Günlüğüm
"Tüm sayfayı siyah kalemle şekillendirmişim, ürettiğim fikirler ise sayfalar arasında gizlice duruyor." Ebru Ziyanak'ın yeni yazısı...
Hemen hemen her gün günlüğüme bir şeyler yazıyorum. Bazen bilmediğim kelimelerin anlamlarını öğrenip not ediyorum. Bazen kurallar koyuyorum kendime -ancak yarısına uyabiliyorum- beni çok mutlu eden şeyleri sıralamaya bayılıyorum, çünkü her gün yenisi eklenmiş oluyor, zaman geliyor kızdığım kişilere sövgüler yağdırıyorum, bazen bir bakıyorum resim çizmişim, tüm sayfayı siyah kalemle şekillendirmişim, ürettiğim fikirler ise sayfalar arasında gizlice duruyor.
Bazı zaman istediğim şeyleri sıralıyorum, sonra değiştiriyorum. Ama mutlu olduklarım aynı, sadece üzerine yeni şeyler ekleniyor. Hissettiklerimi günlüğüm sayesinde ortaya çıkartıyorum. Sayfaları karıştırırken bir bakıyorum. Aşık olmuşum, ne acılar çekmişim, defteri karalara boyamışım. İlerliyorum başka isim yine aynı laflar, yine mübalağ… Gülüyorum bu sefer. Sezen Aksu’nun şarkısı ve bana yazdığı notta ki gibi ‘bu da geçer’ diyorum. Sayfaları karıştırırken, kabuslarımla karşılaşıyorum, korkularımın artık kalmadığını görüp, taktir ediyorum kendimi.
Geçen gün sayfalar arasında, bisiklete binmekten çok korktuğum notunu buldum. Yazdığım da oniki yaşındayım. Ben de bu nottan sonra bisiklete binmeye çalıştım. Düşeceğim korkusunu hala aşamamışım. Bu yaz sürekli binmeyi planlıyorum.
Yedi yaşında ki yiğenime hafta sonu kilitli bir günlük aldım. Kendini tüm gün özel hissetti. Ona ait olan ve kimsenin okumayacağını bildiği sayfalara sahip olmanın mutluluğunu o bile biliyor.
İnsan sadece yalnız kaldığında bu kadar çıplak oluyor. Hele kimi zaman başkalarının yanında mecburi hizmet için görevlendirilmiş memur gibi hissediyor. Hizmetim bitse de gitsem.
Çantanı al çık, hayat bu kadar önemsenecek bir yer olmasa gerek. Sorumluluklar insanı sıkıyor. Bir yerlere bağlıyor. Bazılarına ise bir yerlere bağlı olmak, kendini iyi hissettiriyor.
Bana hiçbir zaman iyi hissettirmedi.
Günümün tamamını planlamak bile beni rahatsız eder. Zaman beni savurmalı, başım dönmeli biraz, arada gülmeliyim, bazen bağırarak ağlamalı, sinirlenirken sevmeliyim, sevişirken savaşmalı…
Yaşam bir gökkuşağı. Her renk sizsiniz. Renkleri ayırabilmek içi belki de bir günlüğünüz olmalı. Denemeden bilemezsiniz.
Ebru Ziyanak
ebruziyanak@hotmail.com
DİĞER HABERLER
Annelerini Dinleyen Genç Kadınlar Riskten Kaçıp Nakite Sarılıyor Yatırım Yapmıyor
Genç girişimci kadınları riskten kaçmadan yatırım yapmaya davet etti...
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na Son 30 Gün
Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatlar için geri sayım sürüyor.
“Fiyonklu Düğüm Yakışır Adamıma…”
“Yeni Yılda Kendinizi Restart Edin”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32