KÖŞE YAZILARI | CENK BABAEREN

Tenis Apartmanı, No:185 ve Münir Özkul

Bugün, Büyük Üstadımız Münir Özkul’u tüm gençlerle birlikte selamladık. Siz yerinizden kalkmayın a dostlar... Biz sizin yerinize de alkışlarız. (Cenk Babaeren)
 
   
 
 
     

Çocukluğum Hababam Sınıfı’nı seyretmekle geçti. Sadece çocukluğum olsa tüm yaşamım…

Sıkılmadan defalarca Güdük Necmi’yi, İnek Şaban’ı, Damat Ferit’i ve Büyük Üstad Münir Özkul’un karakteri “Kel Mahmut’u seyrettim…Ve Hababam Sınıfına emeği geçen tüm oyuncuları...

Bugün Cihangir parkında özel bir gün vardı. Münir Özkur’u sevenler, Büyük Üstadı selamlamak için yağmurun altında saatlerce beklediler. Sonrasında Mahmut Hoca’nın Cihangir’deki evine doğru yürüyüşe başladılar.

Sıraselviler Caddesi, Tenis Apartmanı, No: 185’te bulunan evinin önüne geldiğimizde, “Mahmut Hoca” bağırışları ve muhteşem alkışlar tüm Cihangir’in dört bir yanını sardı.

Yaş ortalaması 20 – 30’u geçmeyen yüzlerce genç. Cihangir’de tek yürek olmuş, Mahmut Hoca’nın cama çıkmasını bekledi.

Ve 3. katın penceresinden Mahmut Hoca göründü. Gözlerimizdeki mutluluk yaşını silmeden başlarımız dik Mahmut Hoca’yı selamladık.

Ve Mahmut Hoca’da bizi selamladı.

Daha dün gibi Hababam Sınıfı’ndaki sahneyi hatırlıyorum. Mahmut Hoca kalp krizi geçirir. Hastahaneye kaldırılır. Sonrasında binlerce öğrencisi hastahanenin bahçesinde toplanır. Ve hep bir ağızdan bağırmaya başlarlardı.

“Mahmut Hoca, Mahmut Hoca…”

Ve Mahmut Hoca pencereye çıkar tüm öğrencilerini selamlardı.

İşte bugün. Yani 16.10.2010 Cumartesi aynı sahne Cihangir’de tekrar yaşandı. Mahmut Hoca pencereye çıktı. Ve tüm gücüyle bizleri selamladı…


Çevreme şöyle bir baktığımda,  iki üç ünlü sanatçıdan başka kimseleri göremedim.

Ama Antalya Film Festivali’nde hepsi yerli yerindeydi. Film Festivali bahanesiyle çoğu sanatçı HOMİLİ GIRTLAK yaparak, otelin ve denizin keyfini çıkartıyorlardı.

Bildiğiniz gibi festival Perşembe günü bitti ve herkes İstanbul’a geri döndü.

Cihangir’de yürürken Antalya’da bulunan bir çok ünlünün, Cihangir’in ünlü cafelerinde yerlerini aldığını gördüm.

Bizler Mahmut Hoca'nın evine doğru yürürken yerlerinden kalkma nezaketini bile göstermediler.

İki üç apartman ötede Mahmut Hoca’yı yüzlerce genç selamlarken sadece kahvelerinden bir yudum daha aldılar..

Sanat camiası böyle bir şey işte… Kameraları görünce başka, kameralar gidince başka oluyorlar. Kısaca kendi öz mesleklerini yapıyorlar:

OYNUYORLAR!...

Aynı oyunu Büyük Üstadları kaybettiğimizde, gözlerine gözlük takarak tekrar oynayacaklar.

Bir gün kendilerinin de unutulacağının farkında olmadan hayatlarına devam ediyorlar.

Devam edin a dostlar…

"BİZ YALNIZCA HATIRLANMASI GEREKEN USTALARA SAYGI DUYARIZ."

Bu arada;

SİZLER CİHANGİR CAFELERİNİN KEYFİNİ SÜRERKEN, BİR YERLERDE İYİ ŞEYLER OLUYOR. VE O YERLERDE BU İYİ ŞEYLERE GÖNÜL KOYMUŞ GENÇLER BULUNUYOR..

SİZ MERAK ETMEYİN. GARSONA BİR KAHVE DAHA SÖYLEYİP KEFİNİZE BAKIN!...



CENK BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>