KÖŞE YAZILARI | ÇAĞATAY ÖZTÜRK

Vedalaşmak Zordur

Kolay değildir birşeylere ya da birilerine ‘elveda’ demek. Vedalaşmak öylesine zordur ki!... (Çağatay Öztürk)
 
   
 
 
     

Kolay değildir birşeylere ya da birilerine ‘elveda’ demek. Vedalaşmak öylesine zordur ki, veda anı geldiğinde ‘her hoşçakal bir merhabadır aslında’ sözü bile yetersiz kalabilir. Ne var ki vedalaşma vakti geldiğinde mecburiyetinizdir size ‘hoşçakal’ dedirten.

Birşeylere yeniden merhaba diyebilmek çok zor gelir o an. Vedalaşmanın hüznü bir anda çöker üzerinize. İsteseniz de istemesenizde veda vakti gelince nemli gözler sizi sele boğsa da engel olamazsınız yaşamın realitesine. Gitmek ya da göndermek vakti geldiğinde hüznünüzle el sıkışmak zor gelir. Kimi zaman hüzünle el sıkışmamak adına yeni birşeylere merhaba demekte zor gelir insana. Çünkü, bir gün hoşçakal demek ihtimali vardır içinizi kemiren. Hoşçakal demek ihtimalinin olması bile insanı hüzüne boğar. Her başlangıcın bir sonu vardır. Bunu bildiğiniz halde kolay değildir birşeylere ya da birilerine veda etmek...

Kimi zaman bir arkadaşınıza veda etmek zorundasınızdır, kalbinizde onarılmaz yaralar açtığı için, kimi zaman işinize veda etmek zorundasınızdır artık karnınızı doyurmuyor diye ya da kazandığınız parayı harcamaya vaktiniz kalmıyor diye, kimi zaman ise sevdiğinize veda etmek zorundasınızdır, sizi kendinize yabancılaştırdığı için, ya da onu severken kendinizi sevmekten vazgeçmek zorunda kalacağınız için...

Yaşam sürprizlerle dolu. Her an herşeye vedalaşmak zorunda olduğumuzu bilerek yaşamanın güvensizliği ile gerçekliği arasında sıkışmadan yaşamak gerçekten büyük başarı...

Ben acılarıma hiç veda etmek istemem. Çünkü acıların beni gerçekten çok daha güçlendirdiğine inanırım. Öyle de olur. ‘Bu da geçecek’ diyebilmek için acılarımdan destek alırım. Acılarımdan edindiğim deneyimler bana çok şey katar. Bir psikoterapist olarak danışanlarımı dinlerken empati kurmamı kolaylaştıran en yaman hocalarımdır acılarım benim. Birşeylere ya da birilerine veda etmek zorunda olduğum zamanda acılarıma tutunurum. Acılarımdan güç alırım.

Birşeylere veda etmek insanın kabini de kırar. Hem de tarif edilmesi çok zor bir şekilde. Çığlıklarınız işe yaramaz. Veda etme anı gelince veda etmek zorunda olduklarınızla yüzleşmekten kendinizi alıkoyamazsınız. ‘Kırık kalpler durağında inecek var’ demekte nafiledir artık. Çünkü vedalaşmak zorunda olduklarınız karşısında çaresiz hissedersiniz kendinizi. Çaresizlik duygusu bedeninizi ve ruhunuzu sardığında boğulacak gibi olursunuz. Boğulmak hissiyle kızgın bir boğa gibi öfkelenirsiniz. Öfkeniz sizi zorunlu olduğunuz vedalaşmalar karşısında güçsüz kılar. Anlayamazsınız neler olduğunu. Ama gitmek ya da göndermek vakti geldiğinde hoşçakal demek zorundasınızdır artık. İçiniz acıyarak, yüreğiniz kanayarak...

Herşeyin bir sonu olduğu ve veda etmek zorunda olduğumuz gibi bu yazınında sonuna geldik. Umarım yaşamda veda etmek zorunda olduklarınız karşısında güçsüz düşmezsiniz...

Bir kez daha sizlerle paylaştıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık.

Hoşça kalın. Mutlu kalın. Bu arada unutmayın her hoşça kal bir merhabadır aslında!


ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>