Ramazan ayı. Mübarek ay. Onbir ayın sultanı. Huzurlu hayatlar, sağlıklı yaşamlar olsun. Her türlü kötülüklerden arınalım.
Çocuklarımıza öğretmemiz gereken şeyler var.
Ancak ,biz ne kadar çocuklarımıza iyi örnek oluyoruz.? Orası tartışılır. Esas olan; Gönüllerden, fitne-fesat-kötülük-şirk-haset-dedikodu ‘yu çıkartmak, Kalpleri nurlandırmak, Hayır-dua, almak, Hayır işlemek, Hayırlara vesile olmaktır.
Şimdiye kadar, bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğumuz kötülükler,günahlar ve haram lokmalar için tövbe etmeli ve asla tövbemizi bozmamalı,günahları da tekrar etmemeliyiz.
Tekbirde, rükuda, secdede, selamda beyinler, gönüller sadece hayırlı, faydalı olan şeylerle, Allah rızası için, dopdolu olmalıdır.
Allah sevgisi,Allah korkusu ile yürekler çarpmalı,duygu-düşünce,hal ve hareketler ona göre ayarlanmalıdır.
Ayarlamalıyız ki, bu dünyanın bir de ahreti var.
Samimiyetle birbirimizi kucaklamalıyız. Helal lokmanın takvanın temeli olduğunu unutmamalı,Eli harama,dili harama uzanmamalı,gönlü harama kaymamalı. En önemli şeyler de;
Büyüklük taslamamaktır,kin tutmamaktır,affetmektir. Dargınlar barışmalı, iyilikler tavsiye edilmeli,kötülüklerden korunmalıdır.
Ara bozmanın, Laf getirip götürmenin, Yüreklere fenalıklar aşılamanın, kötü sonuçlara sebep olduğu tekrar tekrar öğretilmelidir.
“Yarın ölecekmiş gibi ibadet etmenin,hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmanın faziletleri anlatılmalıdır. Öğretmekten öteye,talim ettirip örnek olunmalıdır.. Çünkü, terbiye ,talimle başlar, talimle devam eder. Buna da inanç ve ahlak süreci denir.
Faydalı vatandaş, vatansever, ahlaklı insan, bu şubelerde filiz verir, yerini bulur.
Ramazan bunun için çok önemli vasıtadır, vesiledir. Her şeye, tüm yozlaşmalara rağmen, ramazan,özel bir platformdur.
Spor kulüplerinin, mevsimi açmaları gibi, ramazan da,inanç ve mükemmelliklerin, senede bir de olsa, açılış kapısıdır., Bu kapıdan içeri,tavsiye ile girilmez,kol kola girilir. Yani ,iyi ol demekle girilmez,beraberce iyi olunarak girilir. Yıkıcı değil yapıcı olmalıdır.
İnanç,iman beyan kadar uygulama ister.
Bu uygulama da “asr “ suresindeki,Salih amel (amelüs salühatu )niteliğinde olmalıdır.
Mesela,
Kimse ile dargın değilsek bile,dargınları tespit edip barıştırmalıyız.
Kendimiz, vasıta olup, vesileler meydana getirmeliyiz.
İftarlar,sahurlar,cami ziyaretleri,hediyeleşmeler bunların vasıtaları olabilir.
Hitabımızı, Allah rızası için kullanırsak,işte o,insanlık selametine,yani yüce islama dönüşür. Geleçeğin rızkı,bugünün amelleridir.
Gaye,Allah rızası için, vatan millet adına yüce niyeti yakalıyabilmektir.
Ne mutlu, amellerini bu niyet üzere kurabilenlere. Ne asil talep,ne şerefli tahsilat,ne mübarek rızıktır bu. Ya rabbi hepimize mazhar eyle.Amin.
Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com
HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER