İstanbul sokaklarında ve duvarlarında duvar yazılarından geçilmiyor. Kırmızı, mor, sarı, yeşil boyalarla duvarlara, geçitlere, kaldırımlara ve banklara yazılan o eğri büğrü yazıların hemen hepsinde bir kıza duyulan aşk, nefret veya kinin izleri var.
“Müjgan seni seviyorum”, “ Allah seni bildiği gibi yapsın”, “Sen de insan mısın?” Ayşe Mustafayı seviyor” O,,,,,,, N” “Kız ben seni almaz mıyım” “Bu can sana feda olsun” gibi birbirinden farklı duyguları kim bilir gecenin hangi karanlığında buralara yazıyor bu gençler.
Aşklarını, nefretlerini, özlemlerini duvarlara banklara yazan bu kişileri merak ediyorum. Neden bunları duvarlara çirkin yazılarla yazıp,. O çok sevdikleri kızı millete ilan etme gereğini duyuyorlar?
Büyük ihtimalle “bunları onların yüzüne söyleyemedikleri için” .
“Cesaretleri olmadığı için”
“İletişim kurmakta zorlandıkları için”
“Özgüvenlerini yitirdikleri için olmalı” diye düşünüyorum.
Yoksa bir genç aşkını milletin ayaklarının altına serer mi? Bunu kaldırımlara yazar mı? Sevdiği insanın adının üzerine basıp geçilmesine izin verir mi?
O kız bu yazıları okuyunca diyelim ki kendisi için yazıldığını anladı ne düşünür?
Çoğunlukla gülüp geçer veya için için haz duyabilir “Bana olan aşkını bana söyleme cesaretini bulamadı ve bak nasıl ilan etti geri zekalı “ diyebilir ama , aklı başında bir kız bu tür davranışlardan hoşlanmaz. Erkeği cesaretsiz ve korkak bulur. Hata onun gözünde değeri varsa bile yok olur. Çünkü, kadınlar korkak erkekten hoşlanmazlar.
Bu yazıları okuyanlar ve bu insanlarla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar doğaya ve temiz bir dünyaya özlem duyanlar ise, bu yazıları okudukça gördükçe öfkelenirler ve hem aşklarını hem yazdıkları yerleri kirleten bu insanlara “ Bu kaldırımlardan ne istiyorsunuz?. Bu duvarlar yeni boyanmadı mı?, Bu geçitleri kirletmeye ne hakkınız var? Sizin aşkınız bizi ilgilendirmiyor gidip yüzüne söyleyin cesaretiniz varsa, bizim duvarlarımızı, banklarımızı, kaldırımlarımızı kirletmeyin” demek isterler ama muhatap bulamazlar. Sadece üzüldükleriyle ve öfkelendikleriyle kalırlar. Oysa sevgi ve aşk insanlara bu duygular değil, sevinci, hoşgörüyü ve sempatiyi aşılamalı.
Aşklar duvarlara yazıldıkça büyümez...Aşklar yüreklere kazındıkça büyür.
Lütfen sizde bu duvarlara yazı yazanlardan biriyseniz veya çevrenizde bu tipler varsa onları uyarın ve çevremizi ve aşklarını korumaları önerin.
Sevgiler paylaşıldıkça büyür ama, milletin ayaklarının altına paspas edilince bir değeri kalmaz...
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER