hücreler yeni alanlara uyum sağlama özelliği taşımakta ve bu alanları yenilemektedir. Bir çok yağ enjeksiyonundan aylar sonra cildin parlamaya başladığını ve eskisinden daha kırmızı ve canlı olduğunu gözlemlemekteyiz. Tabi tüm bu aşılanan hücrelerin yaşadığını söylemek inandırıcı olmaz.
Yalnız kaş kaldırmak, elmacık kemiği ve çene kemiğini desteklemek için yapılan aşılamaların neredeyse tamamı tutmaktadır.Başarıda güncel tekniklerin kullanımı ve uygun malzeme seçimi çok önemlidir.


Lazer:Kırk yıla yakın süredir yüz kırışıklık tedavilerinde kullanılmaktadır. Birçok çeşidi farklı etkiler oluşturur. Cildi bir miktar gerginleştirirken yüzeydeki sivilce izi ve ince kırışmalarda da azalma sağlar. Eskisi kadar yaygın kullanılmamaktadır diye sakın işe yaramadığını sanmayın. Sürekli yenilenen ve ilerleyen bir teknolojidir. Yüzde soyma, kırışıklık tedavisi, Leke tedavisi, gibi işlemler için cilt yüzeyinden uygulanır. Bu laser tiplerin de dikkatli kullanıma rağmen, iyileşmenin uzun sürmesi ve ciltte istenmeyen lekelenme yan etkileri arasındadır. Yeni cihazlarla yan etkiler çok azalmıştır. Özellikle cilt altına iğne kadar ince kanüllerle uygulanan laser cihazlarında bu istenmeyen etkilere az rastlanır. Bu tip laserlerin diğer avantajı yaşlanmanın olduğu tabakaya direk etki edip cildin yüzeyinde yaralanma oluşturmamasıdır. Bu yöntem yüzdeki yağ fazlalıklarını da eritebilmekte, birçok olguda boyun germe işlemine benzer bir etki ortaya koyabilmektedir.

Kimyasal soyma: Meyve asitleri ve birçok vitamin asidi bu işlem için kullanılabilir. Etki mekanizmaları lazerden farklı olsa da benzer etki ve oluştururlar. Düşük doz ve uzun uygulamalarla yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Hızla sonuç almak istenirse komplikasyonları artmaktadır.Bu yüzden düşük dozlarda uzun süreli tedaviler önerilir. Yan etkileri lazere benzer.


Thermage: Radyo dalgaları ile cilt altı gergi dokusunu sıkılaştırırken yüzey hasarına neden olmayabilir. Gerginliği arttırır. Sarkma, yağ fazlalığı ve yağ eksikliği olan bölgelere etkisi çok daha azdır. Uzun sürede etkisinin ortaya çıkması ve uygulama esnasında ağrı olabilmesi dezavantajıdır.

Dolgular: Yıllardır başarı ile uygulanmaktadır.Yüzde çökme ve doku eksikliği olan bölgelere uygulanır. Kabaca ikiye ayrılır. İnsanın kendisinden alınarak hazırlananlar, veya dışarıdan ilaç şeklinde hazır gelen ürünler. Her ikiside aynı amaç için kullanılır.Her iki üründe zaman içinde kayıplar olmakla beraber insanın kendisinden alınanırak tekrar aşılanan otolog ürünlerde kayıp çok daha azdır.


Yağ enjeksiyonlarının zamanla kaybolduğu söyleniyor, doğru mu?

Yağ enjeksiyonları çok sık kullandığımız tedavi şeklidir. Yüz gençleştirmede en önemli uygulamadır. Yüzde eksilen ve çöken kısımlar böylece desteklenir. Ayrıca yüze çanlı hücre transfer edildiğinden yüzde yeni damar ve kan akımını da arttırır. Enjekte edilen bu yağların içinde kök hücrelerde vardır.
Bu kök hücreler yeni alanlara uyum sağlama özelliği taşımakta ve bu alanları yenilemektedir. Bir çok yağ enjeksiyonundan aylar sonra cildin parlamaya başladığını ve eskisinden daha kırmızı ve canlı olduğunu gözlemlemekteyiz. Tabi tüm bu aşılanan hücrelerin yaşadığını söylemek inandırıcı olmaz.
Yalnız kaş kaldırmak, elmacık kemiği ve çene kemiğini desteklemek için yapılan aşılamaların neredeyse tamamı tutmaktadır. Başarıda güncel tekniklerin kullanımı ve uygun malzeme seçimi çok önemlidir.

Yağ enjeksiyonlarından sonra yüz şişer mi ?

Evet yağ enjeksiyonundan sonra yüzde geçici bir şişme olur. Dudağa yapılan enjeksiyonlar iki hafta da elmacık kemiği, kaş, çene kenarı uygulamaları 1 hafta, ince kırışıklıkların tedavisi için yapılan uygulamalar birkaç günde düzelmektedir.


Yapılan bu enjeksiyonları geri alabilmek mümkün mü?

Evet mümkün. Örneğin yapılan yağ enjeksiyonu fazla bulunursa microliposuction a benzer yöntemle geri alınabilir. Yüzey düzensizlikleri yine aynı şekilde düzeltilir. Eğer yüze uygulanan madde geçici bir dolgu ise zaten zamanla erimektedir. Eğer silikon gibi yasak olan maddeler uygulanmışsa bunları almak tecrübe gerektirir. Ama yinede hemen hepsinini farklı oran ve şekillerde geri alabiliriz.


Kalıcı dolguları önerir misiniz?

Eğer bu dolgu kişinin kendisinden alınan yağ veya doku karışımları ise evet öneririm. Bunun dışında hiçbir kalıcı maddeyi önermem. Bunun birinci nedeni alerji yapabilmeleridir. İnsanlar meme silikonu ile cilt içine yapılan silikonu birbirine karıştırıyorlar. İnsan vucudunun farklı bölgeleri birbirinden farklı tepkiler verir. Derinlere yerleştirilen ve akışkan olmayan protezler vücutta çok düşük bir allerjik aktivite oluşturabilirken, cilt içine yapılan silikon enjeksiyonları ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilirler. Diğer bir nedeni ise zamanla yaşlanan dokularımız özellikle dudak çevresine yapılan ve kalıcı olan bu dolgu maddelerini taşıyamamakta ve yıllar içinde dudak, elmacık kemiği ve çene kenarlarında sarkmalar olmaktadır. Bu iki nedenle önermemekteyim.


Termage, titan, v.b uygulamaları önerir misiniz ?
Bu uygulamalar aslında sanılandan daha eskidir. Etkili oldukları şüphesizdir. Birbirlerine bazı üstünlükleri vardır. Hastalarımız bu uygulamalarla mucize beklememelidir. Yüzde ince kırışıklıklara etkileri botoxa oranla çok düşüktür. Yüze hacim kazandırmazlar. Yani destek dokuları arttırmaz ve çökmeleri gideremezler. Cilt yüzeyine etkileri lazerler kadar değildir. Uygulamalarında hafif bir acı olabilmektedir. Bu acı titanda çok daha azdır. Günü birlik uygulamadan sonra hastaların hızla işlerine dönmeleri en büyük avantajlarıdır.

Dr. Hüseyin Güner
Superplast




Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>