KÖŞE YAZILARI | HİKMET SUNER

Anneler günü…

Benim bu güzel ülkemde “anne” dediğim zaman, acı çeken, üzülen, fedakarlık eden, affeden, çocuğu için asla kendi menfaatini düşünmeyen, merhametli insan aklıma geliyor.
 
   
 
 
     

Anneler günü…

Yüce Türk Milletimin Anneler Gününü Kutluyorum.

Benim bu güzel ülkemde “anne” dediğim zaman, acı çeken, üzülen, katlanan, fedakarlık eden, durumuna göre yemeyen, içmeyen, üşümeyen, uyumayan, canını dişine takan, canını veren, her türlü tehlikeye karşı ne pahasına olursa olsun göğsüne siper eden, noksanlarını tamamlayan, affeden, çocuğu için asla kendi menfaatini düşünmeyen, himaye eden, merhametli insan aklıma geliyor.

Bir hikayeyi naklediyorum;

“Eşini isteği üzerine annesinin yüreğini çıkartıp, öldürdüğünü ispat için karısını götürmekte olan, adamın ayağı tökezler ve düşer.

Hikaye bu ya, o anda yürekten “canın acıdı mı yavrum” sesi gelir. “anne kutsaldır”, “cennet annenin ayağı altındadır”, “ananıza babanıza of bile demeyin” diye hep söylerler.

Söylerler de bizler bunun idraki ile yaşar mıyız, bilmiyorum.

Onların bir gün ölecekleri hiç aklımıza gelmez.

Fedakarlıklarına, ilgilerine o kadar alışıyoruz ki, yaptıkları her şeyi, vazifeleri olarak görüyoruz.

Özverili tutumları, elbette ki mükellefiyetleri içinde, ancak, dikkat edilirse öylesine içten, öylesine samimi davranıyorlar ki, “hamurunda ilahi bir sevgi”nin olduğunu anlamamak, görmemek mümkün değil. Sevginin filizlendiği yer “ana yüreğidir”.

Doğuştan, Allah tarafından kadına verilmiş olan bu yüce his, harikuladedir.

Bu hissi, taa iliklerine kadar taşıyan varlık kadın, annelik sıfatıyla da olağanüstü değerlere sahip olur.

Maalesef üzülerek belirtmek istiyorum ki, gönülleri ve ruhları insanoğlunun anlayabileceği şekilde, cenneti dahi, anaların ayakları altına adres olarak gösteren, iskan eden Yüce Peygamberimizin, Türk milleti olarak Gazi Mustafa Kemal’in emrinde şehit olan, evlatların anlarına borçlu olan, ben, biz ve bu ülkede yaşayan herkes, ömür boyu aklımızdan, gönlümüzden çıkarmayacağız.

“Anne”yi maalesef, son senelerde moda olan deyimiyle, yani “matematiksel” söylüyorum, 1/365 geçiştirme faslından hatırlıyoruz.

Yine maalesef, bunu da batı ve biraz da Hıristiyan stili olarak senede bir günle geçiştiriyoruz.

Bundan utanıyorum.

Utancımı da tüm anaların önünde edeple, mahcubiyet içinde, utanarak ifade ve ikrar ediyorum.

Bu hususlar özümlenmeden ve çözümlenmeden adalet, özgürlük, eşitlik, insan, insan hakları, düşünce özgürlüğü konuları sindirilemez. Olayların, sıkıntılar kaynağı buralardadır.

Bunları çözmeden yuvarlak laflar ve nutuklarla birbirimizi geçiştiremeyiz.

Ana hakkını, baba hakkını ve sevgisini bilmeyen, öğretmeyen, uygulamayan nesiller, elbette özürlü olacaklardır.

Bu özür hortumculuktur, anarşitstliktir, hainlikti, ahlaksızlıktır, adaletsizliktir, öksüz-yetim hakkı yemektir, bayrak düşmanlığıdır. Maalesef mensup olduğu ulusun ismini, arar duruma düşmektir. Üzülerek ve utanarak ifade ediyorum ki, hastanelerde sabah beş kuyruklarındaki kişilerin çoğu, anlarımızdır.

Sığınma evindeki kadın dediklerimizin hepsi analarımızdır.

Dikkat edin, “el uzatanların” çoğu anlarımızdır.

Sosyal yardımlarda ki 5. sınıf çantaya, ayakkabıya, giysiye, ekmeğe, sıraya giren, kuyruk oluşturan, analarımızdır.

Kardeş harçlığına, dayı harçlığına, amca harçlığına muhtaç olan, iftar çadırlarının doldurucusu, yine ve hep analarımızdır.

Ve bu gerçekler önünde salonlarda, meydanlarda, moda giysiler ve çeşitli meşrubat ve içkiler elimizde, kutladığımız analar günü…. Yarabbi… Bu yalan, riya, fesat perdesini yüzümüze vur. İdrakimizi aç ne olur. Bu son perdeyi başımıza yıkma!

Vaziyet ve manzaray-ı umumiye maalesef böyle.

Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com

 


HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>