KÜLTÜR-SANAT

Filmlerin Hepsi Birbirine Benziyor

“Chantrapas/ İşe Yaramaz” filminin yönetmeni Otar Iosseliani’nın basın toplantısı Malatya’da Gerçekleştirildi.
 
   
 
 
     

Malatya Uluslararası Film Festivali’nin ilk “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün sahibi, 27 Kasım tarihinde Galası gerçekleştirilen “Chantrapas/İşe Yaramaz” filminin Gürcü yönetmeni Otar Iosseliani’nin katılımı ile 28 Kasım tarihinde, saat 10.30’da Malatya Anemon Otel’de Basın Toplantısı gerçekleştirildi.



Festival kapsamında ilk gösterimi yapılan ” Chantrapas/ İşe Yaramaz” filminin, kendine özgü bir sinema dili sunan başarılı, usta yönetmeni Otar Iosseliani ile son filmi ile ilgili gerçekleştirilen basın toplantısına çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubu katıldı.

Bir basın mensubunun “Chantrapas/İşe Yaramaz” filminin kimin, kimlerin otobiyografisi olduğu üzerine sorulan ilk soruyla başlayan toplantıda Otar Iosseliani ilk olarak bunların, başta Nazım Hikmet, Charli Chaplin ve Tarkovski gibi istediği şeyleri yapabilmek için ülkesinden göç eden, göç etmek zorunda kalan sanatçılar olduğunu söyledi.”Burada, otobiyografide bahsedilenler sevdiğim sanatçılardır. Biz sanatçılar halkın düşüncesine her zaman yakın olmayabiliriz. Genelin sahip olduğu düşünce, genel kanı aslında en büyük sansürdür.” diye devam eden yönetmen, ideolojik sansürün diğer sansürlerden çok daha yumuşak bir sansür olduğunu, bununda yapımcılara ideolojileri dikte etmeye götürdüğünü anlattı.

Otar Iosseliani günümüz sinemasına değinerek,”Bakıyorsunuz ki filmlerin hepsi birbirine benziyor. Bu da bir alışkanlık olup, seyircide beklenti oluşturuyor. 007 James Bond’un sonu kötü bitse, James Bond kaybetse seyirci bunu asla kabul etmez. Seyirci filmin her zaman iyi sonla biteceğini bildiği için bu sefer film kötü bitse seyirci sansürleyebilir.” dedi. Binbir Gece Masalları’nda Şehrazat’ın sultana anlattığı hikayelerde Şehrazatın hikayeyi bitirememesinin de bir sansür olduğunu anlatan yönetmen, ”Totaliter rejime karşı olan bir film yapmak bir çılgınlıktır. Bu yüzden çoğu filmim yasaklandı, rafa kalktı. Hayır, hepsi kısalar dahil yasaklandı. Daha sonra gösterime girdiler, bu defa da insanlar tarafından yapılmaya başladı.” dedi. Sansür uygulayanların kendilerinden kötü durumda olduğunu belirten Otar Iosseliani, sansür uygulayanların kendisine filmlerin çekiminde yardımcı olduklarını, bütün filmlerini çekebildiğini fakat filmlerin o dönem rafa kaldırıldığını, gösterilmediğini anlattı. Şu an bütün filmlerini görebiliceğimizi ekleyen yönetmen, “Bugün çok şaşkınım nasıl yapabildiğime. Bunu senaryoları değiştiren, silen kurulun yardımıyla yapabildim, SSCB’nin korkunç, çirkin rejimine rağmen. Öz yaşam öyküsü üzerine söyleyebileceğim bu” dedi.



“Ben gördüğünüz deniz kızı tarafından götürülmedim. Gösterdiğim şeyler yapmak istediğim şeylerdi. Benim için bu film, bu mesleği, sinemayı yapmak isteyen insanların ortak tablosu.” diyen Otar Iosseliani filminde işlediği karakteri bu şekilde anlattı. Bir şeye karşı olmayı çok sevdiğini söyleyen yönetmen, alışkanlığı olmayan herşeye karşı olduğunu ekledi. Eskiden yazarların mürekkep ve ucunda tüy olan kalemlerle yazdığını, mürekkebe batırılan kalem esnasında yazarın düşünme zamanı kazandığını anlatan yönetmen, türkenmez kalem ile bu düşünme sürecinin kaybolduğunu, artık insaların düşünmeye vakitleri olmadan yazdıklarını, çalıştıklarını söyledi. Bu örneklemeyi gelişen teknoloji, montaj masalarının kalkması ve dijital dünyaya geçilmesi ile film sektörünün değişimi üstüne veren yönetmen, bilgisayar ekranına bağlı olarak çalışmayı da, “Bu özgür bırakmıyor sizi, sürekli çalışmak zorundasın. Bu insana yapılabilecek en büyük sömürü” olarak tanımladı. Dijitale geçilmesiyle birlikte pek çok iş kolununda ortadan kalktığını, sinema sanatını mühendislerle birlikte yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Gümüş içeren bobinlerin 300 yıla yakın ömrü olduğunu söyleyen Otar,şu an dijitale aktarılan bütün geçmiş görüntülerin ise bir düğmeyle yok olması ihtimaline vurgu yaptı.

Basın toplantısı katılımcılarından biri tarafından; dijital sinemanın film üretimi konusunda kolaylıklar sağladığını anlatması, çağdaşlarının da dijital kullandığını söylemesi üzerine yönetmen Otar Iosseliani şu şekilde konuştu.” Stanislavski’nin dediği gibi tiyatro vestiyerden başlar. Vestiyer bir süreçtir. Paltonuzu bırakırsınız, bayanlar üstlerini düzeltir, vs. Sonrada yerinizi aramak, yer göstericinin eşliğinde yerinizi bulmak, artık gösteriyi izlemek için hazırsınızdır. Arabada Mahler dinlediğimiz zaman, bu artık dinlemek değildir. Dinlemek bir konser salonunda müzisyenler çaldığı zaman dinlemektir.” Müzisyen bir arkadaşının kendisini dinlemeye geldiğinde arka sıralara oturması ve yüzüne bakmaması konusunda kendini uyardığını anlatan yönetmen, sözlerine şöyle devam etti: ”Çünkü çaldığım zaman konuşuyorum, derin nefes alıyorum ve benim bütün bedensel alışkanlıklarım senin beni dinlemeni engelleyecektir.” Hayalinin bütün elektriklerin arızalanması ve yeniden mum ışığı, gaz lambasına dönülmesi olduğunu söyleyen Otar, kendisinin eskiye tapan biri olarak görülmesini istemediğini ekleyerek, elektrik olmadığı dönemde de yapılan sanat eserlerine, sahnelenen oyunlara dair örnek verdi, o dönemde insanlar arasında gerçek ilişkilerin kurulduğunu söyledi.

“Marco Polo Çin’e ulaşmak için günlerce yol gitti ve yollarda neler neler gördü. Ve siz bir DVD’yi büyük, küçük bir ekranda izlemenin demokratik olduğunu mu, bağıran çocuklara, etrafta dolaşan karınıza rağmen, bunun demokratik olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diyen Otar Iosseliani, Sokrates’in de demokratik bir şekilde öldürüldüğü görüşünü ekledi. “Demokrasiden nefret ediyorum. Demokrasi bir salaklar birliğidir. Ne yazık ki çoğunluktur demokrasi” diyen yönetmene yöneltilen “Demokrat Fransa’da olmaktan ne hissediyorsunuz?” sorusu üzerine, “Fransa ve Demokrasi mi? Polis rejimidir Fransa.” cevabını verdi. 1789 Fransa Devrimi, o dönem ve sonrası üzerine örnekler veren Otar Iosseliani, demokrasi adına yaşananların ne kadar insanlık dışı olduğunu anlattı. Yönetmen Otar Iosseliani, “Demokrasi için binlerce şey söyleyebilirim sizlere ama şimdi birer çay içelim” diyerek basın toplantısını bitirdi.

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>