KÖŞE YAZILARI | MUTLU HESAPÇI

Zamansızca Uykumda Gelen Adam’a...

Uyudum uyandım…Uyudum uyandım. Uyudum uyandım... (Mutlu Hesapçı)
 
   
 
 
     

Aşk vardı.
Olmasını istedim.
Belki de yoktu,
Acı çektim.
Aslında böyle olmasını ben istedim!

Uyudum uyandım…Uyudum uyandım. Uyudum uyandım bu durum birbirini tekrar ederek bunca yıldır sürüyor ve ben bunca yıldır uyuyup uyanıp bambaşka bir şeyleri kendimde görmek istiyorum bende olmayan her şey ülkemde, çevremde, doğada, havada, o adam da, o kadın da ve başkalarında olmayı sürdürüyor. Bu sürdürülen şey bende olmadığı için beni süründürüyor benle birlikte bakış açımda her şey süpürülüp gidiyor. Neden bunca telaş, neyi bekliyorum bunca yıl ve neye tekabül ediyor yaşananlar? Aslında herkes uyuyup uyanıp bambaşka bir güne merhaba demek istiyorken bunca çelişki niye, herkesin istediği ortak noktada aynıyken neden herkes şöyle, böyle ve hala uyuyor? Belki de uyuyup uyanmamalıyız uzun süre, o zaman uyanmanın mucizesini hissederek bambaşka yaşamaya başlayacağız birden bire…Yorgunluğumuzu atacağız böylece.

O uyuduğunda ben uyumazdım onu uzun uzun seyre dalmaktı duygularım; O bir tek uyurken gerçekti uyandığı anda bambaşka bir şeye dönüşüyordu ben de bu halini hiç sevmiyordum. İyi ki uyuma eylemi vardı yoksa O yanımda hiç kalmayacaktı. Oysa uykudan sonranın yaşama sevinci bambaşka bir şeydi O ayamadığı bir şey yaşıyordu bense ayık her defasında onu bekliyordum. Uyku sorunlarım onunla birlikte başladı uyumanın ne kadar lüks bir şey olduğunu o zaman anladım. Bir gün gözlerim iflas etti, O uyurken bende uyuyakaldım uyandığımda O yoktu, yok olmuştu. Neden uyuyakaldım diye kendime kızdım uyumadan onu bekledim durdum sonra uykuma yenildim yoruldum. Sonra zaman geçti her şey süpürüldü gitti. Onu gaflet uykusuyla kendi halinde uzaklarda bıraktım.

Uzaklara giden şey ne kadar değerliyse dünyanızda benim için de o kadar değerli O ve uyku zamanlarım. O uzaklardaki kim bilmiyorum bildiğim toplamından kurgular yaparak yarattığım bir suret. Her seferinde O değişiyor ama suret hep aynı aklımda asılı kalan saygın duruşta bir varlık. Biraz da gittikçe yaş alan keyifsizliğim ve yorgunluğum da bundan kaynaklanıyor aslında. O uyuyor mu uyumuyor mu yorgun mu hayatta hala aynı mı bilmiyorum ama bilmek isterdim ondaki saygınlığın devam edip etmediğini her şeye rağmen…Uzaklardaki suretin gerçekliğini artık algılayamaz ki duygularım. Gitti giden çaresi var mı bunca zaman sonra?

Yorgun olduğunu onu tanımadan önce görmüştüm. Öyle yorgundu ki ayakta duracak gücü yoktu. Oysa duruşunda çok güçlü olduğunun belirtileri vardı. Çünkü başkaldırışı yerleşmişti tepkilerine ve suretindeki yabancılık da bu yüzdendi. Benim onu seçmem de bu yüzden özeldi.

Bilemezdim ki yorgunluğunun beni de yoracağını. Bilmedi ki benim yorgunluğumun ondan kalır yanı olmadığını. O kadar çok şeyi bilemeden yoruldu ki; anlatılır yanı kalmadı ona dairliklerin... Anlattıklarım ise kendimde kalan uykusuz zamanlarım ve ondan sonra daha da yorgun oluşum. Gözetlediğim onun gerekçeleri. Çünkü ben O olmadan tanıklıklarımı kullandım. Onun gerçekliğinde ise sadece izdüşümleri vardı. Yanıldığı ise izdüşümlerini tanık olmadan yaşamasıydı.

Artıklıklarımı topladım onunla geçen zamanda. Yorgunluğuna saygı duydum çünkü bu saygı kendi adıma da yaşandı. Sadece onu hayranlıkla izlediğim, gözetlediğim zamanlara döndüm. Öyle kalmalıydı diye isyan ettim. Hiç gerek yoktu uykusuz zamanlara. Çünkü beni hiçbir ruh halinde istemedi, uyuyakaldı öylece! Sadece dinlenmeye ihtiyaç var şimdi. Ama bildiğim bir şey daha var ki; ondan sonra dinlenilmiyor. Oysa benim dinlenmeye ihtiyacım var. Öyle çok şeye ihtiyacım var ki çok yorgun olan ve uyuyamayan şimdi ondan sonra benim!


MUTLU HESAPÇI
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>