DİĞER HABERLER

Voila!

'Paris’teydim, fethettim geldim veya Paris beni fethetti..." İnci'nin yeni yazısını okumak için tıklayın!
 
   
 
 
     
Uzun bir aradan sonra hoşgeldim İstanbul’a...
Paris’teydim, fethettim geldim,
Veya Paris beni fethetti...

Hep merak etmiştim, bir türlü gitme fırsatım olmamıştı. Sektör kozmetik olunca şirketten pek çok kişi görebildi bu nadide kenti. Ben onlardan yeni olduğum için anca sıra geldi sanırım.

Öyle apar topar gittim ki bazı arkadaşlarımı ancak oradan arayıp gittiğimi haber verebildim. Şirketten üç kişi; Aydan, Ufuk ve ben böylece tuttuk Paris yolunu.

Şimdi döndüm ama İstanbul’da bıraktığım hayatımda neler olup bittiğini hatırlamıyorum bile. Evet en son Cüneyt ile buluşup konuşmuştuk; bana bir kez deneyelim mi falan demişti -yarım ağızla-. Ben biliyorum O da beni arkadaş olarak seviyor da bu teklifi kibarlığı elden bırakmama çabası; hani benim ondan hoşlanıyor olmam ihtimaline karşı...
Yok kardeş ben de hoşlanmıyorum. Yaptık bir hata, konuşup anlaştıktan sonra arkadaşlık neden bozulsun? Asıl öbür türlü sakat; ikimiz de duygularımızdan emin olmadan, “nezaketen” bir ilişki yaşayacağız ve sonra arkadaşlık gerçekten bozulacak.

Hiç de sorun olmadı, Cafe’de oturup konuştuğumuz o günün finalinde birbirimize gayet “saygı” duyarak, “anlayarak” ama bir daha birbirimize karşı eskisi kadar rahat olamayacağımızın da bilincinde olarak vedalaştık.
Yani yaptık bir hıyarlık ama medeniyetle durumu çözümledik, oldu bitti.

Zaten birkaç gün sonra bu yurtdışı seyahati olayını haber aldığımdan, Cüneyt olayını çok da fazla irdeleme şansım olmadı.

Gelelim Paris’eee...

Bir kere bavulumu hazırlarken bir hayli zorlandım; modanın merkezi, her kadının şık ve güzel olduğu bir kentte ne giyilir diye düşündüm. Oradan da alışveriş yapma ihtimalini de düşünerek bavulumu çok doldurmamaya çalıştım. Yine aynı ihtimali göz önünde bulundurarak kredi kartlarımı da mümkün olduğunca boşaltmaya çalıştım.
Sonracığımaa yanıma birkaç tane Fransızca müzik cd si aldım, uçakta falan dinleyip iyice havaya girmek için.

Çocuklar gibi şendim yani.

Ufuk’un Paris’i ikinci ziyaretiydi; sadece güzel Fransız “hatun” larını göreceğine ve çeşit çeşit kruasan yiyeceğine seviniyordu.
Aydan sevgilisini bir ay göremeyeceği için her ne kadar üzgün ve nerdeyse endişeli olsa da çabuk atlattı. Ona birkaç Pierre, birkaç Jacques gösterdim keyfi yerine geldi.
Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>