KÖŞE YAZILARI | NİHAN HATİPOĞLU

Hatıra defterlerini temize çekmeli…

"Sana yazılan, senin yazdığın hatıralar… Belki de öylesine karalanmış bir kitabın arkasına yıllar sonra bulunmuş tesadüfen…."
 
   
 
 
     

Hatıra defterlerini temize çekmeli…

Hatıralar…
Hatıralar…
Hatıralar…

Sana yazılan, senin yazdığın hatıralar…
Belki de öylesine karalanmış bir kitabın arkasına yıllar sonra bulunmuş tesadüfen…

Kimi aşkla buluşan bir çiftin elindeki alelade bir peçetede yazılı kalmış, o yemeklerini hiç beğenmedikleri Galatasaray’daki lokantada…

Kimi sadece yer doldurmak için “bana kalbin kadar temiz bu beyaz sayfayı ayırdığın için…” diye başlayıp, asla kalbinin rengini bilmeyen sıradan bir ismin yıllar önce karaladığı…

Kimi şimdi çok uzaklarda olsa da, yüzündeki gamzeyi hatırlatan dizeleri bırakmış bembeyaz sayfalarına…

Kimi erkenden gitmiş en değerli nasihatlerini sana miras bırakıp, okurken burnunun direğini sızlatan…

Hatıralar, zamana inat hatırladıkların, kaleminin ucu ile yakana tutturdukların…

Hatıra defteri tuttun mu hiç? Daha yazdığın an anıya dönüşen başka bir yazı şekli var mı bildiğin?

Daha yeni anlıyorum ilkokul öğretmenimin10.yaş günümde yazdıklarını; o gün anlayamadığım her satır için 29.yaş günümde ağlıyorum gidip elini hakkıyla öpebilmek için Yurdagül Gürkan’ın…

Zaman hatırlatıyor bana, sarılıp koklamaya vaktim varken henüz, tekrar tekrar okumam gerektiğini babamın mektuplarını, annemin yazdıklarını, kardeşimin doğum günü kartlarını…

Arkadaşlara bırakılan boşlukların içlerini doldurmalıyım henüz vaktim varken, temize çekmeliyim hatıralarımı…

Düşünüyorum da sayfalarını teker teker çevirirken defterlerimin, bulamıyorum cevabını bir türlü, sadece beyaz sayfalara, siyah mürekkeplerle mi yazılır hatıralar?
Oysa nice bedenler biliyorum üzerine kapkara hatıralar kazınan…
Kim bilir bilemediğim daha kaç beden var birbirini hatıra defteri olarak kullanan…
Bir bakış, bir öpüşle başlayıp, hain ve zamansız bir veda ile, yaşanan her dakikayı hoş bir hatıraydı diye tanımlayan…

Peki ya ruhumuza yazılan yazılar, onları nasıl temize çekiyor insan? Gerçeğe çalan yalanların üzerine kurulur mu hiç yarınlar?
Şimdi sadece el olan o sıcacık eller, göz gözeyken verilen sözlere inat bir yabancı gibi bakan o buğulu gözler, tüm zorluklara birlikte göğüs gerdiğim omuzlar kimin başını saklıyor kuytusunda kim bilir…
Kalbime kazınan harfleri silmek için hangi silgi daha kuvvetli bir bilebilsem?

Adı üstünde hatıra; sadece insanlara özgü hatırlama eylemindeki mef'ul. Kalbimi delip geçen o kara gözler, avuçlarımı yakan o sıcacık eller, boynumda kalan o masum öpücüklerse hatıra değil benim için, sadece birer faili meçhul…

Oysa tanımını yaparken anıların; “zamanın kalbine notlar düşmektir” “hatırlamak, dondurmaktır zamanı” diyor okuduğum tüm kitaplar.

Öyleyse bir yazara sunulmuş uçsuz bucaksız beyaz bir sayfa mıdır insan ömründen çalınan tüm dakikalar… Kalbime düşülen notlar mıdır sadece sandıklarda özenle sakladığım tüm anılar?
Şimdiyi yaşıyorsan umarsızca, zamanın kalbine renkli notlar düşebiliyorsan ne mutlu sana, hayat çok kısa çünkü bir dakika öncesi sadece hatıra…

Ömrünün baharında incitilmiş gururun kaldıysa elinde yaşananlardan geriye ve kapattıysan ruhunun hatıra defterini bir kere, bir daha okumak için bile açamıyorsun buna inan…
Hangi aşka hatıra olsun diye başlıyor ki insan?
Çünkü insan, aslında sadece hatırlayabildiği için insan…

Bırakıp giderken bile yaşananların izini taşıyan güzel sözler söyleyebilmekmiş asıl önemli olan…
Hatta adam gibi çekip gidebilmekmiş bir insana yakışan.
Şimdi şimdi anlıyorum dünün paslı hatıraları, yarının pırıldayan deneyimleriymiş meğer…

Tüm gücümle kaldırıyorum tozlu kapağını ruhumun kilitli hatıra defterlerinin, içinde ne varsa nefrete dair kaldırıp atıyorum…
Adına hatıra denen mağrur bir selam bırakıyorum aldığım derin yaraların üzerine nezaketle…

Karalanan her satırı iyice sindirirken, yanlışların doğruları götürdüğünü üzülerek de olsa anlamaya çalışıyorum…

Bu gün hatıra defterini temize çekme zamanı…


Nihan Hatipoğlu
nihanhatipoglu@gmail.com

 


NİHAN HATİPOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>