KÖŞE YAZILARI | FERHAN PETEK

Aşkın Her Hâli (Volume 2)

Hiç vazgeçmeden, bir an bile başkasını düşünmeden... (Ferhan Petek)
 
   
 
 
     

Sonuna kadar sevmek…
Umutla beklemek…
Tükenmeden, tükendiğini anlamadan bitmek…
Sevmekten yorulmak…
Sevdiğini söylemek ve pes etmek…
Çekip gitmek…

Hiç vazgeçmeden, bir an bile başkasını düşünmeden, aklından olumsuz olan her şeyi silerek sevgi adına, evet diyeceği ana kadar beklemeye yemin etmek ve o an geldiğinde evet demese bile sevmekten vazgeçmeyeceğine inanmak, defalarca söylemek sevdiğine sevdiğini. Ve bir gün yorulmak. Ya da öyle sanmak. Sevmekten yorulmaz insan çünkü. Gerçekten sevdiyse yani. Sevmek güç verir, vermelidir aslında. Yorulduğun beklemekse, sonunda sevgi umuyorsan bu bekleyişin, her geçen gün artar sevgin. Yorulmaz, çoğalırsın onunla. Bittiğini hissedersin, benden bu kadar dersin. Çekip gidersin. Sonra? Kendine gelebilecek misin sanki? Unutabilecek misin onu? Sen sevgiyi seversin anlamadan. Beklemek aşka aşık yapar insanı. Vazgeçmezsen, bir gün o gelse bile o değildir sevdiğin. Beklenen gelmiştir ama bekleyen anlamıştır neyin ne olduğunu. Sevmeyi öğretmiştir zaman ona, nasıl sevildiğini, neden yaşandığını, hiçbir şey için geç olmayacağını. Bir çeşit erme belki de. Kim bilir? Sonuna kadar sevmiştir işte. Karşılık beklemeden, umudunu yitirmeden, aşkla yaşamayı öğrenerek ve aşk için yaşamayı biliyordur artık bekleyen.

Sevmek, yaşamak, anlamak, hissetmek, söylemek, söylemesini beklemek, vazgeçmeden istemek birini yanında, bir gün tutabileceğini hayal etmek elini, ne mesafelere nede başka engellere yenilmemek, hiçbir şeyi engel görmemek, inanmak ona ve kendine, aramak her sesini duymak istediğinde ve hissetmek sesini duymaya ihtiyacı olduğu anda, onun doğru zamanında çıkmak karşısına, saygı duymak ona, beklediklerini onunla beklemek, istediklerini onunla istemek, sahip çıkmak sevgiye, her şeyiyle kabullenmek onu ve kabullendirmek kendini ona, bu kadar mı zor sadece sevdikten ona saf sevgiyi verebildikten sonra?

Geçmişi unutmak, unutturmak mı geçmişte yaşamak mı, geçmişle yaşayabilmek mi bir ilişkide doğru yol? Hele bir de unutulmayacak geçmişleri olanlar için.

Yanılgılar; yapılmayacakları yapmışlıklar, sevilmeyecekleri sevmişlikler, yaşanılmayacakları yaşanmışlıklar, birlikte mi unutulmalı, hesabı mı sorulmalı? Ya da tüm yorgunluğunu atmak geçmişin onun desteğiyle. Güzel olurdu be! Olması gerektiği gibi yaşamak onunla.

Ya anlatmak her şeyi ona, ya da saklamak ömür boyu yaşanmamış gibi yapmak iz bırakanları. Hiç bitmeyecek bir huzursuzluk, sevdiğin kişiden bir şeyler saklamanın vicdan azabı. Her şeyini paylaşmalı ya insan, sana güvenen, her söylediğine inanan birine en büyük aşkına karşı sır saklamak. Ya benden nefret ederse duyduğunda diye düşünüp bu ince hesapları yaparken hep unutulur bir gün başkasından öğrenebilme ihtimalini. Asıl felaket olacak olan bu değilmiş gibi. Senden duyması mı daha iyi başkasından öğrenmesi mi? hem nasıl nefret edebilir ki seçtiği insandan? Sen sadece dürüst olduğun sürece neden kaybedesin ki? Zaten kayıplar gelecekse dürüstlüklerden gelsin bir ilişkide. Baştan bilsin ki ona göre versin kararını, tepkisine göre de sen ver kararını. Şimdi sakin ama ya bir gün yüzüme vurursa geçmişimi, suçlarsa beni? Bu şüphelerine sebep olan biri nasıl layık olabilir ki zaten sana?

Her şeyinizi bilin ki, bir gün karşınıza çıkarsa geçmişten hesaplaşmalar, alacaklılar,yan yana,el ele savaşabilin her şeyle. Başa çıkabilin onlarla. Başka türlü ne aşktır sizinki, ne bir bağdır aranızdaki. Sadece sığınmış olursunuz ki bu da son nefesinize kadar hissedeceğiniz eziklikten başka bir şey vermez size. Birine güvendikten sonra onunla yaşamak her şeyi, silebilmek geçmişi ne kadar zor olabilir ki?

Hadi bir düş kurun, teması aşk olsun, amacı da. Uzun zamandır yalnız kalmışlığınızı unutun, takıverin hayallerinizdeki partneri kolunuza. Aynı filmlerdeki gibi, ayrılık krizlerine, yabancıların müdahalelerine yenilmeden, aşk fedakârlıklarıyla dolu yaşanmış büyük bir sevgi ve sonunda vuslat! Aşk dolu bakışmalar, sevgiyle kucaklaşmalar, çıkarsız bir ilişki, tam bir sevgi seli yani. O kadar mutlusunuz ki tarifi yok bir duygu bu. Ne söyleyeceğinizi bilemeyecek haldesiniz. Ne zamandan beri ilk kez mutluluktan akıyor gözyaşlarınız. Sonra evlilik geliyor, çocuklar… Birlikte yaşlanmak istediğiniz kişi yanınızda. Daha ne olsun? Ne ister ki insan başka?

Bırakın Allah aşkınıza! Ne üzerinde ne rüyası görmek ki bu? siz oturun oturduğunuz yerde, ne emek verin sevgiye, ne umutla besleyin aşkı, oturup bekleyin sonra olmayan birine kavuşmayı. Bu armut nasıl pişsin de düşsün ağzınıza kendi kendine? Elbet mücadele edecek, aşkı arayacak bulacak belki, ya da yanılacak ama pes etmeyecek aşka küsmeyecek sevgiye inancınızı kaybetmeyecek, gerekirse hepsini deneyeceksiniz.

Aklınızda, yolunuzda sadece aşk varsa, hayatınızda sadece aşka yer varsa buna göre yaşayacaksınız. Kapılmak istediğiniz olmayan bir aşksa da kaptırıp gideceksiniz. Yalanlara isteyerek bilerek kanacak, sahte aşklara kapılıp, sahte âşıklara inanacaksınız. Yeter ki seçiminiz olsun yaşadığınız, istediğiniz seçtiğiniz aşkı, görmek istediğiniz gibi değerlendirin. Tüm mutluluklar sahtedir konu aşksa, Siz de birine kapılıverin işte. Çünkü bu kadarına yetiyordur cesaretiniz, gerçeği aramaya yoktur gücünüz, size yetiyordur bulduğunuz. Çünkü zordur size fazlası, bu kadarına programlanmışsınızdır işte. Hiç soramazsınız kendinize, sormayacaksınız da bile, bile; Bu kadar mı zor gerçekleri görmek? diye. Görmek istediğiniz gerçekler olmadığı ve gerçekler için olmadığınızdan. Onlar size fazla, siz onlara az… Sınırlarını zorlayarak hayal gücünün, oturduğun yerden kurması sadece, çok daha zahmetsiz ve kolay nasıl olsa. Didinmeye ne gerek var?

Twitter: twitter.com/#!/Fername


FERHAN PETEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>