KÖŞE YAZILARI | TÜLİN KILIÇ

İnadına Mutlu Olmak

Özgürlüğüne sonsuz düşkün olan ben, bu güzel duyguların beni ele geçirmesine gönüllü olarak teslim oluyorum. (Tülin Kılıç)
 
   
 
 
     


Her şeye, herkese inat sessizce geldi bahar.
Savaşa, insanların üstüne yağan mermilere inat açtı çiçekler,
Dünyanın dört bir yanında yaşanan doğal felaketlere inat göz kırptı güneş,
Ve kedere inat, gülümsetti herkesi, ılık bahar esintisi…

Her yıl bahar ayları tüm renkleriyle kendini belli ederken, aynı güzel duyguları yaşıyorum ben. Sanki her şeyi temize çekiyor, yeni bir sayfa açıyorum. Belki de kışın kasvetini, ülkenin, dünyanın içinde olduğu durumu bir nebze de olsa unutmak için bahar’ı bahane ediyorum.

Ben her bahar aşık oluyorum. Başımda kavak yelleri, dudaklarımda umursamaz bir gülümseme, içimde dizginleyemediğim bir mutluluk ele geçiriyor benliğimi. Özgürlüğüne sonsuz düşkün olan ben, bu güzel duyguların beni ele geçirmesine gönüllü olarak teslim oluyorum.
Ben her bahar aşık oluyorum. Çiçeklere, ağaçlara, kuşlara, nisan yağmurlarından sonra baş döndüren güzellikte kokan çiçek ve toprak kokusu karışımına.

Doğanın mucizelerine, yaşanan onca olumsuzluğa rağmen kendini tazelemesine aşık olmamak mümkün mü?

Güneş’in içimi ısıttığı bir gün, düştüm yola, attım kendimi Galata’nın tarih kokan sokaklarına. Yalnız karşılamak istedim baharı ve çıktım Galata kulesine.
Öğlen saatlerinde tepeden baktım İstanbul’a. Gökkuşağı renkleriyle süslenmiş ve bahar’ı karşılamaya hazırdı şehir. Martılar, masmavi gökyüzü, bembeyaz açan çiçekler kusursuz bir tablo gibi görünüyordu.

Kendimi üzdüğüm, ruhumu, zihnimi kemiren tüm konular, sorular ne kadar anlamsız geldi. Yukardan bakıldığında ne kadar boş her şey.

Bazen ‘’neden benim başıma geldi? Neden ben?’’ dedirtecek kadar bizi üzen deneyimler yaşıyoruz. O an isyan ediyoruz, üzülüyoruz. Sonra bir gün, bir bakmışız, bizi kahreden o olay, önümüzdeki çakıl taşlarını kaldırmış ve pamuktan bir yol açmış istediğimize ulaşmak için. Şaşırıyoruz, her seferinde şaşırtıyor hayat bizi.

Şimdi gelin, bu güzel bahar gününde kendimize bir söz verelim;

Bundan sonra her ne olursa olsun bırakalım kendimizi akıp giden hayatın kollarına. Elimizden geleni yaptıktan ve bundan emin olduktan sonra, üzmeyelim kendimizi, acıtmayalım ruhumuzu, kanatmayalım yaralarımızı.
Tüm ‘’keşke’’lerimizi fırlatıp atalım uzaklara.
Tüm sevmediklerimizi affedelim, kalksın omzumuzdaki yükler, hafifleyelim.

Her bahar’ı karşılarken okuduğum bir şiir var, artık bir ritüel haline geldi. Sanki okumazsam eksik kalıyor duygularım. Gelin bir de Orhan Veli’nin sihirli kaleminden dökülen, rüyalar alemine götüren sözlerini okuyarak sevelim bahar’ı…

Baharın İlk Sabahları

Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.

Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.

Orhan Veli Kanık


TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>