"Kendimiz için yaşıyoruz. Sadece mutlu olmak için. Gerisi boş. Gerçek mutluluğu bulduğumuzda ya bi anda kaybediyoruz ya da mutluğun peşine takılıp koşmaya başlıyoruz." Cenk Babaeren`in yeni yazısı...
Ya geride kalanlar….
Bazen insan mutluluğu yakaladığı anda her şeyi göze almalı. Gelecek kaygısı olmadan sadece kalbinin sesini dinleyerek hareket etmeli. Ne olursa olsun sadece kendi sesini dinlemeli.
Kulaklarını tıkamalı, gözlerini kapatmalı dünyaya….
Kendimiz için yaşıyoruz. Sadece mutlu olmak için. Gerisi boş.
Gerçek mutluluğu bulduğumuzda ya bi anda kaybediyoruz ya da mutluğun peşine takılıp koşmaya başlıyoruz.
Yüreğim yanıyor. Tercih zamanım geldiğinde… Ne yapacağımı bilemediğimde… Karanlıkta öylece bekliyorum. Belki bir ışık yanacak ve her şey aydınlanacak… İki taraftan biri kaybedecek diğeri kazanacak. Ve sonunda her şey olması gerektiği gibi yaşanacak.
Ama yaşam bu anasını satayım… Acısıyla tatlısıyla yaşam. Bir o kadar zor, bir o kadar da kolay. Oyunlar oynayan, bazen hileler yapmamıza izin veren bi garip yaratık.
Hızla akıp gidiyor. Tutabilene aşkolsun.
Karar vermek çok zor. Alacağım kararlar beni ya mutlu edecek ya da hayat boyu mutsuzluğu benimle birlikte yaşatacak.
Ama elimde değil. Kalbimin izin verdiği ölçüde yer açabiliyorum. Ve kalbimin götürdüğü yere gidiyorum. Ne uzak, ne yakına… Neresi olduğunu bile bilmediğim geleceğe sürüklenip gidiyorum.
Ama şunun çok iyi farkındayım. Kimse baki değil her şey geçici.
Sadece ama sadece mutluluk kalıyor geriye ve yaşanacak güzel günler.