KÖŞE YAZILARI | HİKMET SUNER

Evli erkeklerle ilişkiler…

“Neden bir kadın erkeğin evli olduğunu bildiği halde, nasıl, “evet” der?.”
 
   
 
 
     

Evli erkeklerle ilişkiler…

“Kadınlar, kadınların en büyük düşmanı” diyorlar. Aslına bakılırsa doğru da söylüyorlar.

Kadın, “kocasının kendisini aldattığını” söylüyor.

Peki, neden bir kadın, diğer bir kadına bunu reva görür ki?.

Kadın, erkeğin evli olduğunu bildiği halde, nasıl bu duruma, “evet” der ki?.

Aldatmak isteyen erkeğin, nasıl, “suç ortağı” olur ki?.

Günün birinde o da evlenecektir.Eşinin kendisini aldatmasını ister mi?.

Şayet bayanlar evli erkeklere “evet” demezlerse ve erkek kandıracak kadın bulamazsa, düzen de bozulmaz. O zaman “kötü kadın” sıfatını da taşımazlar.

Hanımlar, lütfen evli erkeklerle ilişki kurmayın, dostluk kisvesi altında, onların, hanımlarına ve çocuklarına ait olan zamanı çalmayın.

Onları evlerinden kopartmayın.
Çocuklarından ayırmayın.
Akıllarını bulandırmayın.
Dengelerini bozup, performanslarını düşürmeyin.
İnsanlık onuruna yakışmayan bir tercih yapmayın.
Evli erkeği gasp etmeyin.
Günaha girersiniz.

Mühim olan evliliğin, müessesenin devam etmesidir.

Amaç, kavgasız-gürültüsüz bir hayat yaşamak, çocukları huzur içinde büyütmek olmalıdır.

Her evlilikte, münakaşa, eşler arası anlaşmazlıklar olur, geçici soğuklarlar da yaşanabilir. Bu durumu fırsat sayıp, eşlerin arasına girmemek gerekir.

İstememelidir ama, erkek, şeytana uyup, bir kaçamak yapmak isteyebilir.

Kadın kendisine bir sıfat bulmalıdır.

Yani yuva yıkan kadın mı?.

Yuvanın yıkılmasına vasıta olan kadın mı?

Ahlaklı, Allah korkusu olan kadın mı?

Erkeğin süfli emellerine alet olan kadın mı?.

Hangisi?.

Kadının malzeme ve alet olmaması gerekir.

Erkeğin aklı başına gelip, tövbe ettiği zaman eşinin, çocuklarının yanına dönmesi kaçınılmazdır.

Zira erkeğin eşi, daima “helali”dir.

Ah almaya, günaha girmeye, seviyesiz, saygın olmayan bir ilişki yaşamaya, toplum tarafından dışlanmaya ve gençlere kötü örnek olmaya değer mi?.

Ne uğruna, ne adına?

İlişkilerde esas, hak etmek üzerinedir.

Gence-genç, bekara-bekar uygundur.

Yani “davul dengi dengine”dir.

Evli bir erkekle,ilişki kuran bayan, ne bekler?.

Karısını boşayıp, onu mu alacaktır?.

Sözde mutsuz olduğunu ifade eden erkeği, yasak ve hak edilmeyen bir şekilde mutlu mu etmeye taliptir?

Yoksa,maddi bir beklenti mi vardır?

Gayrimeşru yaşamın getirdiği, ikinci kişi olmanın haysiyetsizliği sıfatını taşımak doğrumudur?.

“Yuva yıkanın yuvasının da olmayacağı” sözü,insanın aklını başına getirmez mi?.

Ben bir bayanın başına gelen kötü bir anıdan ders alınacak hikayesini aktarmak istiyorum.

Kadın iki çocukla genç yaşında dul kalmıştır.

Çalışırken bir beyle tanışır. Arkadaşlıkları ilerler ve birlikte yaşamaya başlarlar. Adam evlidir.

Hanımı, çaresiz, karşı olmasına rağmen, rıza gösterir. Altlı-üstlü otururlar. Zamanla içli dışlı olurlar. Bir gün adam kalp krizi geçirir ve ölür.

Adamın nikahlı karsısı, kadının evine gider ve,

“Sen yukarda eşimle yaşarken ben aşağıda kanlı göz yaşları döküyordum. Zannediyormusun ki, boğazımdan lokmalar geçiyordu. Lokmalar boğazıma diziliyordu. Senelerim hep, acı içinde geçti. Çocuklarımın rızkından yedin.Haram olsun.
Ben nasıl mutlu olmadıysam, sen de evlatlarının mürüvvetini göremezsin inşallah”, dedi.

Hemen oradan taşındım. Çocuklarım büyüdü. İki oğlum vardı.
Birisini 28,diğerini 30 yaşında toprağa verdim.

İnancım odur ki, aldatılan, ihmal edilen, hakkı yenen bir bayanın bedduası beni mahvetti.

Ben hatamdan ders aldım.Ama bedeli çok acı ve büyük oldu.
Başıma gelenler hatamın cezasıdır. Vicdan azabım çok büyüktür.

Hiçbir mazeret, evlilik hayatına ortak olunmasına sebep değildir.

Parasızlık, kimsesizlik, sahipsizlik gibi mazeretlere sığınmamam gerektiğini biliyorum.

Şerefim-namusumla çalışıp çocuklarıma bakabilir, helal para kazanabilirdim.Temizliğe gidebilirdim.

Belki de rahatlık, kolayıma geldi.

Bunları da sebep göstermiyorum.

Bana ait olmayan, tapusu başkasında olan bir hayata talip oldum. Bu utançla da son nefesime kadar yaşayacağım.

Ne alınanların, ne de imkanların bereketini ve huzurunu göremedim.

Beddualar haksa tutar denilir ya, beddua edilecek konuma gelmemenin esas olduğunu idrak ederek yaşamak gerekir.

Gençlere daima,

“Sakın ola ki, evli erkeklerle ilişkiye girmeyin. Onları evlerinden, eşlerinden, çocuklarından ayırmaya kalkmayın” diye nasihatlerde bulunurum.

Bu hatam çok ıstırap çekmeme sebep oldu.. Allah kimseyi aynı yanılgıya düşürmesin.

Yaşantım herkese ders olmalı.

Evet, ilişkilerde uygunluk esastır.

Derler ya, “yaşı-yaşına, boyu-boyuna, huyu-huyuna” uygun, olsun diye.

Şimdilerde, genç bayanlar, kendilerinden yaşça büyük erkeklerle birlikte olmayı tercih ediyorlarmış.

Erkekler genç bayanlarla evlenmiyor ama, arkadaşlık etmekten hoşlanıyorlar, onlarla eğleniyorlar.

Üstelik dikkatlerden kaçan bir nokta var. O da, erkek, kendisinin evli olduğunu bildiği halde beraberliğe devam eden bayana saygı duymuyor.

Onurlu kadın evli bir erkekle beraber olmaz”, “benim evli olduğumu biliyor, ben saklamadım ki, çok baskı yaparsa da ayrılacağım, ama, zamanı var, çocuklar, işlerim” felan gibi bahanelerle ilişkisini sürdürebildiği kadar sürdürüyor.

Evinde kendisini bekleyen eşi daima saygındır. Bu böyle biline.

Doğru olanı da budur zaten.

Zaman zaman eşine dil uzatanlar olduğunda da , “o benim çocuklarımın annesi, kapatalım bu konuyu” deyip kestirip atıyorlar. Bu nedenle de asla eşinden ayrılıp, beraber olduğu bayanla evlenmiyorlar. Nikahı, her zaman çocuklarının annesinde.

Aklı başında, kendini bilen bayanlar, kendilerini harcamıyor, malzeme ve dolgu maddesi olmuyor, açık kapatmıyor, kendileriyle eğlenilmesine müsaade etmiyorlar.

Erkek talip olsa bile, bayan evli olan erkeği reddetmeli. Günaha ortak olmamalı. Hem cinsine sahip çıkmalıdır.

Bayan olmanın insana önemli sorumluluklar yüklediğinin idrakiyle yaşayanlar, hem dünyada hem de ahirette itibarlı olurlar.

Unutulmamalıdır ki, bunun bilinciyle yaşayanlar iyi örnek teşkil ederler.

Saygılarımla.

Hikmet Suner
hikmetsuner@yahoo.com

 


HİKMET SUNER
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>