Normal koşullarda, ortalama değerlerle yaklaşık olarak 2000 ila 2500 kalori arasında harcama yaparız. Yaktığımız her 15 kaloriye karşılık sindirim yoluyla ve metabolizma kanalıyla bir yemek kaşığı civarında su kaybederiz. Buda yaklaşık değerlerle 8 bardak suya karşılık gelmektedir. Su; kalorisi olmayan tek besindir. Kilo verme sürecinde vücudun su ihtiyacı artar. Çünkü su, hem vücuttaki ödemin boşalmasını hem de karaciğerin yağ metabolize etmesini kolaylaştırır. Başta su olmak üzere doğal, bitkisel çaylar gibi bol miktarda sıvı alınması da, vücutta biriken toksinlerin atılmasını kolaylaştırmak açısından yararlı olacaktır. Ama bütün bunlardan yola çıkarak suyun zayıflattığını, hele ki çok su tüketmenin daha da zayıflattığını söylemek, son derece abartılı ve hatalı bir yönlendirmedir. Çok miktarda su içmenin zayıflatıcı hiç bir etkisi yoktur.

Yemek öncesi içilen suyun, mide kapasitesini besin alımından önce dolduracağı için tokluk hissi vererek, yenilen yemek miktarını azaltacağı kısmen doğrudur. Ancak asla çözüm değildir; bilakis bu şekilde devamlı midemizi genişletmek bize zarar bile vermeye başlayabilir. Yemek aralarında içilen su ise aksine iştah açma etkisi yapacaktır mideyi genişletecek ve daha fazla tüketmemize neden olacaktır. Ayrıca sıvı almadan ya da az miktarda sıvı içilerek yenilen bir yemekle, doyma hissine ulaşmak daha kolaydır.

Su ile ilgili detaylı araştırmamızı “Suyun Zayıflamadaki Yeri” başlıklı konumuzda çok detaylı işlediğimiz için, burada teknik olarak etkilerinden çok, halk arasında yanlış bilinen yönü üzeride durmayı tercih edeceğim.

Sabahları kalkar kalkmaz su içilmesi fikrini ise ben de kabul ediyor ve destekliyorum. Ama bunun nedeni suyun zayıflamaya olan etkisi değil, uyku esnasında su alımından mahrum kalan bedenin güne zinde ve enerjik hazırlanabilmesi içindir.

Ancak vücudun ihtiyaç duyduğu su miktarı kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bünye, yaş, cinsiyet, harcanan kalori, hatta alışkanlıklarımız, içtiğimiz ya da ihtiyacımız olan suyun miktarını değiştirir. O nedenle günde en az şu kadar su tüketmeniz gerekmektedir veya bu kadar su tüketmezseniz zayıflayamazsınız gibi yargılara varmak fazlası ile katı yorumlardır. Susama hissi ile gelen su içmenin tadı, ya da verdiği doyum hissi hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Su, bildik anlamda kalori değeri taşımamasına rağmen vücudun hayati anlamda vazgeçilmez besinidir. Zaten, dayatmacı diyetlerle haftalarını, aylarını, hatta yıllarını harcamış insanlara su gibi can alıcı besin kaynaklarını da, diyetlerin bir parçası olarak göstermek motivasyon sağlamayı bırakın, soğumalarına neden olan negatif bir etki yaratacaktır.

Ben insanlara çok su tüketmelerini önermiyorum, ihtiyacınız olan kadar anlamına gelen, istediğiniz kadar su için diyorum. Ve tüketmekten öte suyun yeniden tadına varabilmeyi öğrenin. Severek, isteyerek, zevk alarak, suyu kana kana, yudum yudum için, suyun bedeninizle bütünleşmesine, size mutluluk vermesine izin verin. Ama ne yaparsanız yapın, nasıl içerseniz için böylesine hayat veren bir besini, asla ama asla tüketmek kelimesi ile bir arada kullanmayın.

Su tüketilen değil, eklenen, çoğaltan, temizleyen ve en önemlisi de yaşatan bir can damarıdır…