DİĞER HABERLER

Pakocan ve Diğer Canlar...

"ilk gözüme çarpan haber “Pako Aramızdan Ayrıldı” oldu. Başta bir “hiiiiiiiiiiiii” dedim gayri ihtiyari." Deli Fişek'in yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Pakocan ve Diğer Canlar...

Dün gazeteyi (Hürriyet) elime aldığımda ilk gözüme çarpan haber “Pako Aramızdan Ayrıldı” oldu. Başta bir “hiiiiiiiiiiiii” dedim gayri ihtiyari. Sonra, acaba Bekir Coşkun yazmayı mı bıraktı diye geçti aklımdan. Ona da çok üzülecektim çünkü Bekir Coşkun’un yazılarının hayranıyım. Kısacık yazılarındaki çarpıcı etkiyi çok nadir yaşayabilmişimdir. Fakat, Pako’nun öldüğünü öğrendiğim saniye gerçekten de içimde oluşan derin sızıyı size anlatamam. Bu sızıyı da o kadar kolay atlatabileceğimi sanmıyorum. Bir yazar bir köpeği ancak bu kadar sevdirebilir, insanın içine işletebilir. Çok ama çok üzüldüm.
Bekir Coşkun’u merak ettim. Hayvanlarına bu kadar düşkün olan adam şu anda ne yapıyordur diye düşündüm ilk olarak. Bu sabah da Ertuğrul Özkök’ün yazısını okurken korktuğum şeyi duydum. Bekir Coşkun ağlamaktan konuşamıyormuş. Boğazıma takılan düğüm hala geçmedi.

Bilirim insanın bir hayvanı kaybetmesinin ne demek olduğunu. Kedilerimizden bir tanesi yaşlılıktan, diğeri böbrekten, diğeri ise elim bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Bu ölümlerden en çok etkilenen annem olmuştu, çünkü gerçek sahibi oydu kedilerin. Ama yaklaşık 2.5 yıldır beslediğim Kuki’min benim için önemini anlatmama gerçekten kelimeler yetmez. Kendim doğursam ancak bu kadar sevebilirdim gibime geliyor. Onun bana olan sevgisi de görülmeye değer. Kediden çok, köpek davranışları sergiliyor. Gölgem gibi takip ediyor. Nereye gidersem orada bir meşgale buluyor kendisine. Çok meşgulmüş gibi göründüğü bir anda o odayı terk edersem işini aynen bırakıp peşimden geliyor.
Benim hayvanları çoğu zaman insanlardan daha fazla sevdiğimi beni yakından tanıyan arkadaşlarım bilir. O savunmasız yaratıklara yapılan en ufak bir terslik beni yataklara düşürebilir ve hatta çok ciddi söylüyorum cinayet işlemeye kadar götürebilir.

Hiç unutmuyorum iki sene evvel, Büyükada’da insanların dilleri beş karış, kan ter içinde çıkabildikleri Aya Yorgi kilisesine benim kanka ile çıkmaya karar vermiştik. Neşe içinde, oflaya poflaya ilerliyorduk ki gördüğümüz manzara karşısında gözlerimize inanamadık. Arkaya dört tane insan demeye dilim varmayan yaratık yerleştirilmiş tek bir atlı bir fayton yanımızdan ağır ağır geçti. Kanka ile birbirimize bakıp, o...çocukları, odur budur giydirmeye başladık. Olamazdı böyle bir şey. Yapılamazdı. O hayvanın sırtından o şekilde nereye kadar para kazanılabilirdi. Söylenip durduk. Ve ne yazık ki korktuğumuz manzara 20 metre sonra gözlerimize yapıştı kaldı. Donakaldık. Perişan olduk. Kahrolduk. Zavallı hayvancığın ayağı o tozlu yollarda kayıverdi ve ne yazık ki 4 adet yaratığı daha fazla taşıyamadı o yorgun ve incecik bacakları.
Hayvanın yere yığılması ile bizim, saatte 1 km. olan hızımız bir anda 100 katına çıktı ve o koskoca yokuşu inanılmaz bir hızla olay yerine koşup bağırıp çağırmaya başladık. Ata bakamıyordum bile. Ses tonumun kontrol edilemez bir şekilde titrediğini hatırlıyorum. Bağıramıyordum, sadece hakaretler yağdırıyordum binenlere de, atın o canavar sahibine de. Ve tekrar ne yazık ki, faytondan inmek zorunda kalanlardan biri herkesçe tanınan bir şahsiyet idi. “Ne yapalım?!!!” diyordu, “Adam aldı, biz de bindik, çalıştırmasınlar kardeşim o zaman bu hayvanları, çıkartmasınlar faytonları tepeye, bize ne bağırıyorsun?”. Öyle ya!!! Bravo bu zihniyete de! Ağlayarak yalvardım atın sahibine, “Ne olur yapmayın, para için canlara kıymayın. Şu hale bakın!!!!” Kanka beni zor sakinleştirdi, keyif için çıkmaya karar verdiğimiz Aya Yorgi fitil fitil burnumuzdan geldi.

Pako’nun ölümü beni çok üzdü. Boğazıma takılan düğüm başka düğümleri çağrıştırdı ve hızıma mani olamadan yazdım bu zavallı at hikayesini de.
Bu savunmasız hayvancıkların canlarını hiçe sayan, kötü şartlar altında çalıştıran, eziyet eden insanlarla ayrıca, son zamanlarda televizyonlarda sıkça gösterilen mezbaha manzaralarını görmemeye çalıştığım halde ille de kulağıma ayrıntıları gelen olayların yaşandığı bir dünyada yaşamak beni çok üzüyor.

deli fişek

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>