En sıra dışı, en ulaşılmaz hayalin kolay bir lokmaya döndüğü gün,
her şeyi sıfırlayıp yeniden yola çıkarsın.
Sahip olmak istediklerin, hırsların, küçük bir çocuk gibi yeniden büyür içinde.
Geçen zaman, sana doğru hızla sürüklerken yaşlanmaya başlayan hücrelerini,
endişelerin, tetiği çekmeye hazır bir silaha döner.
Milyonlarca yüze baktığını zannederken, aslında milyonlarca kum tanesinin ortasındaki
ıssız çölde yalnız kaldığını anlarsın bir zaman sonra.
Düşünmeye zamanın kalmadan, birbiriyle yarışan ayakların dahada hızlı koşmak için
önüne çıkan her şeyi bencilliğin kılıcıyla katleder.
Zaferin coşkusuyla çılgına dönen ruhun, yenilmezliğin tadıyla kendinen geçip masmavi nehirleri kırmızıya boyar.
Durmak bilmeyen şehvetin açlığı, zaafların sesiyle birleşip Tanrı’nın tablosuna
imzasını atarken, önündeki renklerden yeni bir dünya yaratır.
Tüm bunlar olup biterken, duygularından vazgeçmek imkansızdır sevdiğin hala yaşıyorsa aynı güneşin altında.
Kendini kandıramaz, önündeki gerçeklere kör gözlerle bakamazsın bu yüzden.
O dudaklara değmiştir dudakların, o kalbin kulağına söylenmiştir bir kere
aşk cümleleri.
Bunları yaşadığını inkar etmek, bile bile karşındaki gömmektir.
Vicdanı’nın sesini dinlemeden bildiğini okumak, ne kadar özgür yapar seni ?
Çıkarların uğruna hayatına verdiğin zarar, bedelini ödediğin zaferin tadını
yorgun bedeninle çıkartmaya benzer.
Kendine neler yaptığını görmek için arkanı döndüğünde ise siyah gölgenden başka hiç bir şey kalmaz geriye.
Güneş güçlü ışığıyla zaaflarının gözünü kamaştırıken, sen aynı yolda yürümeye devam edersin , o görmeyen gözlerinle…
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
