İnsan bu dünyada kazandıklarını harcayamıyor bile…
Ama bilse ki, bu dünyada hayırla biriktirdikleri, ahirette onun kazandıkları olacaktır.
Tabii bu dünyada kötülük biriktiriyorsa, kazandıkları şer hanesine yazılacaktır.
Yeter ki bunu, idrak etse.
Anneannem;
“Daima iyilik ve hayır düşünün ve yapmaya çalışın. Her akşam yatmadan önce, her sabah kalktığınızda da “iyilik yapmak için fırsat ver rabbim" diye dua edin. Dua edin ki, Allah'a lâyık olun. Allah’tan bir şey istemeye de yüzünüz olsun.
Siz göremezsiniz ama öyle güç var ki, bunu çeşitli kelimelerle ifade edebiliriz.
Ben buna Allah'ın yolu, Allah’ın sistemi diyorum.
Yaradan, yapmasak da, kalbimizden iyi şeyleri niyet edip, yapmak istememiz halinde bile, bizim sevap hanemize, iyi kulum diye, yazar.
İçimizden geçenleri bilen yaradan, yapacaklarımızı da yaptıklarımızı da bilir.
Sağımızda, solumuzda bizim her hareketimizi yazan melekler vardır.
Mesela, okulda yerde para buldunuz.
Sakın, sağa sola bakıp, birileri görmüyorsa, nasıl olsa kimse görmedi diye, almaya kalkmayın.
Unutmayın ki, hakkınız olmayan bir şey sizin değildir.
Bilin ki "Allah" görüyor.
Çünkü, o size şah damarınızdan bile yakındır.
Daima hatırlayın ki, her şeyi gören Allah'ın gözünden bir şey kaçmaz.
Şayet niyet ettiğiniz iyiliği yaparsanız ilaveten bir sevap daha kazanırsınız. Alacağımız hayır dua da artısı.”
Tabii bu, matematiksel bir denklem oldu.
Ama, böyle anlatırdı anneannem.
“Sakın kalbinizde kötülük, ara bozma, kıskançlık, hasetlik, fesatlık barındırmayın.
Onda var, benim de olsun demeyin.
Aklınızdan da sakın geçmesin.
İyilik düşünür, iyilik niyet eder, bir de iyilik yaparsanız, yaradan, size nasıl hissediyor ve yaşıyorsanız, istidadınıza göre istikamet verir.
Yoksa, ayağınız devamlı taşa takılır, tökezler, düşersiniz.
Hayatınız zehir zemberek olur, huzur bulamaz, serseri mayın gibi yolunu kaybetmiş berduş olursunuz, işiniz gücünüz rast gitmez, kimse sizi kalbi olarak sevmez, ömrünüz vesvese ile geçer, hiç bir şeyin bereketini görmezsiniz.
Allah sizin destekçiniz, yardımcınız, torpiliniz olmaz.
Kasıtlı olarak kalp kırmayın. Şayet kalbini kırdığınız olursa, onun gönlünü alıncaya kadar çaba gösterin. Kalbini kırdıklarınızdan helallik almazsanız, Allah'ın huzuruna hangi yüzle gideceksiniz.
Hayatınız, sadece ve sadece dünya malını kazanmayı, rahat yaşamayı düşünmekle geçmesin. Allah sizi boşuna mı yarattı. Alnınız secdeye gelsin.
Sizi alemlerin Rabbi olan yaradan Allah'a paylaşarak, şükredin, hamd edin.
Yanlız Allah’a inanıp, Allah'tan isteyin.
Kula kulluk etmeyin.
Çünkü, Allah yarattıklarını yaptıklarından dolayı hesaba çekecektir.
Ben sizin cezalandırılmanızı istemem.”
Bu fani dünyada kazanç ve kaybın ne olduğunu bilerek yaşamamız temennilerimle.
Bugün antikaların satıldığı bir mağazada tespihler gördüm.
Nerede bir tespih görsem anneannem aklıma gelir.
Sanki parmaklarına yapışmış gibi elinden tespihi hiç bırakmaz, uyurken bile elinde bulunurdu.
Nur içinde yatsın nur yüzlü anneannem.
Onun içindir ki, rahmetli ile bir anımı yazayım dedim.
Hikmet Suner
hikmetsuneryahoo.com
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER