KÖŞE YAZILARI | NİLHAN FİDAN

Yanlış Sinyal Oyunu

“İki yabancı, bir yol ve yanlış sinyaller…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     

YANLIŞ SİNYAL OYUNU

Yanlış sinyal veriyordu.

Sağa dönmek istediğinde sola, sola dönmek istediğinde sağa sinyal veriyordu. Bilerek mi yapıyordu; yoksa sağı solu karıştıranlardan mıydı, bilmiyorum. Dalgındı belki ya da uykusuz.

İlk başta çok umursamadım. Yeni çıkmıştık yola. Ben onun için ne kadar yabancıysam o da benim için o kadar yabancıydı. Birini tanıma sürecinin beni yormadığı zamanlardı. Gençtim ve bu yanlış sinyal oyunundan korkmadım.

Böyle başladı yolculuk. O önde, ben arkada. Sandım ki o beni aradığım vahaya götürecek. Beni daha önce bilmediğim yollardan geçirecek ve tanımadığım güzelliklerle tanıştıracak. Tamam, sakarlıkları vardı; ama böyle de mutlu olduğuma inandım.

Derken yol uzadı, karanlık bastırdı. Gözlerimi zar zor açık tutmaya çalışırken peşinden gitmek iyice yormaya başladı. Kör gibiydim. Üstelik, o frene basarken fren lambaları yanmıyordu, kornaya bastığında ses çıkmıyordu.

Arkasına takılmıştım bir şekilde, bir türlü sollayamıyordum. Ben ona uyacağım derken üzerime tırlar geliyordu, yokuşlarda stop ediyordum. Zamanla sinirlerim de yıpranmaya başladı. Sağa döneceğini sanıp sol yapınca arkadan vuruyordum, aldırmıyordu. Hiçbir şey duymuyor, sürmeye devam ediyordu. Aslında kısa sürdü ama uzun bir yolculuktu. Birbirimizden sıkılacak ve karşılıklı inatlaşacak kadar uzun bir yolculuk. Beni çıldırtıyordu.

Polis durdurmaya çalıştı bir keresinde, bana mısın demedi. Yol tek şerit olmasa sollayıp geçecektim ama ne mümkün. Issız bir dağ yolunda gidiyorduk. Bir şekilde ona mahkûm olmam hoşuna gidiyordu sanki. Kenara çekip yol vereceğine tüm çarpmalara ve kornalara aldırmadan sürmeye devam ediyordu.

Ne yapmak istediğini anlayamamıştım. İşin kötüsü ben de nereye gittiğimi bilmiyordum o sıralar. Bilmediğim bir yolda bir kere peşine takıldım. Gidiş o gidiş. Ben de onun kadar suçluydum belki. Kendi doğrularımı unutmuş, onun yanlışlarını izlemiştim ne de olsa.

Yanlış sinyal verdiğini bile bile bu sinyalleri takip etmem boşuna mı? Ben de inanmak istedim sanırım bu oyuna. Bağışladım, unuttuğumu söyledim, duymazdan görmezden bilmezden geldim. Arkasına takıldım gittim; arkamda bıraktıklarımı, yanı başımda olanları görmeden onu takip etmeye devam ettim.

Bu yol hiç bitmeyecek ve ben sonsuza kadar ona mahkûm olacağım sandım uzunca bir süre. Derken bir noktada hızını bir anda artırdı ve virajı almadan dosdoğru uçuruma atladı.

Her şeyin anlamsızlaştığı o an var ya... Alevleri ve tükenişi bizzat hissettiğin o an… Onu bir daha göremeyecek olmanın verdiği göğüs ağrısı. Yanlış da olsa bu yolda beraberdik şimdiye kadar ve ne tuhaf ki ondan kurtulmam yine onun sayesinde oldu.

Sanırım bu yanlış sinyal oyununun etkisiz elemanı olan ben biraz daha büyüdüm onun yokluğunda. Ve artık takip ettiğim tek bir yol kalmadı.

Nilhan Fidan
nilhanfidan@cosmoturk.com

 


NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>