KÖŞE YAZILARI | İLKAY CAM

Ani Boşanma Sendromu

Ölüm Bizi Ayırana Dek Bekleyemem Şekerim! (İlkay Cam)
 
   
 
 
     

“İlişkisini düşük dozda siyanürle zehirlemek suretiyle öldürdüğünü anlamıştım”

Bir arkadaşım bana kim bilir kaçıncı kez erkek arkadaşından dert yanıyordu. Genel olarak iyi bir ilişkileri vardı ama adam kız arkadaşının (tıpkı annesi gibi) anlayışlı, ilgili, sonsuz özverili olmasını bekliyor buna karşın geri aramayı unutuyor, doğum günü partisine iki saat geç geliyor, kızı belirsizlikleriyle saatlerce oyalayıp duruyordu. Uzun lafın kısası o kendi mühim işleriyle meşgulken kız arkadaşı angaryaları halletsin ve ayrıntılar konusunda onun başını ağrıtmasın istiyordu. Kız arkadaşı itiraz edecek olursa da hemen ne kadar baskı altında olduğunu, nasıl da anlayışa ihtiyacı olduğunu anlatıp sokulgan, şefkate aç bir yavru köpek gibi sırnaşıyordu. Her defasında arkadaşım onu affediyor ve her defasında adam aynı şeyleri tekrar yapıyordu.

Kültürlü, kişilik sahibi, akıllı kadınlar nasıl olup da her haltı sineye çekecek, göz göre göre aptal yerine konulmaya ses çıkarmayacak kadar romantizm batağına saplanıyorlar? Neden buna katlandığını sorduğumda arkadaşım, erkek arkadaşının açık fikirli ve modern bir insan olduğunu; kadınlara karşı aç, yılışık bir adam olmadığını; birbirlerini sevdikleri sürece ilişkisini sürdürmeye çalışacağını söyledi. Kıskançlık krizlerine girmeyen, kız arkadaşını kısıtlamayan, her dakika nerede olduğunun hesabını sormayan Türk erkeği ağaçta yetişmiyor tabi, arkadaşıma hak vermedim desem yalan olur. Genel olarak aldatma söz konusu değilse kadınlar çok sabırlı ve metanetli olabiliyorlar.

Adamın sorumsuz ve kayıtsız davranışlarıyla arkadaşımı çileden çıkardığı bir gün hararetle konuyu irdelerken aniden gerçeğe ayıverdim; arkadaşım, aslında bu olanlara izin vererek, sistemli bir biçimde sevgilisinden ayrılıyordu! Bir anda sevgilisine zaafı olduğunu, kullanıldığını, ezildiğini düşündüğüm arkadaşımın gayet soğukkanlı bir biçimde kendi ilişkisini düşük dozda siyanürle adım adım zehirlemek suretiyle öldürdüğünü anlamıştım! Dışarıdan bakıldığında sakin sakin dertleşen bir arkadaş görünümü verirken keşfimin heyecanıyla içimde fırtınalar kopuyordu! “Aman Allahım nasıl da keşfettim! Yoksa bu bir aydınlanma anı mı? Kafamın üzerinde bir hale seçiliyor mu? Ayna var mı ayna?” diye zafer sarhoşluğu ve megola-narsisistik sessiz sayıklamalar arasında durumu yanı başımda oturan arkadaşıma da söyledim. İşin garibi arkadaşım da en az benim kadar afallamıştı, kişilik bölünmesinden habersiz bir insan gibi inanmaz gözlerle bana bakakaldı, sanki alter egosu ondan gizli cinayet işlemişti de iki saniye önce kendisine delilleri sunmuştum. Ona dedim ki “Bu yaptığın aslında haksızlık, onu affedip sessizce bir çentik daha atacağına hesaplamalarına göre yüz çentik sonra onu üzülmeden terk edeceğinden sevgilini de haberdar etmelisin” o da dedi ki “Biliyor musun aslında haklı olabilirsin”. Ne düşüneceğimizi bilemeden bir müddet sessiz kaldık sonra da havada asılı kalan devasa soru işaretinin geriliminden kaçmak için konuyu değiştirdik.

Bir müddet sonra öngördüğüm üzere ayrıldılar ve bilin bakalım ne oldu? O özverili ve anaç kadın 3 gün ağlayıp kendini toparladı ve yeni adamlarla flört etmeye başladı, o sorumsuz, bencil, vurdumduymaz sevgili, psikolojik desteğe ihtiyaç duyacak kadar dağıldı. Bu duruma şok olmak da bana kaldı. Adamcağız tehlike çanlarının git gide yükselen çığlıklarını duymaktan aciz olduğundan, o kadar hazırlıksız yakalandı ki, görünüşte beklenmedik ve sebepsiz bir ayrılığın şokunu atlatıp durumu kabullenmeyi beceremedi. Bütün o çok mühim işleri bir anda köşeye fırlatıldı, her şey önemini yitirdi ama atık geri dönülemez bir noktadaydı.

Yılda yaklaşık 1 milyon boşanma davası açılan Amerika’da istatistiklere göre bu davaların dörtte üçünü kadınlar açıyor. Dava açılan erkeklerin büyük bir çoğunluğu bu durum karşısında şok geçiriyor! “Ani boşanma sendromu” olarak adlandırılan bu durum; çocuklar, mali durum, kariyer gibi problemlerini halletmiş ve kavgaları giderek azalmış çiftlerden kadın tarafının bir sabah kalkıp eşine “ben ayrılmak istiyorum” demesi olarak açıklanabilir. Bu tarz boşanma davalarının temelinde yatan kadın ve erkeğin problemlere yaklaşımlarındaki çok basit farklar. Kadın ilerde büyüyeceğini tahmin ettiği bir sorunu daha küçükken halledebilmek umuduyla gündeme getiriyor ama erkek bunu problem yaratıp huzuru kaçırmak olarak algılıyor ve irdelemeyi reddediyor. Kadın karşı atak olarak (ilişkisini korumak için) sorunu tekrar tekrar gündeme getirerek aşmayı deniyor ve erkek efsanevi “Kadın Dırdırı” mitini yaratıyor. Konu kısır döngüye giriyor, iki taraf da birbirine içerliyor ve sorun her geçen gün büyüyor.*

Kadınlar yıllarca erkeklerin tabiriyle dırdır ettikten sonra birden susuyorlar, tartışmalar kesiliyor, fikir ayrılıkları uzamadan gideriliyor. Kadınlar konusunda cahil olmakla kalmayıp cühela da olan kocalar da “Aman sonunda karımın dırdırı bitti, evimize huzur geldi, bundan iyisi Şam’da kayısı” derken bir anda boşanma celbi ve son derece soğukkanlı ve ikna edilemez bir biçimde boşanmaya kararlı bir eşle burun buruna kalıyorlar. Adamlar bunca yıldır bütün saçmalıklarına katlanmış karılarının, neden tam da her şey düzene girmişken ilişkiyi bitirmeye karar verdiğini bir türlü anlamıyorlar.

Anne kompleksine hapsolmuş erkeklerin gözden kaçırdıkları önemli bir şey var, sevgililerinin ya da eşlerinin vericiliğinin sonsuz olmadığı gerçeği. Erkekler kadınlarla ilişkilerinde konuşmanın önemini anlamamakta ve annelerinin onlara karşılıksız verdiği her şeyi eşlerinden beklemekte direnirlerse; ister yılını devirmemiş bir ilişki olsun ister bir insan ömrü kadar sürmüş bir evlilik; eninde sonunda hiçbir şeyin sonsuz olmadığını ve susarak geçmesini beklemenin bir çözüm yolu olmadığını, zor yoldan öğrenmeye devam edecekler.

Öte yandan kadınların da bu duruma bir çözüm bulmaları gerek ama konuşmayan ve geçiştiren bir erkeğe benim de tahammülüm yok ve orta yol nasıl bulunuyor emin değilim. Bir çözüm yolu bulan varsa benimle de paylaşsın lütfen, gelecek yazımda seve seve herkese iletirim.

*Rabun Koşar’ın “Ani boşanma sendromu, karmaşık sinyaller ve birbirine uzak iki gezegen”
makalesi kaynak alınarak yorumlanmıştır.


İLKAY CAM
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>