DİĞER HABERLER

Sizin mahallenize hiç hayalkırıklığı uğradı mı? -2-

"Mahalleye girer girmez, bağıra çağıra etrafa kaçışan insanlarla burun buruna geldim." İlknur Akgül Ardıç'ın yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Geçen haftaki yazının devamı...

Aradan aylar, hatta yıllar geçmişti. Bir öğleden sonra okuldan eve dönerken, mahalleye girer girmez, bağıra çağıra etrafa kaçışan insanlarla burun buruna geldim. Çığlıklar ve “Kaçıııııııın” uyarıları güzel mahallemizdeki sessizliği yırtıyor; patlama sesleri ve can pazarı ile ortalık savaş alanını andırıyordu. En net hatırladığım sahne, kafamı sola çevirir çevirmez, direkler arasında gerili duran, birbirine bağlı birkaç kalın elektrik kablosunun yanarak birbirinden ayrıldığı; elektrik saçan ve cılız bir ejderhayı andıran kabloların, ucundaki kıvılcımlarla birlikte aşağı doğru, insanların, evlerin ve arabaların üzerine doğru düştüğü idi. Sokaktaki evlerin camları ve içeride bulunan tüpler büyük bir gürültü ile patlıyor, insanlar korkuyla, dehşetin sona ermesi için dua ediyordu.

İlk andaki şokumu üzerimden atmaya çalışarak yangının nerede başladığına baktım. İşte o onda kendimi, kalbine hançer sokulmuş gibi hissettim. Çünkü yanan, şu bizim meşhur, çilekeş ahşap evdi. Gözümüzün önünde anılarımız, küçük kalp çarpıntılarımız, perili evimiz ve en önemlisi kaçık, zavallı, farazi eski mahalle sakinimiz yok oluyordu. Bir yanda korku, diğer yanda üzüntü, insanları çaresizliğe sürüklemişti. Büyük bir ihtimalle, düştü düşecek gibi duran evi daha fazla görmek istemeyen bir mahalleli, kendi eliyle bu duruma bir son vermek istemiş ve insanların neler hissedeceğini önemsemeden, anılarımızı tutuşturmuştu. Evin yanışı fazla uzun sürmedi.

Saatler sonra evden sadece, simsiyah tahtaların oluşturduğu alçak bir yığın ve üzerinden tüten dumanlar kalmıştı. Ve bilin bakalım ne olmuştu? Evin içinden kimse çıkmamıştı? Bu durumda, duyduğumuz tüm hikayeler yalandı. O gün hayallerimiz yıkılmış, neye üzüleceğimizi şaşırmıştık. Zavallı evin de yıllardır ayakta kalma çabası artık sona ermişti.

Bize ise hayallerimizi koltuğumuzun altına alarak, yaşamamıza kaldığımız yerden devam etmek kalmıştı.

ilknur@cosmoturk.com
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>