KÖŞE YAZILARI | TÜLİN KILIÇ

Hep Aynı Nakarat

Hep aynı şeyler etrafında dönüp duruyor gibiyiz. (Tülin Kılıç)
 
   
 
 
     

Hep aynı şeyler etrafında dönüp duruyor gibiyiz. Yenilik diye yutturulmaya çalışan her şeyi ezberlemiş durumdayız millet olarak. Haydi, gelin bugün hep birlikte ülkemizde nelerin değişmediğine, temcit pilavı gibi, ısıtılıp ısıtılıp önümüze konduğuna göz atalım.

Seçim Tırıvırıları
Seçim yaklaşıyor, benzer vaatler kapıda. Sözlerini tutmayacaklarını bile bile nasıl da inanıyoruz her seferinde. Dağıtılanların ‘’yükte hafif, paha da ağır’’olmasının etkisi büyük olsa gerek. Eskiden pirinç, şeker, kömür dağıtılırken, şimdi altın’a geçtik. Merak ediyorum bu devran ne kadar sürecek. 5 sene sonra altın’da kesmezse ‘’elmas broş, 5’i bir yerde, tek taş yüzük, Trabzon bileziği’’mi dağıtacaklar…
Peki o yanar dönerli meyve tabağı gibi karmakarışık duran seçim bayraklarına ne demeli? O bayraklar, afişler, pankartlar yüzünden seçim bitene kadar ülkeyi terk etmek istiyorum. Yaşanan görüntü kirliliğine mi üzüleyim, çöpe atılan paraya mı şaşırıyorum…

Sanat; Kişinin Kendine Yakışanı Giymesidir

Evet evet, başlığı doğru okudunuz sevgili okuyucu.
Ülke olarak (ya da iktidar olarak mı demeliydim acaba) sanat’tan anlamadığımız çok belli. Son yaşanan ‘’Sümeyye Erdoğan’’ olayını hatırlayalım. Sümeyye kızımız bir tiyatroya gidiyor, oyun esnasında oyunculardan biri bana göz kırptı, yan baktı, çamura yattı gibi açıklamalar yapıp, oyunu terk ediyor. Peşi sıra da 150 polis Sultan Sümeyye’nin peşinden, sultanımız giderse, bizim burada ne işimiz var diyerek, oyunu terk ediyor. Ayakta alkışlanacak bir tavır doğrusu, polis arkadaşlarımızın 150’sinin birden, özenle alnında öpüyorum (!)

İktidarın sanat’a olan sevgisi ile ilgili hatırladığım bir konu daha var aslında;
Geçen senelerde bir bakanımız, turistik bir belde deki heykellerden birkaçı için, bunlar çıplak, göz estetiğine aykırı, tez kaldırın bunları buradan buyruğunu vermişti.
Eeee görüyoruz ki, başlığım çok da saçma değil.

TV Programları
Yenilendik diyen kanallar, yeniliği dekor değiştirmek olarak algılıyorlar sanırım çünkü kişiler değişse de, formatlar aynı.
TV’de her sezon yaratılan ve sene sonunda fırlatıp, atılan medya ikonları bu sene de her kanalda boy gösterdi.
Bir yandan survivor’da yaşam mücadelesi veren Nihat Doğan ‘’canım ülkem size emanet’’ nidaları atarken,
Diğer yandan evlendirme programlarında göbek atmaktan yorulmayan teyzeler programdan programa koşuşturmaya devam etti. Her program, her format için ayrı ayrı çalışıp gelseler bile, 10 program gezince kafaları karışıyor ve hangi programda ne söyleyeceklerini karıştırıyorlar zaman zaman.

Farz-ı misal Müge Anlı’nın programında ağlamaları ya da vahhhh vaaaahhh demeleri gerekirken, elinde parıltılı ve işlemeli mendille gelen, sahte gözyaşını ona akıtan ablalar gördüm.
Ya da Seda Sayan’da, arım, balım, peteğim, güllüm, dalım, çiçeğim programında göbek atacakları yerde ağlamaklı olan, dili lal olmuş abi ve ablalara rastladım.

Sıkılmadık mı aynı şeyleri dinlemekten, yaşamaktan, seyretmekten. Ben çok sıkıldım.


TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>