Yer Selami Çeşme Gima...
Akşam üzeri biraz alışveriş yapmak üzere uğradım.
Üst kat da deterjan, kozmetik, mutfak gereçleri gibi malzemeler satılıyor.
Alt katta ise, şarküteri, sebze, meyve ve et reyonu var.
Önce yukardan gerekli birkaç şey aldım. Bunların içinde temizlik malzemeleri de olduğu için tekerlekli araba biraz ağırlaştı. Zaten arabayı sürebilmek için pehlivan olmak gerek. Araba sizin ittiğiniz yöne değil, kendi istediği yöne gidiyor. Tekerler artık bozulmuş ama aldıran kim!...
Merdivenin başına geldim alt kata inmem gerek. Arabayı yürüyen merdivene yerleştirdim, bende birkaç basamak yukardan takip ediyorum. Birden arabanın bir tekeri merdivenden kurtuldu ve araba ters döndü ve içindeki öteberiler merdivenlere saçıldı. Yan yatan araba yolu tıkadığı için benim onu atlayıp geçmem veya arabayı düzeltmem söz konusu değil.
Merdivenin alt basamaklarında bir hanım, kendisine yaklaşan tehlikeden habersiz iniyor
Ben panik içinde, “hanımefendi kaçın” diye bağırıyorum.
Neye uğradığını anlamayan hanım refleks olarak kendini merdivenlerden hızla aşağıya attı.
Oh!..O kurtuldu ama ben ne olacağım?..
Önümde kocaman demir bir tekerlekli araba, üzerinden atlayamam, merdiven yürüyor ve ben arabanın üzerine doğru hızla ilerliyorum. ‘Bir kaza kaçınılmaz’ derken bir mucize oldu görevli bir çocuk koşup merdiveni durdurdu ve büyük bir facianın eşiğinden hem ben, hem de adını sanını bilmediğim bir başka hanım kurtuldu.
O görevli çocuk koşup merdiveni durdurmasaydı ben büyük bir ihtimalle en azından bir yerlerim kırılarak hastanelik olmuştum.
Belki de beyin kanaması geçiriyor olacaktım.
Belki de bir kazaya kurban gitmiştim...
Hayatla ölüm arası incecik bir çizgiyle ayrılıyor.
Her an bir kazaya kurban gidebiliriz.
Bu faciayı kıl payı atlattık ama her zaman bu kadar şanslı olmayabiliriz.
Müthiş heyecanlandım ve öfkelendim,
Bu arada tesadüfen markete alışveriş için gelen arkadaşım Nurdan’la karşılaştım.
Koluma dokunup “ neyin var gözün kimseyi görmüyor” dedi.
“Aman Nurdan öyle bir şey atlattım ki, hala etkisindeyim. Birisinin yaralanmasına belki de ölümüne neden olacaktım” diyerek olayı anlattım.
Onunla alelacele vedalaşıp, bir yetkili aradım ama bulamadım.
Sonuçta halkla ilişkiler bölümüne gittim ve orada duran genç bayana geçirdiğim tehlikeyi anlattım.
Yetkililere durumu bildireceğini söyledi.
Umarım bildirmiştir!....
Gima Selami Çeşme yenilenip iki kat haline getirildiğinde, merdivenin üst ve alt başında birer görevli bulunuyordu. Bunlar arabaları yerleştirip, aşağıda da karşılıyorlardı.
Şimdi bu uygulama kalkmış.
“Neden?” Diye sordum bilen yok.
Ben şikayetçi olunca bir görevli “belki arabayı iyi yerleştirmediniz?” diyerek beni suçladı.
Oysa, böyle bir konu için müşteri suçlanamaz.
Diyelim ki, ilk kez markete geldim ve ilk kez bu merdivenlerden arabayla ineceğim. İyi yerleştirememiş olabilirim ama bu benim suçum değil. Bu ihtimali düşünerek müessesenin önlem alması gerekir.
Daha sonra yaptığım araştırmalarda benzer olayların yaşandığını öğrendim.
Arabalar eskidiği için tekerleri bozulmuş bu yüzden bu tür aksilikler oluyormuş.
Bu demektir ki, bir facia olmadan önlem almayı düşünmüyorlar...
Müşterilerden avuç dolusu paralar alan bu müesseseler bir kısmını da değirmen taşı gibi yerinden kıpırdamayan arabaları yenilenmeye harcasalar nasıl olur acaba!..
Merak ettiğim bir başka konuda, başıma kötü bir şey gelip hastanelik olsaydım veya sakat kalsaydım, en kötüsü de merdivenin üzerinde hiçbir şeyden haberi olmadan inen hanımın ölümüne veya sakatlanmasına neden olsaydım, ne olacaktı?
Müessese o “ vurdum duymaz “ tavrıyla “siz arabayı iyi yerleştirmemişsiniz” diyerek beni mi suçlayacaktı?
Bu işten böylece sıyrılacak mıydı?
Ben yaşadığım vicdan azabıyla baş başa mı kalacaktım?
Sakatlansaydım bana kim bakacaktı?
Sağlık giderlerimi kim karşılayacaktı?
Yetkililere sesleniyorum.
“Kaza geliyorummm!...” diyor...
Bu kazayı kırmızı halılar sererek mi karşılayacaksınız?
Yoksa bu uyarıları dikkate alıp önlem mi alacaksınız?
Kazasız günler dileğiyle.
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
