KÖŞE YAZILARI | SEVİNÇ ÇAKMAZ

Yine zamanında geldi !

"Yine elleri uzun olacak gecenin nevaleleri ile dolu." Sevinç Çakmaz`ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     

YİNE ZAMANINDA GELDİ !

Bu gelişinde daha bir aydınlık daha bir başkaydı.Yüreğim ise daha çoşkulu ama bir okadar dingin. Uzun zaman önce çıktığım içsel yolcuğumun sonuna yaklaşırken yine ellerimi tutmak yine yürek yüreğe benimle konuşmak için gelmişdi…

Buzdan kalıp misali donmuş şehrimin, güneşinin batmak üzere olduğu saatte yine içimi ısıtan gülüşü ve sarılışı ile geldi.İyi ki geldi… İyi ki vardı hayatımda, birkez daha şükrettim.

O benim yaşamımın bilgesi, birçok kişi içinde öyle ama bendeki değeri ne çok başka.

Yine elleri uzun olacak gecenin nevaleleri ile dolu.

-Yüzüğün nerde diye soruyorum hemen,elinden hiç çıkarmadığı en derin düşüncelerdeyken özellikle döndürerek sanki çarkın işlemesini başlatan yüzüğünün olmadığını fark ettiğimde.

-Şu an ihtiyacı olan birinde,bilirsin benim dediğimiz ne var şu hayatta? Hele ki eşyalara anlam katmayı ve yer değiştirmesi gerektiğini de öğreneli çok uzun zaman oldu değil mi,olması gerektiği gibi,dedi.

Ve işte o an gecenin ilk mumu yanıyor !

Olmazlara meyil eden yüreklere inat,bir selam çakıyor mumun alevi.

-En son neyi fark ettin anlat bakalım diyerek yine benden beni anlatmamı istiyor.

“İnsan en iyi kendi yaşadığını ve hissettiğini anlatır! Çünkü kendini ifade eder.Birini tanımak yada anlamak istiyorsanız kurduğu cümlelere dikkat edin,kendi nasıl açık ve net ifade ettiğini göreceksiniz.”

-Ne yaparsak yapalım bir tek kişinin her şeyi olamayız! Sen benim her şeyimsin söylemini çürütmeye inat sonuna kadar arkasındayım bunun.Karşısına dikilip “Ben Senin Her şeyin Olamam” demek gerekiyor.

-Biraz keskin olmadı mı ? Ne dersin ? dedi gülerek.

-Törpü devreye girdi yine farkındayım ama anlatacaklarımından bana hak vereceksin.Yaşamın içinde böyle keskin kelamlarda gerekiyor.Görev dağılımı gibi,aynı anda her görevi üstlenirse çuvallamaz mı insan? İş yaşamında öyleyse özel yaşamımızda da böyle olması gerekmez mi ?

“Uzun zamandır çıktığım içsel yolcuğum sırasında aslında nerede hatalar yaptığım ve neleri nasıl yapmam gerektiği gibi noktaları bulmam en önemlisi fark etmem gerekiyordu.Bundan birkaç hafta önce yüreğime aniden giren ve uzun yıllar orada kalacağını umduğum dost olmaya aday,aynı anlamındaki gibi çok yıllık,yumrulu kır çiçeği çiğdem çiçek misali bir arkadaşımla sohpet sırasında anladım.Kendinden verdiği örneklerle bana ışık oluyordu.Birden “Unutma hiçbir zaman sevdalandığımızın hem annesi,hem sevgilisi,hem arkadaşı,hemde kadını olamayız “dedi .Öyle bir pencere açıldı ki dışarıda güneş her yeri aydınlatıyordu.Perdesi yoktu bu pencerenin,hiç olmamışdı.

Elbette önce arkadaş olacaksın!sevgili olabilmenin,her şeyi konuşabilmenin,hak verebilmenin ve belki de en önemlisi empati kurabilmenin en önemli kuralı benim için çünkü doğallığı doğuruyor,şeffaf olmayı öğretiyor.
Asıl mesele hemen hemen her kadında olan anaçlık duygusu ile anne gibi bir role bürünmek ilişkiye zarar verebiliyor.Bir anda her türlü rolü üstlenmiş sırtında tonlarca yük,verdikçe veren bir zaman sonra yorgun yere çakılmış bir kadın çıkıyor ortaya.O kadın ki tabitaın verdiği her sıfatı layıkıyla icra etmiş etmesine de geriye ne kalmış ? “

-Peki tüm bunlar doğru da zararı nerede? Ya da neyi doğuruyor? dedi bilge dost.

-Sevgilisi olduğunu unutuyorsun,kokunun kokusuna karıştığı anlardaki hisler en büyük mutlulukken,sadece sarılıp uyumak en güzel uyku iken başka rollere ne gerek var ki ?Annelerimiz var hala kucaklarına sokulup huzur bulduğumuz,dostlarımız var sevgilimizle ilgili her şeyi konuştuğumuz,tanıdıklarımız var keyifli sohbetler yaptığımız.Galiba asıl olan teke indirgeme duygusu ki onu da sahiplenme duygusu tetikliyor.

-Bakış açın bulduğun çözümle örtüşüyor farkında mısın ?

-Elbette bu da mükemmel tatda bir huzur veriyor,geçmişle barışıp geleceğe daha umutla daha sağlam bakmayı sağlıyor.Hele ki derinlerdeki o derin paylaşımlar olunca asıl ruh o zaman doyuma ulaşıyor.

Ve en önemlisi…. İki insanın birbirine ayna olması…Ayna nasıl aydınlık demekse ,kelime anlamındaki gibi ışığı yansıtan,varlıkların görüntüsünü veren demekse işte aynı kelamlarla ışık olmak,varlığının içsel görüntüsünü,sahip olduğu en doğru ve asıl olan varlığının sen de yansıması…

- Ne güzeldir değil mi ışık olmak birbirine,ayna tutmak.Çok güçlü ve zor yaşanan bir duygu,mutluluk bile hafif kalır karşısında ancak yaşayan bilir ama bazen tarif bile edilemez.Sen edebilirmisin ? dedi.

Gökyüzüne doğru baktım.Yaradan sayesinde bana bahşedilen bu duyguyu yaşadığım için önce yine binlerce kez ona şükrettim.

- Şükretmenin en güzel hali,şükür anının verdiği duygu,yükseliş,Yaradana bir adım daha yaklaşma duygusu ve daha bir çok duygu adlandıramadığım.

Sadece tebessüm etti ve elimi tuttu.Gözleri ile teşekkür etti,bense tüm yüreğimle…

- Biliyor musun yüreğime başka duygular ekmek için dolaştım,dere tepe,baktım,gördüm,eller tutmaya çalıştım,rüyalarıma ihanet ettim,dilim lal oldu,hayaller kurdum başkalarına ait benimde olur mu diye, ama yine asıl aradığım medcezir misali olan imiş.. GÖRDÜM…ANLADIM…. ÖNÜME HER ÇIKIŞINDA BİR KEZ DAHA,YENİDEN VE YENİ GİBİ GÜÇLÜ YAŞADIM…

- Onun herşeyimisin hala ? dedi.

- Herşeyi değilim,artık olmamam gerektiğini biliyorum.Nesi olduğumu da,

Bu kez ben tebessüm edip elini tutuyorum bilge dostumun.

- Bir tek Yaradan biliyor.

Ve gecenin son ve tüm mumları tanıyor her yer ışıl ışıl,aynalara vuran aksi ile sayısını bilmek imkansız kadar çok ,her yan aydınlık,her yan ışık seli ama önce yürekler…

Görüyoruz.

Sevinç ÇAKMAZ
sevinc@cosmoturk.com



 


SEVİNÇ ÇAKMAZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>