KÖŞE YAZILARI | BETÜL MARANGOZ

Pinokyo Gerçek mi Anne?

Küçükken daha minicik birşeyken dinlediğim masalları gerçek sanmak... (Betül Marangoz)
 
   
 
 
     

Küçükken daha minicik birşeyken dinlediğim masalları gerçek sanmak... O masal dünyasının içinde kaybolmak... Peki ya bu kadar inanarak dinlediğimiz birşey büyüdüğümüzde karşımıza çıkarsa? Masallar gerçeklerden mi üretildi yoksa?... Kim bilir?

En çok sevdiğim ve okumaya doyamadığım hikâyelerden birisiydi Pinokyo. Kukladan insana dönüşmesi mi, söylediği yalanlardan burnunun uzaması mıydı benim ilgimi çeken... Bilemedim, bilemiyorum da...

Ama büyüdükçe birşeyleri hissetmeye başladım; yalanları çekici gelmişti bana. Neden mi?

Sonunu düşünmeden bir yola giriyor ve yalanlar üzerine kurulu hayatlar yaratıyordu. Sadece o anı ve kendini düşünerek yaşıyordu. Bencildi ve acınacak haldeydi aslında.

Bencildi çünkü söylediği yalanlarla sadece kendisi mutlu oluyor, karşısındakini her defasında kandırıp istediğini elde edip sonrasında da ondan vazgeçiyordu. Onun kırılıp, üzüleceğini ve yalanının sonunu düşünmeden yaşıyordu.

Acınacak haldeydi çünkü söylediği yalanlar elbet ortaya çıkıyordu. Farkında olmadan bazen de kendisini kandırıyordu. Yalanları sayesinde mutlu oluyor, ama her defasında da mutluluğu kısa sürüyordu. Sonucunda hep yalnız kalan, pişman olan her seferinde ‘O’ oluyordu. En sonunda yalanlardan vazgeçip gerçek mutluluğu dürüstlükle yakalıyordu. Her defasında beni de etkileyen yalanlarının sonu oluyordu.

İnanmıyordum ne Pinokyo’nun masallarına ne de gerçekten var olduğuna. Ama inanmadığım halde okumaktan da kendimi alamıyordum. Gerçekten Pinokyo var mıydı? Yalanlar üzerine hayatını kuran, bencil ve acınacak halde olan Pinokyo var mıydı?

Evet varmış… Her defasında sözler verip yerine getirmeyen, yalanlarla kendisini ve karşısındakini mutlu eden Pinokyo ve hatta Pinokyolar varmış. Hem de sayılamayacak kadar çok. Gerçek hayattakilerin sadece burnu uzamıyormuş.

En değer verdiklerim bile meğerse Pinokyo imiş. Hiç belli etmeden nasıl da yalanlar söylüyorlarmış?

Kimi tanıdıysam hayatlarının bir noktasında mutlaka yalanla kurulmuş anıları var. Kimisi yalanlarıyla hala mutlu, kimisi yalanları yüzünden yalnız!

Mutlu olanlar kalabalık içerisinde mutlu! Yalnız kaldıklarında gece yastığa başlarını koyduklarında ise kalabalığın içerisinde tek başına olduklarının farkına varıyorlar. Farkına varıyorlar varmasına ama güneşin doğuşuyla da yeni yalanlı bir güne merhaba diyorlar. Ne burunları uzuyor ne de gerçekten yalnız kalıyorlar. Pinokyo gibi yalanlarından vazgeçmiyorlar. Yakınındakilerin canını yakıp, arı gibi sokup, kaldıkları yerden devam ediyorlar. Ama günün birinde de eşek misali boğulup gidiyorlar. Boğulurken yalanlarını da yanlarında götürseler de Pinokyo’lar tükenmek bilmiyormuş. Geride bıraktıkları gözyaşları, nefretler yeni Pinokyo yaratmaya yetiyormuş. Ve böylece Pinokyo’ların nesli hiç tükenmiyormuş.
Büyüdükçe anladım ki her masal kahramanı gerçekmiş.

Eşek misali demişken; “Elli çeşit yüzme bilen bir eşek varmış. Bir gün köprüden geçerken ayağı takılmış ve nehre düşmüş. “Serbest mi, kurbağalama mı, sırtüstü mü yüzeyim?” derken boğulup gitmiş.” Siz siz olun tek bir yüzme çeşidi bilin!..


BETÜL MARANGOZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>