C’est mon numéro.
C’est mon numéro.
C’est mon numéro*
Telefonu kapattım. Bugünlerde daha sık arar olmuştu. Her defasında aynı cümle: C’est mon numéro. Üç kere, aynı tonda. İstekli, davetkar, ısrarcı. Bir mesaj mı vermeye çalışıyordu? Hayır, o kadar aptal olduğunu sanmıyorum. Bir amacı yoktu belli ki. Güçten düşmüş bir telekız belki. Yok yok, sesten düşmüştü çok çok. Sesini kullanmadan yapabileceği işleri düşündüm bir an. Neler, neler! Başım döndü ama onun köşeyi dönmesini kaldıramazdım. Komisyonumu vermeyeceğinden emindim. Ben de akıl vermedim. Böylece iş yapmadık. Aramız bozulmadı.
On üç dakika, yirmi sekiz saniye sonra tekrar aradı. ‘C’est mon numéro.’ Bu sefer yinelemedi. Tek nefeste. Tek cümle. Kapattı. Ardından koyu bir yalnızlığa büründüm. Sekiz ay, üç hafta, iki gündür hayatla tek temasım olduğunu fark ettim. Şimdi ise iletişimim zayıflıyordu. İki cümle eksik devam edemezdim hayatıma. Benim gibi biri için tek cümle yeterli değildi. Gururuma yediremedim. Gerekeni alacaktı. Doğrusu, gerekeni alamayacaktı. Ben de onu cezalandıracak, bir sonraki telefonunu açmayacaktım. Garip ama, hissetti sanki. Yedi yıl, sekiz ay, dokuz gün geçti aradan. Beklediğim o bir sonraki arama hiç gerçekleşmedi. Yıllar sonra, aramayacağını idrak ettiğimde depresyona girdim. Yaklaşık otuz üç sene antidepresan kullandım. Sonra, doğal olarak çıktım depresyondan. Derin bir uykudan uyanmış gibiydim. Acıktığımı fark ettim. Sesine. O sese acıkmıştım. O an elime geçirsem mayoneze batırıp yerdim sesini. Hissetmiş gibi, telefonum çaldı. Ah, o ses! ‘C’est mon nu-mé-ro. C’est mon nu-mé-ro. C’est mon nu-mé-ro.’ İçime yedire yedire, hece hece oydu. Eskimemiş de canlanmıştı sanki sesi. Desibelinden, tınısından anladığıma göre o da beni özlemişti. Bu sefer peşini bırakmayacaktım. Bir dedektif tuttum. Elimde avucumda, yıllardır biriktiremediğim ne varsa verdim dedektife. Yeter ki o sesi bana bulsundu. Kolay iş değil, bayım dedi dedektif. Zaman ve para alacak bir işe koyulduk. Baş salladım. Razıydım. Otuz üç yıllık depresyonumdan daha yorucu olamayacağı kanaatindeydim iz sürmenin. Öyle de oldu. Otuz iki yıl, yirmi dokuz gün sonra sonuçlandı araştırmalarımız. Ulaştığımız tek şey, bir bant kaydı oldu. Ne mi diyor?
’Il n'est pas mon numéro.**
7 Şubat 2012
_FIN_
* Bu benim numaram.
**Bu benim numaram değil.
İletişim: misschihiro.tumblr.com
Oku: On Bir Dakika – Paulo Coelho
Dinle: Chinawoman – Party Girl
İzle: La Piel Quel Habito – Pedro Almodovar
Araştır: Asch Deneyi
CHIHIRO CHAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER