SAĞLIKLI YAŞAM

Modern İnsan Nasıl D Vitamini Fakiri Oldu?

Güneş düşmanı modern insan D vitamini fakiri oldu!
 
   
 
 
     

Koyu camlarla kaplı plazalara kapanan, otomobilini bile güneş koruyucu camlarla kaplayan, çocuklarını park yerine AVM’ye götüren, güneş gördüğünde kaçar hale gelen modern insan kendini D vitamininden mahrum etti. İnsanoğlunun 250 bin yıldır doğal yollardan ürettiği D vitamini, modern yaşam tarzı nedeniyle küresel bir salgın gibi azalıyor.

Oysa bilinçli güneşlenerek ve doğru beslenerek, sağlığın temel kaynaklarından biri olan D vitaminini sentezlemeye devam edebiliriz: Haftada en az iki kere öğlen saatlerinde kollar açık şekilde 30 dakika güneşlenin. Güneşlenirken, gölgenizin uzunluğu boyunuzdan fazla ise D vitamini sentezlemediğinizi unutmayın! Güneşlendikten sonra sıcak suyla ve sabunla duş almayın.

Bol bol yağlı balık yiyin!

Yağda çözünen vitamin olarak bilinen, aslında bir ön hormon olan D vitamini, 750 milyon yıldır yaşam formları tarafından üretiliyor. D vitamini üretimi, anne karnında gebelik ile başlıyor ve yaşam boyu devam ediyor. Bu vitamin, sağlıklı bir vücut gelişimi, büyüme ve bakım için büyük önem taşıyor. Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Kavaklıdere Hastanesi’nden Uzm. Dr. Ersel Düzgün; D vitamininin insan sağlığı açısından önemiyle ve eksikliğinde ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili bilgiler verdi:

• GÜNEŞE DÜŞMAN OLDUK: D vitamininin başlıca kaynağı güneş olmasına karşın, modern toplumda, ne yazık ki güneşten kaçan bir hayat tarzı gelişmiş durumdayız. Her yaşta istemli ya da istemsiz olarak güneşten korunan, güneşten sakınan bir hayat sürüyoruz. Otomobillerimiz güneş koruyucu koyu camlara sahip, evlerimiz ısı kaybı endişeleri ile küçük pencereli ya da güneşin girmesini azaltmak için perdelerle kapalı, çalışma ortamlarımız koyu koyu camlarla kaplı hatta neredeyse güneş görmeyen ortamlar halinde.

• ARABALAR BİLE GÜNEŞ KORUMALI: Çocuklarımızın oyun anlayışı, evde bilgisayar ya da oyun konsolu karşısında saatler geçirmek olmuş durumda. Ailecek, çocuklarımızla hafta sonu gezmesi olarak, güneşten korunmuş otomobillerimizle AVM’lere gidiyoruz. Bu hayat tarzımızla, D vitamini düzeylerimizi düşürmek için neredeyse elimizden geleni yapıyoruz.

• DÜNYA D VİTAMİNSİZ KALIYOR: Sadece biz değil tüm dünya ne yazık ki bu durumda yaşamaya başladığı için yapılan çok merkezli çalışmalarda; toplumun yüzde 50’sinde, çocukluk grubunda ise yüzde 70’lere varan oranlarda Vitamin D düzeyleri düşük çıkmıştır.

o Bayındır Sağlık Grubu olarak biz de İstanbul ve Ankara’daki hastanelerimizde, yaklaşık 10 bin hastalı bir çalışma grubunda yaptığımız araştırmada çarpıcı bir sonuçla karşılaştık. Buna göre; dünya ile çok benzer şekilde yaklaşık yüzde 50 hastamızın vitamin D düzeylerinin düşük olduğunu saptadık.

• YILDA İKİ KEZ KONTROL ETTİRİN: Ülkemizde özelikle kapalı alanlarda çalışıyor, güneşten yeterince faydalanamıyor ve düzenli yağlı balıkları tüketmiyorsanız öncelikle hekiminize başvurarak yılda iki kez kış ve yaz mevsimi bitiminde kandaki 25-OH vitamin D düzeyinize baktırmanızda fayda var.

BUNLAR VARSA HEMEN D VİTAMİNİ KONTROLÜ YAPTIRIN!

• Koyu ciltliyseniz,
• Aşırı kilonuz varsa (Beden Kitle İndeksiniz 25 kg/m2’nin üzerindeyse),
• Sebebi açıklanamayan kas ve/veya kemik ağrıları çekiyorsanız (genellikle Kronik Yorgunluk Sendromu diye hatalı bir tanı da alabilirsiniz!),
• Nedensiz depresif tablonuz varsa, açıklanamayan barsak şikayetlerimiz varsa,
• Katı vegan diyet uyguluyorsanız,
• 50 yaş ve üzerinde ya da 11 yaş ve altındaysanız,
• Güneşten kaçan bir yaşam tarzınız varsa; mutlaka D vitamini eksikliğinden şüphelenmeli ve D vitamini kontrollerinizi yaptırmalısınız.

EKSİKLİĞİ SADECE KEMİĞİ DEĞİL TÜM VÜCUDU VURUYOR!

• D vitaminin, kemik metabolizmasındaki bilinen katkıları dışında, anti-enflamatuar ve bağışıklık sistemi üzerine olan etkileri de hayli önem taşıyor. Yapılan çalışmalar da; vitamin D eksikliğinde ortaya çıkan kemik metabolizması ile ilgili Raşitizm ve Osteomalasi gibi hastalıkların, buz dağının sadece görünen yüzü olduğunu ortaya koymuştur.

KANSERE DAVETİYE

• Oysa asıl görünmeyen tarafta; kanser, Multiple Sklerozis (MS), diyabet, enfeksiyonlar (grip, verem), kalp hastalıkları, periferal damar hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları (inflammatory barsak hastalığı, sistemik lupus eritamatozis) gibi insan sağlığında çok önemli hastalıklarda rol oynadığı görülmüştür.

EN UCUZ D VİTAMİNİ KAYNAĞI: GÜNEŞ

• İnsanların kendi D vitamini ihtiyaçlarını karşılamak için ya yeterli bir süre için güneşe maruz kalarak D vitamini üretmeleri ya da sindirim yolu ile D vitamini almaları gerekir. Güneş, yüz yıllardır en bol ve en ucuz D vitamini kaynağıdır. D3 vitaminini, ultraviyole (UVB) ışınlarının yolu ile deri üretilebilir. UVB ışınları, gelen güneş ışınları içinde sadece yüzde 0,1’lik bir kısmı oluşturur. UVB ışınlarının yaratacağı etkide; yaşadığımız enlem, cilde geliş açısı, havanın bulutlu ya da açık olması, cam veya perde arkasında olmak gibi birçok faktör rol oynar.

GÖLGENİZ BOYUNUZDAN UZUNSA D VİTAMİNİ SENTEZLEMİYORSUNUZ!

• Güneşlenme konusunda yapılan son çalışmalar; tüm yaş gruplarında, haftada en az iki kere öğlen saatlerinde kollar açık şekilde 30 dakika güneşlenmenin, D vitamini sentezi için en uygun güneşlenme şekli olduğunu göstermiştir.
• Mayo ile yine öğlen saatlerinde 20 dakika da uygun bir güneşlenme süresidir.
• Güneşlenirken, gölgenizin uzunluğu boyunuzdan fazla ise D vitamini sentezlemediğinizi unutmayın!

KOYU TENLİLER DAHA ÇOK GÜNEŞLENMELİ!

• Güneşlenmede ten rengi de önemli faktördür; daha koyu tenlilerde UVB ışınları ciltten kırılarak yansıdığı için daha uzun süreler önerilmektedir. Pigment tabakası kalın olan siyahi ırktakiler, aynı miktardaki D vitaminini sentezleyebilmek için beyaz ırka göre 4-5 kez daha fazla güneşte kalmak zorundadır.
• Yapılan çalışmalarda; 37. Kuzey ve 37. Güney enlemlerinin, daha kuzey ve güneyinde yaşayanlarda, sadece güneş ışığı ile yeterli D vitamini sentezlenmediği görülmüştür. (Türkiye, 36-42. Kuzey enlemleri arasında yer aldığı için; Güney sahillerimiz dışında sadece güneş ışığı ile yeterli Vitamin D sentezi yapmamaktayız.)

GÜNEŞLENDİKTEN SONRA SICAK DUŞ D VİTAMİNİNİ ÖLDÜRÜR!

• Uygun şekilde güneşlenildiğinde, ciltte sentezlenen kolekalsiferol, yağ bezlerinin salgıları ile cildin yüzeyine doğru çıkar ve 48 saat içinde yeniden ciltten emilerek kana geçer. Henüz ciltten emilmeden önce şampuan ya da sabunla yıkanıp vücuttan uzaklaştırıldığında ise D vitamini sentezi olmaz. Ayrıca sıcak su da o deri yağlarını yok eder. Bu yüzden güneşlendikten sonra özellikle yüz, kol, omuz ve bacak gibi güneş gören bölgeleri sabunlamayın ve nispeten ılık suyla duş alın.

D VİTAMİNİ İÇİN YAĞLI BALIK YİYİN


• Çok az gıda maddesi doğal D vitamini içerir. Bunlar da ya D2 ya da D3 vitamini şeklindedir. Yapılan çalışmalar, D2 veya D3 tarzında vitamin alma arasında bir fark olmadığı yönündedir. Vitamin D3, güneşe maruz kalma ile deride üretilen D vitamini ile aynı yapıdadır. Yağlı balıklar (somon, tuna. uskumru) ve balık karaciğeri en iyi besinsel vitamin D kaynaklarıdır. Sığır karaciğeri, peynir ve yumurta sarısında da az miktarda bulunur.

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>