KÖŞE YAZILARI | NİHAN HATİPOĞLU

Bir yoktu, bir vardı AŞK...

"Develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken..."
 
   
 
 
     

BİR YOKTU, BİR VARDI AŞK...

Bir vardııı... Bir yoktu...

Annem bana küçükken masallar anlatırdı... Develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; uzak ülkelerin gülmeyen sultanını güldürmek için dört bir yandan hokkabazlar çağırılıyor , Gülmez Sultan O’nu güldüren Keloğlan’a varıyordu...

Bir vardııııı...Bir yoktu...

Kırmızı başlığımı ne zaman kaybetsem; huzurlu bahçeme kurtlar saldırıyordu...

Kibritçi Kız’ın elini tutuyordum, soğuk kış gecelerinde üşümesin diye... Polyanna en sevdiğim masal kahramanımdı...

Uykumun küçük bekçileri yatağımın üzerinde dolaşıp, bana mutluluk oynamayı öğretiyorlardı...

Söylesenize bana size hangi masallar anlatıldı ? Kim sizi öperek uykunuzdan uyandırdı?

Sevgiyle buluşan her mısrayı severdiniz değil mi ? Her romantik filmin başrolündeki aşık sizdiniz.

Sevgi, sevgili, sevgilim, sevgilin… Hepsi aynı tınlıyordu hiç farketmediniz...

Sonra bir gün kendi masalınızı kaleme aldınız. Kuş tüylü kaleminizi , kuş tüyü yastıklarda kırmızı mürekkebe batırdınız , şekiller verdiniz sevgiye , isimler taktınız… Aşka “evlilik” dediniz mesela, en yakın dosta “şahit” … Bozuldu büyü, dağıldı konu…Hikâyeler gerçek değildi beki , ama gerçek olan siz vardınız... Sevdiniz , çok sevdiniz belki... Sevdikçe sahiplenildiniz , oysa kimse kimseye ait olamıyor, insanoğlu daha kendisini bile tam olarak tanıyamıyordu, yanıldınız.

Bir gece, ağlayan bir kız çocuğunun sesiyle derin uykunuzdan apansız uyandınız, korkarım o an, oracıkta yalnız kaldınız. Sevginizin adı “dava” oldu sonra, en yakın dostunuzun şahitliği de yetmedi üstelik bu aşkın bir masal gibi başladığını anlatmaya...

“Adalet mülkün temeli” değildi, temeli harçla atılmış yuvanızda… Göz gözeyken verdiğiniz sözler yer almıyordu hiçbir dava tutanağında... O sözlere inanan gözleriniz yaşlara boğuluyordu uzun, sevimsiz adliye koridorlarında… Şiddetli bir sevgiydi sizinki, masallara konu olmuştu... O kadar şiddetliydi ki sarsıntıya dayanamayıp ayrıldınız. Unutuldu masallar, olmayan ülkelerin altın saçlı küçük prensesleri uykularından korkuyla uyandırıldılar...

Biliyor musun anne, masallar aslında bizleri sadece uykuya hazırlar…Büyüdüm , kocaman oldum bak! Masallar ne kadar da hüzünlüymüş öğrendim sayenizde...

Uykumun küçük bekçileri hala aynı... Kibritçi kızın yerini sokak çocukları aldı... Hangisinin elini tutsam, bir diğeri üşüyor. Korkuyorum yetişemediğimde soğuk bir köşede ölmelerinden... Hala anlamıyorum hayata hiç gülümsemeyen sultanları, sevemiyorum dünyaya kurt gibi saldıran o sevimsiz insanları... Masallar yalan anne, sizi uyandıran çığlık benim en güzel düşlerimi çaldı...

Masallar anlattığın günlerden elimde sadece bu buruk sevgi...

Bir vardııı... Bir yoktuuu...

Bütün masallar gerçeğe dönüşmeyi beklese de, yazık ki her yağmurdan sonra gökkuşağı görünmüyordu...

Bir vardı... Bir yoktu...

Bu şehre ait masallar öğrendim, cılız ışıklarla aydınlatılan sokaklarda... Sokaklarda bile masallara inat, gerçek hayatlar paylaşılıyordu...

Bir vardııı, bir yoktu...

Develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken ; karanlık bir sokakta ansızın yeni bir masal yazılıyordu... Kızın saçları sarı, gözleri alabildiğine mavi... Çocuğun kocaman gözleri katran karasıydı... Denize atılmış bir taş gibi ağır ağır dibe iniyordu birbirlerine bakışları...

Aşık oluyordu kız ... Uzun kirpiklerinin ardında gerçeği saklayan o sessiz çocuğa... Işıltılı bir hikaye okuyordu sanki O’nun dalgın bakışlarında, üstelik aşktan da korkuyordu, masaldan korktuğu kadar...

Bildiği birşey vardı kızın! O, masal sevmiyordu... Bir aşkı masal gibi yaşayabilmek için, kapı kapı dolaşıp bir dilenci gibi , gerçeklerden yardım istiyordu... Zaman acımasızdı, zaman gerçek... Baş uçlarında bekleyip iki sevgilinin, en savunmasız anlarını kolluyordu...

Ansızın çıkagelen bir melek, ışığından tanıdığı, kanadı kırık bir başka meleği kanatlarında taşıyor, sakince kulağına bişeyler fısıldayarak O’nu uykuya hazırlıyordu...

Eskiyen masalların yerine yenileri yazılıyor ; kız masalla gerçek arasında gidiyoor - geliyordu...

Bir yoktu...Bir vardı AŞK...

Bir vardııı.... Bir yoktu...

Bir..........

11.10.2008
23:01
Nino,Cihangir
nihanhatipoglu@cosmoturk.com
 


NİHAN HATİPOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>