KÖŞE YAZILARI | NİLHAN FİDAN

Bitti Demek İçin

Sonu hayallerimizle örtüşmeyen bir alışkanlıkken sadece, güya mutlu sonundan emin olduğumuz bir film çekiyoruz pervasızca… (Nilhan Fidan)
 
   
 
 
     

Yeşilin en canlısına boyanmış çimenler, yolda gördüğüm tüm su kanalları, minik pencereler, kopkoyu gökyüzü ve açıklarda yanıt arayan balıkçı ağları… Bu sessiz kara parçası bizi yakınlaştırmak yerine iyice yabancılaştırmış. Yurdundan uzakta olmak bağları güçlendireceğine hepten koparmış. O beni çoktan bırakmış da söyleyecek gücü yokmuş.

Hiçbir şey demeden gözlerine bakıyorum. O kadar çabuk mu geçti zaman… Bu kadar mı yıprattık birbirimizi... Acıtır mıydı hep sözlerimiz… Bu kadar nefret edinceye kadar ne bekledik…

Sırf canımı yakmak için bu yalan öfkesi. Bitti demek için geç kalınmış bir birliktelik bizimkisi. Bazı ilişkiler öyledir ya, bitmesi gerektiğinde bir adım geri atarsan, hele de bir beyaz sayfa açarsan, geri dönülmez bir sarmala girersin. Affedişler yüzsüzlüğü getirir beraberinde. Sen bir şans daha verdikçe şansın azalmaktadır.

Kolay değil, herkesin gözünde mutlu çiftken o denklemi değiştirmeye çalışmak. Emek harcıyor insan, paylaşıyor, büyütüyor… Kimi zaman da harcanıyor insan, yıllarını boşa harcıyor. Sabırla, gururla, inatla taşıdığı bir yük gibi kambur bırakıyor bu tür ilişkiler insanı. Hiçbir amacın yoksa bu kutsal kurumu yürütmeyi amaç edinmek kalıyor geriye. Sonu hayallerimizle örtüşmeyen bir alışkanlıkken sadece, güya mutlu sonundan emin olduğumuz bir film çekiyoruz pervasızca.

“Cevap versene, ne susuyorsun?”, diyor.

Kabul etmekte zorlanınca, bahaneler yaratmak için fırsat kolluyor insan. Didişmek için yer arıyor. Her şey daha net artık. Bunu benden bekliyor. Cesaret edemediği sözleri benim için saklıyor. Ama ona bu zevki tattırmaya hiç mi hiç niyetim yok.

“Sırf benimle açık konuşmaktan korktuğun için bütün bunlar”, diyorum, “bu yüzden sürekli kaçıyorsun”.

Rüzgârın savurduğu Baltık Denizi kıyısında bir balıkçı kasabasındayız. Bu kaçışı sonlandıran neydi ve şu an nasıl bir arada bulunduğumuzu hatırlamıyorum. İliklerime kadar işleyen bir soğuk var sadece ve karşımda bir zamanlar beni seven adam.

“Her şey seninle mi ilgili olmak zorunda” diyor. Yüzünde artık benden fazlasıyla sıkıldığını gösteren o öfke dolu ifade. Önünden geçtiğimiz üçgen çatılı evler dikkat kesilmiş, bizi dinliyor. O ise gözlerini benden ayırmadan büyük bir kinle bekliyor ne diyeceğimi.

Uzun ve soluksuz bir direnişten sonra, fısıldar gibi, “her şeyim senken, neden olmasın…” diyorum.

Nilhan Fidan
nilhanfidan@cosmoturk.com


NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>