KÖŞE YAZILARI | SERPİL ŞAHİN

Vermeyen Kadın Senaryo Dışı

Friend Feed’de tanışmış, Facebook’ta hoşlaşmış, Msn’den âşık olmuşlardı. (Serpil Şahin)
 
   
 
 
     

Friend Feed’de tanışmış, Facebook’ta hoşlaşmış, Msn’den âşık olmuşlardı Cengiz ve Vildan. 1 aylık online usulü sevdalarını nefes mesafesine dökmek istiyorlardı ama birbirlerini ürkütmemek için açık açık “Eee artık görüşelim anasını satayım!” diyemiyor hep imalarla iletişim kurmaya çalışıyorlardı. Çünkü ikisi de ilk maillerde “Online dünyadan yar olmaz kimseye, olsa olsa tek gecelik kaçamak olur.” zırvalığını savunmuş hatta aynı dili konuştuklarını ancak birkaç saat sonra anlayabilmişlerdi.

Vildan, Cengiz’in kırışıklıkları üzerine yüksek lisans yapabilecek kadar Cengiz’in fotoğrafları konusunda eğitmişti kendisini. Onu istiyor ama kendini ucube bir kadın gibi göstermek istemediği için ilk adımı Cengiz’in atmasını istiyor ve aslında çaktırmadan bunu yapıyordu da... Online bile olsa kız kısmı dediğin naz yapmalı, ilk duyduğuna hemen ‘evet’ dememeliydi! Ne o öyle ucuz kadınlar gibi!

Vesselam Cengiz de Vildan’dan farklı değildi. İstiyordu ama bu isteğini Türkçe’yi baştan yaratarak dile getirmek zorundaydı. Çünkü Vildan sadece ‘a’ dediğinde bile “Aaaaa, bak tahmin ettiğim şey oldu, istemiyorsun sen beni!” diyebilecek ve bu nedenden ötürü kavga çıkaracak bir potansiyele sahipti. Cengiz, Vildan’ın bu hallerinin klasik kadın kaprisleri olması için dua ediyordu. Yoksa Vildan’la ilk ve tek görüşmede kalabilirdi aşkları!

Yorgun argın evlerine gittikleri bir akşam sevdalarına yine online bağlandılar. Yine saatlerce konuştular, kameralarda hasret giderdiler. Ve Cengiz o beklenen cümle öbeğini “lönk” diye msn penceresine bıraktı. Satırları okuyan Vildan önce biraz burnunu sürteyim diye düşünürken kaçırma ihtimalinin ağırlığı ile hemen “Tamam mekan ve saat belirleyelim.” yazabilmişti.

3 Temmuz Cumartesi. Mekan, Richmond Otel’deki ünlü Leb-i Derya...

İstanbul’un güzel manzarasını inceleyen şu yeşili gözleri ile Cengiz diğer kadınların da ilgi odağı olmayı daha masasına oturduğu ilk andan itibaren başarmıştı. Spor ile klasik arasında sıkışmış giyim tarzı ile birleşen cool havası kadınların başını döndürecek boyuttaydı. 10 dakikadır bekleyen genç adamın o esnada tek bir dileği vardı; ‘Beklediği kadının yarım saati geçmeden yanında olması...’

Daha düşünceleri zihninden dağılmamıştı ki gördükleri karşısında sorgusuz sualsiz bayılmaya hazırdı. ‘Bir kadın yatak odasında bile ancak bu kadar seksi olur.’ dedirtecek şıklık ile gayet kendinden emin adımlarla restauranttan içeri giren Vildan’dan başkası değildi şüphesiz.

Çok heyecanlıydı Vildan ama bunu belli etmeye hiç niyeti yoktu. Kendisine uzatılan eli kutsal bir varlığı öpermiş gibi büyük bir nezaketle öpen Cengiz, hızlıca Vildan’ın sandalyesini çekti. Büyük bir şımarıklık hali içerisinde masasına oturan Vildan gerçekten göz kamaştırıcıydı.

Eğlenen, deli gibi gülen, o konudan diğerine atlayan çift için zaman acımasız davranmış ve saat bir anda 00.30 olmuştu.

An bu kadar hızlıca akıp gitmişken hesap yapmayan çift için sanalı gerçeğe dökmenin tam zamanıydı... Kurlaştıkları ve bundan epeyce hoşlandıkları belliydi.

Cengiz alkolün de etkisi ile birazdan en içinden söyleyeceği sözlerden dolayı en ufak bir pişmanlık yaşamayacaktı, çünkü olması gereken tamamen buydu...

“Baksana Vildan, neredeyse 1 aydır tanıyoruz birbirimizi. Bu ilk görüşmemiz gerçekten benim için de çok özel oldu, beklediğimden çok daha fazlasını barındıran bir kadın ile karşılaşmak piyongo çıkması kadar mucizeye yakın bir durum benim için. Bu kadar cesur bir kadın olabileceğini tahmin edememiştim. Giyim tarzın ile, konuşman ile, gülüşün ile... Başlı başına modern bir kadınsın.”

Vildan duyduklarının kendini ne kadar tatmin ettiğini gösteren şuh bir kıkırdama fırlattı Cengiz’in bakışlarına doğru. Bundan cesaret alan Cengiz konuşmalarının nereye gideceğini düşünmeden duygularını aktarmaya başladı.

“Senin fotoğraflarını ilk gördüğüm andan beri ne kadar çekici bir kadın olduğunu düşünmüştüm, bu akşam bu düşüncemi haklı çıkardın. Senle beraber olmayı, sana sarılıp uyumayı çok isterdim. Ne dersin bu gece bende kalalım mı?”

Vildan’ın yüzünün rengi bir anda atmıştı. Hayır sinirinden değil; aslında kendisi de arzuluyordu Cengiz’i. Fotoğraflarının üzerine bu yüzden hatim indirmişti. Fakat bu nasıl bir cüretti, nasıl söyleyebilirdi bunu daha ilk görüşmede?

“Olmaz Cengiz, benim eve gitmem lazım. Hem daha seni tanımıyorum bile.”

YAZINI DEVAMI YARIN


SERPİL ŞAHİN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>