“Ziyan olmasına ramak kalmış bir ömrü avuçlamaktasın! Zaten yakında elinde avucunda bundan başka bir şey kalmayacak” dedi bilge!
“Kime göre ziyan” dedim “herkesin yaşamak için farklı yolları vardır, senin yolunda değilim diye mi ziyanım?
“kendi yolundaki çamurları sevmeyi mi deniyorsun” dedi
“bez parçasında izi kalsa da tende kalmaz çamurun izi” dedim “denemek yanılmayı göze almaktır oysa ben denemiyorum! Yanılmamak için değil, denerken denenmiyor musun zaten, deneye yanıla yamuluyor insan, iç açılarının toplamı belirsizleşiyor, içler acısı öyle değil mi?” dedim
“varlığındaki yokluğu kadar” dedi…
“sen, kime göre neye göre bilgesin” dedim
“bilmeyen insanlara göre” dedi
“o zaman sende ziyan olmuş bir ömrü avuçlamıyor musun” dedim
“kime göre ziyan? Hem ziyan dediğin nedir ki” dedi
“ziyan yoktur ” dedim “herkes yaşadığı kadar büyür”
“büyümek hem çok güzel hem çok zordur” dedi “büyüdükçe doymak bilmez ama insan”
“seçeneklerin çoğalmasından olabilir” dedim
“ne istediğini bilmiyorsan çok seçenek olsa ne yazar” dedi
“çok seçenek olması insanı karıştırıyor olamaz mı?” dedim
“olabilir, gördüklerinle değişir hayallerin” dedi
“ama değişmeyenlerde vardır, tanrı affetsin dedim”
“affedilmeyecek hiçbir şey yoktur bir kez sarıldıktan sonra” dedi
“ben kendime sarılıyorum hep, o yüzden affettim kendimi” dedim
“o zaman o bez parçalarını çıkar at, insan en çok çıplakken temizdir” dedi…
Itır...
itir.sema@gmail.com
ITIR SEMA ERTAŞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER