Bizi kandırıyorlar. Her yerde bizi kandırıyorlar. Biz izin vermesek bile bilinç altımıza öyle ya da böyle yerleştirmeye çalışıyorlar. (Cenk Babaeren)
Yaşayıp gidiyoruz şu dünyada. Ekmek parası için didinip duruyoruz. Belli bir yaşa geldiğimizde de bu didinmelerin salakça şeyler olduğunu anlıyoruz.
Yeni bir araba, yeni bir elbise, yeni bir ev…. Yeni yeni yeniiiii….
Eee sonrası…
Yaşamınız boyunca deli gibi çalıştınız. Kendinizden ödünler verdiniz. Hepsini elde ettiniz. Hepsi üç beş mal için…
Bizi kandırıyorlar. Her yerde bizi kandırıyorlar. İhtiyacımız olmayan bir sürü salak şeyi almamız için kafamınızın içine girmeye çalışıyorlar. Biz izin vermesek bile bilinç altımıza öyle ya da böyle yerleştirmeyi de başarıyorlar.
Gerçekten neye ihtiyacımız var?
Bunu sormamıza da izin vermiyorlar.
Aslında tek bir şeye ihtiyacımız var.. MUTLU OLMAK
Bundan ötesi hepsi palavra.
Mutluluğu kimse satamıyor. Satmaya çalışsalar bile beceremiyorlar. Çünkü mutluluk, para ile satın alınabilecek bir mal değil.
Mutluluk aslında hayatla oynanan küçük bir oyun. Küçük ama bir o kadar da büyük.
Ve bu oyunda kendini mutlu sanan, ama gerçekte mutlu olmayan bir sürü insan var.
A dostlar… Aynaya bakın. Sizi gerçekten neler mutlu ediyor? Kendinize bir sorun.
Ben kendime sordum ve en güzel cevapları aldım.
- Kendime bakmak beni mutlu ediyor. O kadar sıkıntıya rağmen ayakta kaldığım ve hayata kafa tuttuğum için…
- Tahtakale’ye gidip delice dolaştığım için…
- Ailemin arkamda büyük bir güç olduğunu bildiğim için…
Ve en önemlisi….
Onurumla yaşadığım için….
İşte benim mutluluk kaynaklarım...
Çok param yok, ama çok mutluyum.
Hayatta çok paramın da olmasını asla istemiyorum.
Yaşayabileceğim kadar para bana yeterli. Ne çok, ne de az.. Orta karar bir yaşam düzeyi bana yeterli.
Yaşadığım süre boyunca, paranın beni esir etmesine de asla izin vermeyeceğim.
Size önerim aynaya bakıp, sizi neyin mutlu etiğine bir an önce karar vermeniz..