KÖŞE YAZILARI | BESTE KURTOĞLU

Aşk-ı Memnu’nun Adamı: Selçuk Yöntem

Size Selçuk Yöntemin sonuna kadar ruhunu sunuyorum. Beste Kurtoğlu’nun Cosmoturk özel röportajı…
 
   
 
 
     

BESTE KURTOĞLU / COSMOTURK


Her ay benim röportajlarımı takip ediyorsunuz ama bu sefer ki gerçekten başka. Cosmoturk ve Aheste Dergisi’ne özel olarak hayata dair Selçuk Yöntem söyleşisi yaptım.

Siz ona Aşk-ı Memnu’nun adamı deyin. Benim için artık Selçuk Yöntem huzur demek. Elime soruları alıp ilk sorumu sorduğumda beni çok öğretici ama sıkılgan bir tavırla birazcık tersledi. Haklıydı. Herkes gibi hep aynı soruları sormamalıydım. elimdeki kağıdı usulca yan tarafa kıvırıp koydum ve başladım hayata dair sohbet etmeye. İyiki de yaptım bunu. Bakın Selçuk Yöntemin size sonuna kadar ruhunu sunuyorum.


Selçuk bey, herkes sizi dizilerden tanıyor. Hele ki aşk-ı memnu yıktı ortalığı. Ben tiyatrodan itibaren Selçuk Yöntem buralara kadar nasıl geldi merak ederim.

- Şimdi tiyatroya nasıl başladım nasıl ettim bunlar hep bana röportajlarda sorulan şeyler. Farklı şeyler konuşalım. Tiyatroya ait, diziye ait, hayata ait başka şeyler konuşalım lütfen… Bana daha başka şeyler sorun. Çünkü öbür türlü herkes aynı soruları soruyor ve ben de heryere aynı cevapları vermek zorunda kalıyorum. Şimdi ilk önce benden istediğiniz ne? İlk soru ne?

Tamam sohbet edelim ama ben yine de şu tiyatro döneminizi merak ediyorum. Çok zorluk çektiniz mi?

Tabi ki zorluk çektim ama çok güzel günlerdi o günler. Bir de ben konservatuarı bitirdikten sonra mesleki anlamda çok doğru bir yol çizdim. İyi oyunlarda, iyi oyuncularla, iyi yönetmenlerle çalıştım. Çok da çabaladım hatta siyah-beyaz tv’ler varken çocuk dizisi yaptım. Sonra bir dizi daha yaptım ve 1996 yılına kadar tiyatroda hep iyi prodüksiyonlarla devam etti. Çok güzel yıllardı o yıllar. Ondan sonra ‘’Süper Baba’’diye bir dizi serüveni başladı. Çok zor günler geçti ama ben hiçbirşeyi para kazanmak ya da çok para için yapmadım. Birşeyi yapıyorsam iyi yapayım diye yaptım ve yaşam organizasyonu beni buraya kadar getirdi. Herkes beni belli bir amaç uğruna istedi. Ben de herkesi o amaç uğruna kabul ettim. Kaşımı gözümü beğendikleri için değil, tamamen oyunculuk ne gerektirdiyse onu yapmaya çalışıyorum.


KAZANDIĞIN 3 KURUŞ SANA ÇOK ANLAMLI GELEBİLİR AMA BAŞKASINA HİÇBİR ŞEYDİR.

Şimdi gelelim Aşk-ı Memnu’ya. Bir yanda Aşk-ı Memnu’da oyuncular çok iyi para kazanıyorlar, çok ciddi paralar dönüyor. Bir tarafda da tiyatro’dan gelen bir Selçuk Yöntem var. İllaki çok parasız kaldığınız, bu işin çok zorluklarını çektiğiniz zamanlar olmuştur. Geçmişle kıyasladığınızda ne hissediyorsunuz?

Şimdi hayata daha rahat bakıyorum ama geçmişteki niteliğim asla unutmuyorum. Sonra, para kazanmak çok göreceli bir olay. Kazandığın 3 kuruş sana çok anlamlı gelebilir ama başkasına hiçbir şeydir. Ben parasal niteliğe göre hareket etmiyorum burada. Yaşam standardımın bir sanatçıya uygun olarak yaşamaya oluşturuyorum. Bunu elde ettikten sonra daha fazlası benim yaşamım için birşey ifade etmiyor, etmeyecek de. Ben kendi kabuğumda, kendi değerlerimde, kendime yeter bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. Bu daha fazla olduğu zaman da tabiki bunu paylaşmaya çalışıyorum.

Kazanılan para artınca belki sizi değil ama ailenizi değiştirdi mi? Ne bileyim işte daha fazla programa çıkınca, daha fazla ekranda olunca, daha fazla tanınınca,herkes sizi isteyince…

Yok. Hiçbir değişiklik olmadı. Biz bu boyutlara hala gülümseyerek bakarız. Ben film yaptığım zamanlar insanlar bana bakınca ‘’ne bakıyorsunuz kardeşim’’ derdim ve alınganlık yapıyordum. O hala benim için bu geçerliliğini korur. Tabi biraz özgürlükleriniz kısıtlanıyor. Biraz tatsızlıklar başlıyor. Bu işi yapıyorsanız, bunun sonuçlarına da katlanacaksınız.


 

HAYAT YAPTIĞINIZ ANLIK DEĞERLERE GÖRE SİZE DEĞERLER KATMAYA BAŞLIYOR.

Herkes hayatında bazı yollar çizer, hedefler belirler. 3 yıl sonra bu, 5 yıl sonra şu olacak diye… Çok iyi bir dizinin, reyting rekorları kıran bir dizinin başrolünde oynayacağım, çok iyi paralar kazanacağım dediniz mi?

Bu hayatta mesleki anlamda da yaptığınız bütün çalışmalar bir şekilde, hayatın enerjisiyle karşılık bulur. Kim işine ciddi yaklaşıyorsa o muhakkak karşılığını alır. Ben bunu iyi yapmaya çalıştım ve iyi yaptığım içinde bu zincirlerle birbirine bağlandı. Yoksa hayat öyle bir planı-organizasyonu asla kabul etmiyor. Hayat yaptığınız anlık değerlere göre size değerler katmaya başlıyor.

Bu enerjiye inanıyorsunuz yani?

Kesinlikle inanıyorum. O kadar bilimsel ki, tartışmak bile anlamsız bence.

Yani insanlar hedef koyarlarken ve bu hedef doğrultusunda çalışırlarken sonuç alamadıklarında o zaman umutsuzluğa kapılmasınlar.

Sadece bilerek yapmaya, paylaşarak yapmaya özen göstersinler. Ben neden tanınmıyorum, ben neden para kazanamıyorum, ben neden meşhur değilim gibi bir umutsuzluk asla geçerli bir akçe değil. Siz işinizi iyi yapmaya devam edin, yaşam bunun karşılığını mutlaka verecektir. Tarih bunlarla doludur. Ama her olumsuzlukta umutsuzluğa kapılırsanız olmaz, hiçbirşey bedavadan değil.


 

İNSAN DENEN ORGANİZMA ÇOK MÜKEMMEL BİR ORGANİZMA. İNSAN DOĞUYOR VE ÖLÜYOR O KADAR ANLAMSIZ VE BASİT OLAMAZ.

Sizin böyle mistik konularla alakanız var mı?

Buna mistik değil de parapsikoloji diyelim, hayatın kendisi diyelim. İnsan denen organizma çok mükemmel bir organizma. İnsan doğuyor ve ölüyor o kadar anlamsız ve basit olamaz. Bunun arkasında veya önünde bilemediğimiz bir organizasyon olduğuna inanıyorum. Bu organizasyonun sevgi dolu, iyilik dolu bir organizasyon olduğuna inanıyorum. Siz de bunu hayata karşı yaptığınızda karşılığını alacağınıza eminim.

YAŞAM ÇOK SADE AMA AYNI ZAMANDA ZENGİNİLİĞİ ÇOK VE KARIŞIK.

Aklıma birşey geldi. Biraz garip bir soru olacak belki ama son zamanlarda bir holistik insan durumu ortaya çıktı. İşte akıllı insan yani beynin iki tarafını da yeterince kullanabilen. Mesela 5 yaşındaki bir çocuğu kuruyorsunuz, saati gözleri kapalı söyleyip, hiç görmediği bir kazağın rengini bile sadece dokunarak anlayabiliyor. Acaba Selçuk Yöntem duaya mı inanır? Allaha dua etmek, istemek yoksa tamamen bilinçaltına birşeyleri yüklemek yani kendi kendini kurmak. Aslında enerji yani.

Bunlar iç içe geçen şeyler aslında. Tabi ki inanırım. İsterim dua da da isterim. O zaten der. İsteyin, istemekten korkmayın. Yeter ki isteyin ama istediğiniz şeyin de arkasında durun. Adamın teki hani bana neden milli piyango çıkmıyor diye söylenip duruyormuş, adam bir bilet alsa para çıkacak da almıyor ki :) İnsanlar da bir çalışsalar, bir çabalasalar, mesleklerinde iyi olsalar mutlaka karşılıklarını alırlar. Yaşam çok sade ama aynı zamanda zenginiliği çok ve karışık. Hayatı iyi yaşamanın yolu, sevmekten, paylaşmaktan, bilgiden gelir.

Selçuk Yöntem işinin dışında kendisi için ne yapar? Mesela yoga, meditasyon, masaj…

Yani tabi zamansızlık şu anda çok büyük bir problem. Ama yine de egzersizlerim vardır, meditasyonum vardır. Benim en çok boş zamanlarımda anları paylaşmak çok hoşuma gidiyor. İşte beraber yemek yiyerek, film seyrederek. Bundan başka hayatta zaten tutunacak ne var ki? Kendimize, vücudumuza özen göstermeliyiz. Bunlara özen gösterirsek zaten sorun kalmaz karşımızdakini de severiz.

Aşk, sevgi ne peki Selçuk Yöntem için?

Aşk, sevgi çok önemli 2 saattir. Her kelimemde o yatıyor. Sevgi olduğu sürece herşey kendiliğinden gelişiyor. 1001 şekilde aşkı tarif edebilirsiniz.


 

AŞK BİR ARABAYSA SEVGİ DE ONUN TEKERLEKLERİ

Aşk diye birşey var yani öyle mi?

E var tabi birileri bir elektriğin adına aşk demişler. Buna acı çekmek de girer, karşılıksız sevgi de girer ama 2 ruhun bir bedende olması. Aşk bir arabaysa sevgi de onun tekerlekleri işte (kahkahalar)

Selçuk Yöntem hayatta en çok kimi sever? Kim giderse kalbinin tam orta yeri acır? İçi burkulur?

Beni doğuran annem çok önemlidir benim için. Babam, eşim, kızım, dostlarım çok çok önemlidir. Hepsinin renkleri vardır. Anneden itibaren gelişen bir durumdur bence bu.

Şimdi dizilerden para kazanıyorsunuz, filmlerden de aynı şekilde. Tiyatroda para yok ama besleniyorsunuz. Zamanınız yoksa ve seçim yapmak zorundaysanız hangisini seçersiniz?

Hem diziyi hem tiyatroyu yaparım.

Ama zaman yok…

E yapıyorum işte :) Eğer yaşam organizasyonu izin verirse herşey oluyor. Tiyatro çok yoruyor beni, zaman yok ama hayat yap diyor. Sinema da benim için çok önemli. Yani zaten hayat böyle gitmez, her zaman rüzgar böyle esmez. Bu bir sirkülasyon, o planları ben yapamam. Herşey organizasyonun içerisinde kendini buluyor.

Bu arada da benim gibi tiplere bir de röportaj zamanı ayırıyorsunuz. O kadar çok aranınca tabi :) Bu benim için çok önemliydi teşekkür ederim.

Ne demek estağfurullah…


 

TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE GÖRE HERŞEY OLUŞUYOR.

Şehnaz Tango, Sıcak Saatler ve Süper Baba vardı. Biz aslında Selçuk Yöntemi oralardan tanıyoruz. Bu üç diziye baktığımızda aslında sizin buralara gelmeniz çok da tesadüf değil gibi geliyor bana. O zamanlar güzeldi, ne bileyim işte bir Perran Kutman vardı, oyuncu kadrosu, havası çok başkaydı. Tabi ki kıyas kabul etmez ama Aşk-ı Memnu da alaylı oyuncularla da oynuyorsunuz. Bunun sıkıntısı var mı? Ya da ah o dönem bir başkaydı şimdi başka diyor musunuz?

Türkiye’nin gerçeklerine göre herşey oluşuyor. Tiyatroda, dizilerde, oyunculukta, sinemada hiç öyle bir sıkıntı yok. Tam tersi çok güzel bir alışveriş var. Aşk-ı Memnu zaten bir uyarlama kendi içerisinde bir hikayesi olan başka bir konsept. Okullu bir öğrencinin alaylıdanda öğreneceği çok şeyler olabilir. Bu bir paylaşımdır. Biz de bu gerçeği çok güzel yerine getiriyoruz şimdi.

Batuhan ve Hazal… Dizinin genç isimleri... Onların gelecekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok iyi şeyler düşünüyorum. Hazal, zaten yolunu oyunculukta çizdi. Batuhan, daha karasız ama ikisi de çok başarılılar.

Selçuk Yöntem aynı zamanda bir şair :)

Hayır hayır şair değilim, herkes böyle biliyor. Benim şiir yazmışlığım yok, ben sadece şiirleri iyi okumaya çalışıyorum.

Şiirle ilgili bir planınız var mı?

Şiir yazmak bir plan olamaz ki!... Bu insanın duygularını, kelimeleri bir yanyana getirmesi. Bu bazı insanda vardır, bazı insanda yoktur. Duygularımı kaleme almak istersem onuda yaparım mutlaka ama şu anda öyle bir akıntı yok.

Şiirleri bir kitapta toplamak ya da bir TV Programı?

Hah evet bir TV Programı olabilir.

Şiir yazarken insan neyden etkilenir daha çok? Yani insan hayattan etkilenir tabiki de.

İnsandan etkilenirim çok mesela…

Dram mı sizi daha çok yazmaya yöneltir, mutluluklar mı?

Eğer bir gün bişeyler yazarsam bu şey hayatta gözlemlediklerim olur.


 

BİRLİKTELİĞİN TEMELİNDE RUHSALLIK YATAR.

Beren Saat çok güzel bir kadın. Kaşı, gözü, duruşu. Kadınlar şimdi Beren modeline bürünüyorlar. İşte diz üstü çizmeleriyle, takılarıyla vs. Adnan Ziyagil Beren saate hayran. Selçuk Yöntem’in kadın profili nasıl bir profil mesela? Ama ruhu bir kenara bırakalım…

Hayır hayır ruhu bir kenara bırakamayız. İmkansız. Bence birlikteliğin temelinde ruhsallık yatar. Ruhsallık yatmazsa o dünyaevi birlikteliktir. Siz dersiniz ki mesela sarışınlara bayılıyorum ama gider esmerle beraber olursunuz. Böyle bir kural ve gösterge yok. Kim kimin dokusuna hitap ediyorsa, beynini kıvılcımlandırıyorsa o kişi ondan etkileniyordur. Bu konuda asla bir genelleme yapılamaz.

Ben de mesela hep çekik gözlü severim ama erkek arkadaşlarım genelde badem gözlü oldular, esmer severim sarışın oldu vs. Bu denk gelme olayı genelleme yapılamaz tabiki. Ummadığın sevdirir kendini ama en azından esmer ve çekik göz seviyorum diyebiliyorum. Sizin yok mu böyle bir şekliniz? Ne bileyim 90-60-90, kısa boylu balık etli vs?

Şimdi çok beğenilen bir kadın söylerim 2 gün sonra sıkılırsın ondan. Önemli olan erkekde de bu çok önemlidir. Beyni görmek oradaki kültürü görebilmek. Hiç ummadığınız bir insanla sevgiyi sonsuz yaşayabilirsiniz.

Ben de şunu anlamıyorum ama, şimdi bir erkek bir kadını gördü, beğenmedi kafasını çevirdi. Aslında iki kelam bir şey konuşsalar ruhlarının ne kadar yakın olduğunu anlayacaklar. Ama o bir bakışdaki sırtlarını çevirme durumu nasıl çözülecek?

O başka erkeklerin sorunu. Banane. O da benim gibi yapsın. Akışına da bırakmak lazım.

BIRAKIN KARDEŞİM HAYATI, BIRAKIN İŞİNİZE BAKIN

Akışına bırak demek kolay da Selçuk Bey sizin için hayat çok güzel giderken bir taraftan da akışında başkaları için hiç de akmaz hayat.

Eee sabrın sonu selamettir. Öyle hemen istediğinde olmaz bu işler. Gerçekten akışına bırakabiliyor musun bakalım? Herkeste bir panik. “Neden olmuyor, neden olmuyor?’’ :) Bırakın kardeşim hayatı, bırakın işinize bakın yaa…

Peki Selçuk Yöntem’i hayatta en çok ne mutlu eder?

Yemek yemek, gezmek, sohbet, tatil yapmak, karda yürümek.

Selçuk Yöntem’in müzikle bir bağlantısı var mı?

Evimde piyano var onu biraz tıngırdatırım, iyi bir dinleyiciyimdir. Jazz ve Klasik müzik dinlemeyi çok severim.

Benim gözümde şöyle bir şey canlandı. Selçuk Bey, sizi şimdi daha iyi tanıdığım için söyleyebiliyorum. Selçuk Yöntem şöyle bir TV programı yapmalı; ışıklar kısık, romantik bir ortam, mumlar yanıyor, tek bir konuk ve o konuğun hayata dair sohbeti.

Ben bunu çok istiyorum, böyle teklifler de var.

Ama bir köşede piyano da olsun. Fonda mutlaka piyano sesi. Sonra siz elinize mikrofonu alıp, ’’Yahu çok içimden geldi’’ diyip bir şiir okuyacaksınız. Gelen konuk çok ünlü bile olsa onun hayattaki duruşu ve hayata bakışıyla ilgili bir sohbet programı olmalı.

Ben çok doğal bir sohbet programı yapmak isterim. çok kendiliğinden, çok hayata dair, sıkmadan, sıkılmadan bir program yapmalıyım. küçük nüanslarla farklılaşan bir program olmalı.

Burcunuz ne Selçuk Bey? :)

Yengeç burcuyum ben.

Aaaa vallahi bilmiyordum. Tamamen hissettim. Konuşmanız, fade şekliniz, duygusal ve ağır haliniz aynı yengeç :) Ben de Kova burcuyum çok hissederim herşeyi, bir de mistik konularla da ilgiliyimdir.

Yengecin de hisleri çok kuvvetlidir.

Gerçek yaşantınızda rol yapmak zorunda kaldınız mı?

Yok canım. Sıkılırsam bir ortamdan ya da birinin yanından, ben kalkar giderim. En azından çaba sarfederim. Doğallık benim için çok önemli. Çare ararım.


 

Cihangir’i ben de çok seviyorum sizin için önemi nedir?

İnsan bazen alışıyor. İşte mahalle bakkalı, mahalle manavı, dostları, arkadaşlıkları. Bunlar biraraya geldiğinde vazgeçilmez olabiliyor bulunduğunuz yerler. Şu anda neden burada oturuyorum diyecek zamanım yok ama zaten seviyorum ben Cihangiri.

Sakın yanlış anlamayın. İnsanlar ünlü olduktan sonra o kaybettikleri samimiyeti, o mahalle havasını mı buluyorlar acaba Cihangir’de?

Yani öyle bir söylem var ama Cihangir hep böyleydi.

Ama bundan 7-8 yıl önce tinercilerin uğrak yeriydi canım.

Giderek iyileşti. Burada asıl önemli olan Taksim ve Beyoğlu’na yakın olması, deniz görmesi ve değişik sokakları havası olan bir yer. İşte sanatçı ruhu buraları sever.

Herkes sizinle aynı tiyatro sahnesini paylaşmak ister kuşkusuz. Bir de artık Aşk-ı Memnu’nun prensi Selçuk Yöntem’i :) Peki herkes sizi ister de, Selçuk Yöntem kimi ister? :)

Bazı isimleri atlayabilirim, alınganlıklar olabilir. İyi oyuncu dokusu olan herkesle oynamak isterim.

Bir tane isim verin canım :)

Şener ağabeyle oynamak isterim mesela. Şener Şen’le...

İngiltere sizin için ne ifade ediyor?

İngiltere benim için konservatuarı bitirdikten sonra geçirdiğim 10 yıla bedel bir dönemi ifade ediyor.

Neden gözleriniz daldı? Neler yaşadınız İngilterede?

İngiltere güzel ve zor yıllardı. Lisan kursuna gittim, garsonluk yaptım, temizlikçilik yaptım ama güzel bir tecrübeydi benim için önemli bir dönemdi.

Nasıl gittiniz? Paranızı ayarlayıp mı gittiniz?

Bir miktar ayarladım.

Ee sonra nasıl iş buldunuz? Zorlandınız mı?

Neyse canım detaya girmenin alemi yok.

Yanlış anlamayın bu kadar sıkıştırıyorum sizi ama bu kadar alçakgönüllü oluşunuzun sebebini buldum, heyecanlandım :) Çünkü çok zengin bir aileden gelince, çok paralar olunca, maneviyat çok olmayınca ‘’Selçuk Bey ya ben bir röportaj yapmak istiyorum’’ cümlesini onlar için kuramıyorsunuz. Çok işlerim var benim deyip kapanabiliyor telefonlar. Bu yüzden de çok teşekkür ederim.


 

DİZİNİN AKİBETİ NE OLACAK?

Aşk-ı memnudan sonra var mı yeni planlar?

Yok daha plan yapacak durumda değilim.

Peki dizinin akibeti ne olacak?

Sezon sonuna kadar konsept var ama sonra ne olacak bilmiyorum.

Ben daha fazla Aşk-ı Memnu’ya girmeyeceğim çünkü röportaja başlarken lütfen farklı sorular sorun dediniz. Farkındaysanız sorulara bağlı kalmadım. 2-3 defa baktım. Güzel bir sohbetin sonucunda ben şunu anladım Selçuk Yöntem duygusal, insancıl, alçak gönüllü çünkü zamanında birşeyler yaşamış, sıkıldığı bir yerden kalkıp gidebilen ama bunu yoluyla yordamıyla yapan, çok düzgün bir adam olarak sonuç çıkarttım. Çok teşekkür ederim. Sadece son olarak bu piyasada ilerleyen insanlara Selçuk Yöntem dipnotları verebilir misiniz?

Hayata çok sade-basit olarak baksınlar. Sevgiyle hedefe kitlenmek çok önemli mutlaka başarı getirir. Dürüst yolda, hedefde yürüdüklerinde hayat onlara istediklerini verecektir.

Alçak gönüllülüğünüz için teşekkür ederim.

Ne demek Besteciğim, ne demek…

 


BESTE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>