Anneannem “bir insanda Allah korkusu varsa, ondan korkma” derdi.
Kime sorsam, kimi tanısam “ben de Allah korkusu vardır” diyor.
Allah tan korkan, kuldan utanan kişinin;
Başkasının malında, canında, ırzında, namusunda,makamında,yuvasında gözü olmaz.
Arkanızdan sizi çekiştirmez.
Dedikodu yapmaz,çamur atmaz.
Kıskançlık yapmaz.
“İnsana çalıştığından başkası yoktur” inancıyla çok çalışır.
Boş ve faydasız işlerle meşgul olmaz.
Haset ve fesat değildir.
Onlar bilir ki, Allah peygamberleri olduğu gibi kullarını da derece derece yaratmıştır.
Bu nedenle haset değildir, fesat değildir, fitne değildir.
Nifak çıkartıp, ara bozmaz, ara açmaz.
Yuva yıkmaz.
“Her canlı ölümü tadacaktır” inancıyla, ahrete, günah ve sevapla gidileceğini, hayır ve sevapların kendisini kurtaracağını bilir.
Bu nedenle,”Hayata haris değildir”.
Vatanını,milletini,bayrağını sever korur,kollar.
Vatanının,milletinin huzuru,refahı,saadeti,birlik,beraberliği için çalışır.
Hayır da, sevap kazanmada yarışır.
Allah’tan başka kimseye kimseden yardım istemez.
Emanete gözü gibi sahip çıkar.
Başkalarını sindirerek, ezerek, kandırarak üstünlük taslamaz.
Sözüne sadıktır. Kimseyi yarı yolda bırakmaz.
Hiç kimseyi kendinden aşağı görüp, küçümsemez.
Allah’ın yarattığı her canlıya, herkese değer verir.
Üstünlük taslamaz.
Lakap takmaz, insanların zaaflarıyla dalga geçmez. Arkalarından kaş-göz işaretleri yapıp alay etmez.
Sahip olduğu her şeyde, başkalarının da hakkı olduğunu unutmaz.
Gösteriş yapmaz, özendirmez, paylaşır.
Kendisine layık görmediğini başkasına da layık görmez.
Kendi haklarını nasıl koruyup kolluyorsa, başkalarının da hakları konusunda aynı hassasiyeti gösterir.
“Her şey insanlar içindir” der, kimseyi ayıplamaz, çekiştirmez.
Hastanın yanında sağlıktan, yetim-öksüzün yanında anne-baba’dan, engellilerin yanında kusurlardan bahsetmez.
Asla “acımazsız” değildir.
Davranışlarında, duruşunda, sözlerinde, gözlerinde şefkat ve merhamet vardır.
Gözleri, sözleri güven vericidir.
Fiili ve lâfzi “Şükrün” idrakindedir,
Bu dünyanın eğlence ve oyalanma olmadığının, insanın boşu boşuna yaratılmadığının bilincindedir.
Şerefli yaratılan insanın yaratılanlara ve yaratana karşı görev ve sorumluluklarının farkındadır.
Başına gelebilecek kötü olayların “kendi hatası”, iyiliklerin de Allah tarafından ihsan ve ikram olduğunu bilir.
Vicdan azabına muhatap olmamak adına daima temkinlidir.
Başkalarının sözü ile hareket etmez,kararlar vermez,
Başkalarının gözü ile görüp değerlendirme yapmaz.
Zan’la hareket etmenin günah olduğunu bilir.
Sözleri ve yüreği bir’dir,kalp kırmaktan sakınır.
Af dilemesini ve affetmesini bilir.
Cezanın da, mükâfatın da hem dünyada hem de ahrette olduğuna inanır.
Allah’tan korkar, Allah’ın sevgisine layık olmaya çalışır.
İnanır ki, bunların aksini yaparsa Allah’ın rızasına mazhar olamaz.
Gerçekten Allah’tan korkuyor muyuz?
Hikmet Suner
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
