KÖŞE YAZILARI | BETÜL MARANGOZ

Sedef Gece Sulanmayı Sevmez Hâkim Bey

Hâkim sordu; “Teyzecim neden altmış yıldan sonra ayrılmaya karar verdin?” (Betül Marangoz)
 
   
 
 
     

Mahkeme salonunda bekleyen seksenli yaşlarındaki çift herkesin dikkatini çekmişti. ‘Yaşlı başlı insanların aile mahkemesinde ne işi olabilirdi’ diye etraftakiler düşünmeye başladı…

Adam inatçı bakışlarla suskun, nineyse ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleriyle etraftaki bakışları süzüyordu… Hâkimin sizi dinliyorum demesiyle sözü önce gözleri nemli yaşlı nine aldı.

Hâkim sordu; “Teyzecim neden altmış yıldan sonra ayrılmaya karar verdin?”

Yaşlı kadın derin bir iç çekişten sonra anlatmaya başladı; “Bu adam altmış senedir beni hayattan bezdirdi. Her şeyi hep benden bekledi. Bir kere bile gece benim yerime kalkıp sedef çiçeğime su vermedi. “ dedi.

Hâkim duyduğu sudan sebebe şaşırdı ve sordu; “Boşanmak istemenin asıl sebebi gece sedef çiçeğini bir kere bile eşinin sulamaması mı?”

Yaşlı kadın belli ki çok dertliydi ve yine bir iç çekişten sonra içini dökmeye başladı; “Hâkim evladım, o çiçek öyle sıradan bir sedef çiçeği değil. O bilmez 50 yıl önceydi… O çiçeği, bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım. Öyle büyüttüm ben onu… Çocuğumuz olmadı, onları çocuklarım bildim. Çocuklarımmış gibi onlarla ilgilendim. Bir zaman sonra çiçeklerim kurumaya başladı. Duydum ki güneş açmadan geceleri bir tas su dökersem çiçekler kendine gelirmiş. Ben de adak adadım. Her gece uykumu bölüp çocuklarıma baktım, onları yeniden yeşerttim. Ama bu adam bir gece bile kalkıp şu çiçeklere bir bakayım, bir kere de ben sulayayım demedi…

Geçen gece takatim kesilmiş, bütün gün bu yaşımla adama hizmet etmekten yorgun düşmüşüm. Hiçbir şeyi de beğendiremiyoruz ki mendebur herife… Her neyse… O gece yorgunluktan uyuya kalmışım. Bizim adam da, kendisi kalkmaya üşeniyor beni de uyandırmamış. Çocuklarım yerine koyduğum, 50 yıl emek verdiğim çiçeklerim o gece susuz kalmış. İşte ben hayatımı, umudumu her şeyimi verdiğim bu kişiden hiçbir şey görmedim. Bir kerecik benim görevimi de o yerine getirmedi. Hep benden bekledi. Onsuz ben mutlu olurum evladım. Dırdır eden de olmaz.” dedi ve sustu.

Salonda tüm gözler yaşlı adamın üzerine çevrildi.

Hâkim yaşlı adama dönerek; “Söylemek istediğin bir şey var mı amca?” dedi.

Yaşlı adamsa yüzünde utangaçlığın ifadesiyle; “Benim onun kadar söyleyecek fazla bir şeyim yok oğlum. Askerliğimi yaptığım yerde bir köşkte bahçıvan olarak uzun yıllar görev aldım. O bahçenin mis kokması ve çiçeklerinin kurumaması için emeklerimi verdim. Hepsi benim için ayrı bir evlat gibiydi. Ayşe’mi de o bahçede tanıdım. Ona o bahçeden en güzel buketler verdim.

İlk evlendiğimiz zamanlarda Ayşe’min boynu çok ağrıyordu. Aman ona bir şey olmasın diye her zaman üzerine titrerim. Yine üzerine titredim, doktora götürdüm. Doktor çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kirecin sertleşeceğini ve ilerleyen zamanlarda beynine bile zarar verebileceğini söyledi. Her gece uyanıp, biraz dolaşsın dedi. Ayşe doktoru da beni de dinlemedi. Baktım gördüm böyle olmayacak. Ya ilerde kötüleşirse diye onun ikna olacağı bir şey söyledim.

Sedef çiçeğinin üzerine çok düşerdi. Çiçeklerde o dönemde kurumaya başlamıştı. Ben de bundan istifade ederek çiçekleri gece sularsa kendine geleceğini, yeniden yeşereceğini söyledim. O da buna inandı. Her gece uyandı. O çocuklarıyla konuşurken ben hep onu seyrettim. Her gece o yattıktan sonra kalkıp saksıdaki suyu boşalttım. Çünkü sedef gece sulanmayı sevmez… Geçen akşam da, yaşlılık işte ben de uyuyakalmışım… Uyandıramadım… Suçlandım, sesimi çıkartamadım…” dedi ve son olarak da “Çiçek susuz kalırdı ama Ayşe’min boynu yine ağrıyabilir, yine ona acı çektirebilirdi evladım.” diye ekledi.

O an mahkeme salonunda herkes sustu… Yaşlı kadın utandığından dolayı sesini çıkaramadı. Mahkemede geçen konuşmaları duyanlar ise her zaman olduğu gibi yine önemli, ince konuları atlayıp tek bir yere odaklandı… Sedef susuz kalmış…


BETÜL MARANGOZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>