O vakit ben bir sonbahardım, sen de herhangi bir sonbaharda herhangi bir yapraktın; çelimsizliği yüzünden rüzgâra dayanamayıp yere düşen... Yoksa bir sınav mıydı bu? Tek yanlışın bütün doğruları götürdüğü? Tek bir yaprak düşürdük diye sonbaharda kalası kışla mı lanetlenmiştik?
Oysa ne büyük cezaydı bu, bir ölümlüye verilen. Gördüğü en güzel gözleri bir daha görememek! Ne büyük kederdi bu ömürler boyu çekilecek!
Kimin omuzları dayanırdı ki bu kadar; giden bahar aynı işvesiyle döner miydi geri? Aslında ara ara alıştım sandım, ama o şarkılar yok mu şarkılar! Olur olmaz yerde hatırlattı seni bana.
Ve şarkılardan dünyalar yaptım sana… Her yeri, sen! Her şeyi, sen! Ve burda bütün şarkılar gözlerinden bahseder, konuşmayı bilen her şey seni anlatır. Bütün cümlelerimizin gizli öznesi, sen… Sen yürürsen güzel bir melodi çalınır kulaklarımıza, her adımında çiçekler açar. Sen gülersen güller peşinden güler, ağlarsan gökyüzü üzerimize düşer... Ve sen sakın susma yoksa burada bütün ışıklar söner. Eğer senin de yolun düşerse buralara, beni unutma mutlaka ara; otururuz karşı karşıya. Soğuk havalara da aldırma, sıcacık bir ruh ısmarlarım sana.
O vakit ben bir sonbahardım, sen de herhangi bir sonbaharda herhangi bir yapraktın çelimsizliği yüzünden rüzgâra dayanamayıp yere düşen.
Bilemedim peşim sıra, kalası kış geleceğini.
Ferhat Hakan
ferhatinepostaadresi@gmail.com
FERHAT HAKAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER