Yüzüklerden Görkemli Veda
Yüzük Orta Dünya’yı egemenliği altında alamadı ama sinema alemini egemenliği altına almakta zorlanmıyor. Talip Ertürk haftanın filmlerini yorumluyor!
Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü-The Lord of the Rings: Fellowship of the Ring
Yüzüklerin Efendisi hayranlarının uzun bekleyişi sona erdi. Yüzük Kardeşliğinin gösterime girişinin üstünden 2 yıl geçmişken, Kralın Dönüşü ile üçleme tamamlanıyor. Oyuncu kadrosununu büyük bölümü ve yönetmen Peter Jackson tarafından üçlemenin en iyi bölümü olarak değerlendirilen Kralın Dönüşü, tüm dünya ile aynı haftada ülkemizde gösterimde.
Son 10 yılın hatta tüm sinema tarihinin en çok konuşulan projeleri arasında olan Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, son film Kralın Dönüşü’nün de gösterime girmesi ile tamamlanıyor. Toplam 7 yıllık bir çalışmanın ürünü olan üç film, bildiğiniz gibi 1 yılı aşkın sürede Yeni Zelanda’da çekilmişti. Kralın Dönüşü, genel olarak serinin en iyi bölümü olarak değerlendiriliyor. 201 dakika uzunluğundaki film, özellikle görkemli savaş sahneleri ile Yüzüklerin Efendisi hayranlarını fazlasıyla memnun edecek. İlk film Yüzük Kardeşliği'nden 2, ikinci film İki Kule'den 1 yıl sonra gösterime giren Kralın Dönüşü, tartışmasız biçimde üçlemenin en görkemli halkası. Büyücü Saruman'ın sahnelerinin yönetmen Peter Jackson tarafından filmden çıkarılması ise, filmin en büyük handikapı olmuş. Bu durum serinin hayranlarının da en çok tepki gösterdikleri olay oldu. Bir yılı aşkın sürede çekilen üç film, bu niteliği ile sinema tarihine geçerken, 300 milyon dolarlık toplam bütçesi ile de dev projeleri geride bırakmıştı. İlk iki filmin toplam hasılatı ise 1.8 milyar doları buluyor. DVD ve diğer gelirler de eklendiğinde yapımcıların iki filmden 3 milyar dolarlık bir kazancı söz konusu. Kralın Dönüşü'nden beklenen 2 milyar dolarlık toplam gelirle üçlemenin toplam kazancını 5 milyar dolara çıkarması bekleniyor. Filmle ilgili devasa rakamların en ilginci ise; filmlerin gösterime girmesinin ardından Yeni Zelanda'nın turizm gelirlerini %8 arttırmış olması. Ülkemizde ise Yüzük Kardeşliği, yaklaşık 1.750.000 kişi tarafından, İki Kule ise yaklaşık 1.454.000 kişi tarafından izlendi. 108 kopya ile gösterime girecek Kralın Dönüşü'nü ise 2 milyona yakın seyircinin izlemesi bekleniyor. Yüzüklerin Efendisi hayranları için heyecanlı bekleyiş sona ererken, bir yandan da serinin fanatiklerinde ciddi bir hüzün dalgası hakim. Diğer yandan Kralın Dönüşü henüz vizyona girmeden ödülleri toplamaya başladı. New York Film Eleştirmenleri, Kralın Dönüşü’ne En İyi Film ödülünü vermekte hiçbir sakınca görmediler. Filmin bu yılki Oscar ödüllerinde de daha once yakalayamadığı başarıyı elde etmesi bekleniyor.
Sauron’un güçleri insan ırkını ortadan kaldırmak için Gondor’un başkenti Minas, Tirith’i kuşatır. Bir zamanlar müthiş bir güce sahip olan ve günden güne ışığını kaybeden bir koruyucunun bekçilik ettiği bu krallığın, hükümdarına daha önce hiç bu kadar ihtiyacı olmamıştır. Aragorn, kendi ırkının çağrısına cevap vererek, Orta Dünya’nın bütün kaderi onun elindeyken doğumuyla birlikte ona verilen gücünü kullanabilecek midir? Karanlığın bütün güçleri son savaş için bir araya gelirken Gandalf, Gondor’un yaralı ordusunu toparlamak için hazırlıklara başlar. Gandalf’a gereken destek Rohan Kralı Theoden’den gelir. Thoden, tarihin bu en büyük savaşı için tüm savaşçılarını seferber eder. İçlerinde saklanan Eowyn ve Merry ile birlikte insanlar, tüm cesaretlerine ve ırklarına olan sonsuz bağlılıklarına rağmen Gondor’u kuşatan düşmanların karşısında güçsüzdür. Çok büyük kayıplar vereceklerini bilseler de insanlar Sauron’un dikkatini başka yöne çekerek Yüzük Taşıyıcısı’nın yolculuğunu tamamlamasını sağlamak için hayatlarının en zor savaşında birbirlerine kenetlenirler. Herkesin umudu yüzüğü Hüküm dağının ateşlerinin içine atmak için düşman topraklarında tehlikeli bir yolculuğa çıkmış olan küçük ve kararlı hobbit Frodo’dadır. Frodo, yolculuğun sonuna yaklaştıkça yükü daha da artmakta, Gollum ve Yüzük sayesinde bu yolculuk onun sadakatini ve insani vasiflarını test ettiği bir savaşa dönüşmektedir.
Carandiru
Ard arda gösterime giren nitelikli Güney Amerika filmleri sayesinde, hiç aşina olmadığımız Güney Amerika sinemasını takip eder hale geldik. Bu hafta gösterime giren Carandiru’da bu geleneği bozmuyor. Ülkesi Brezilya’nın ardından ilk kez Türkiye’de gösterime giren film, Brezilya’daki Carandiru hapishanesinde yaşananları anlatıyor.
Deneyimli yönetmen Hector Babenco’nun yeni filmi Carandiru, son olarak Tanrıkent ile ciddi bir saygınlık kazanan Brezilya sinemasının yeni bir örneği. 1992 yılında yaşanan ve 100’ün üzerinde mahkümun ölümü ile sonuçlanan isyan dalgası ile hatırlanan Carandiru hapishanesinden insan manzaraları sunan film, 140 dakikalık süresi ile adeta bir karakterler geçidi. Bazı bölümleri gerçek Carandiru hapishanesinde çekilen film, Tanrıkent kadar olamasa da son derece çarpıcı.
Drazio Varella’nın Carandiru İstasyonu romanından uyarlanan filmin merkezinzdeki Carandiru hapishanesi, kapladığı alanla dünyadaki en büyük kent hapishanesi komplekslerinden biridir. 3000 kişi için tasarlanmış bir alanda 8000 mahkum tutulmaktadır. Böyle kalabalık bir çevrede, mahkumlar hayatta kalabilmek için devletinkinden çok farklı olan kendi kanunlarını yaratmışlardır. Dünyada her cezaevinde en büyük hayal özgürlüktür. Fakat Carandiru farklıdır: hepsinden önemlisi en büyük hayal buradan canlı olarak çıkabilmektir...
Küçük Özgürlük- Kleine Freiheit
Cannes Film Festivali’nde gösterilen Küçük Özgürlük, Almanya’da yaşayan Türk yönetmen Yüksel Yavuz'un ülkemizde gösterime giren ilk filmi. Hamburg’ta yaşayan Baran’ın öyküsünü anlatan film, son Antalya Film Festivali’nde de gösterilmişti.
Cannes Film Festivali ve 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde de gösterilen 'Küçük Özgürlük', Almanya'da yaşayan Türk yönetmen Yüksel Yavuz'un ülkemizde vizyona giren ilk filmi. Hamburg’ta yaşayan Kürt genci Baran, Hamburg'un göçmenlerin ağırlıkta olduğu Altona bölgesinde, St.Pauli'de bir cafede servis elemanı olarak çalışmaktadır. Sığınma talebi reddedildiğinden, 16. yaş gününde sınır dışı edilecektir. Bir gün, Afrikalı ve kendisi gibi Almanya’da kaçak olarak yaşayan Chernor'la karşılaşır. Chernor, uyuşturucu işi yapmakta ve Avusturalya'ya gitme rüyasını gerçekleştirebilmek için para kazanmaya çalışmaktadır. Baran, Chernor'la dost olmaya ve bu yabancı yerde tutunabileceği bir şeyler bulmaya başlamışken, Türkiye'de anne ve babasını ihbar ederek ölümlerine yol açan hemşerisi Selim'in de Altona'ya gelmesiyle, bir kez daha geçmişiyle ve içindeki kinle yüzleşmek zorunda kalacaktır...
Talip ERTÜRK
taliperturk@hotmail.com
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Twitter`dan Hayat Kurtaran Güncelleme”
“Aç kadının beslenme rehberi ”
“Efes Pilsen One Love Festival 12’de Geri Sayım Heyecanı Başladı!”
“Güneşle dost gözlerde Beymen Club ayrıcalığı…”
“Dialog'ta Spikerlik ve Sunuculuk kursu...”
“Haldun Dormen`in Yeni Oyunu “Küllerin Arasından”!”
“Bakıcı Seçiminde Önemli Adımlar ”
“Uyku pozisyonunuzun bir anlamı var...”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32