Yok, bir ayar düğmesi yok ki, denge kuralım, güllük gülistanlık bir ilişki yaşayalım ama olmuyor işte…
Kız kıza ya da erkek erkeğe sohbetlerin çoğu ilişkiler üzerine oluyor. (Tabii bu kızlar ve erkekler sap ise)
İlişkisi olmayan insanlar bir araya geldiğinde sohbet çok bunalım bir hal alabiliyor. Özellikle bünye de alkol fazlası varsa (Dikkatinizi çekti mi bilmem ama fazlasıyla kibarım ‘’sarhoş’’demedim, alkol fazlası dedim) eski defterler açılıyor, terk edip gidene küfürler ediliyor, hakaretler yağdırılıyor ve toplu bir ayin havasına dönüyor masumca başlayan yemek sohbeti.
Anamızın karnından çıktığımız andan itibaren, hatta çıkmadan ‘’beşik kertmesi’’ olmamışsak, böyle sohbetlere zaman zaman maruz kalmışızdır. Yani sevgilimiz olmadığı dönemler bunalıma girmişliğimiz vardır birçoğumuzun.
Aslında buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. Birçok sap bir araya gelir, amaç neşeli bir yemek yiyip, çakırkeyif olmaktır ama her seferinde konu dönüp dolaşıp ilişkilere gelir ve sonrasında sitcom tadında diyaloglar yaşanır.
Problem, ilişki isteyen sap’lardan birinin es kaza bir manita yapmasıyla başlar. Hali hazırda hala sap olan arkadaşları, manita bulan sap’a ‘’vayyy be, buldu manitayı, unutur bizi, artık bizim sohbetimiz açmaz seni sevgilin var tabii’’ tadında cümleler kurarak ilişkiye başlayanı canından bezdirir.
Bu 1.ci evredir. Sevgili bulan sap, diğer saplardan ayrık otu gibi ayrılıp, bir statü kazanmış ve yalnızlar kulübüne veda etmiştir. Eeee manitası da tatlıdır, aşkitodur, ballı böreğidir. İlk zamanlar her şey güzel gider, ayakları yerden kesilir, tozpembe dünyasında evlilik hayalleri kurarak bulutların üzerinde dolanır çiftimiz fakat her şeyin yolunda gittiğini sandığı sırada bir asosyallik durumu baş gösterir. ‘’Sürekli evde takılalım, film izleyelim, dinlenelim’’ modu sinirini bozmuştur kadın sap’ın. Erkek sap ise uzun süredir sevgilisi uğruna arkadaşlarını boşladığı için, onları aramaya yüzü yoktur ve kadın sap’ı bunaltacak kadar ilgi gösterir, sürekli dibindedir, sürekli mırc mırc bir halde olmak ister ve olanlar olur;
İşte tam bu sırada 2.ci evre başlar. Asosyallikten sıkılan kadın sap, arkadaşlarını aramaya, onların planlarına dahil olmayı çabalar fakat ters teper. Çünkü arkadaşları ona kızgındır, kırgındır. Sevgili buldun, bizi boşladın, şimdi yalnız kal da çek cezanı mesajı verirler alttan alta, hatta kimi zaman açıkça ve onu aralarına almazlar…
İşte bundan sonrasını, yani 3.cü evreyi ‘’ilişki de olan sap’ların’’ tavrı belirler. Ya arkadaşları onları istemiyor diye bunalıma girip, mecburiyetten birbirlerine sarılırlar. Ya da arkadaşlarının gönlünü kazanıp, sevgili-arkadaş arasındaki dengeyi kurarlar ve mutlu mesut yaşarlar. Bizde arkalarından; onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine tadında cümleler kurup, eşlik ederiz mutluluklarına.
Anafikir: Siz siz olun hayatınızdaki dengeleri alt üst edecek kadar uçlarda yaşamayın. Sevgili bulduğunuzda, 40 yıllık dostlarınızı 2.ci plana atmayın. İlla ki birine öncelik vermek zorunda değilsiniz. Hayatı bölümlere ayırın ve sevdiğiniz herkese eşit dağıtın ilginizi, sevginizi.
Aşk + Arkadaşlık + Aile = Hayat
Bu çok zekice denklemimden (!) anladığınız üzre hayat hepsinin toplamıdır. Bir parçaya fazla özen gösterip, diğerini boşladığınız, umursamadığınız zaman altüst olur kurulu düzen.
NOT: Üstteki yazıda her ne kadar mübalağa sanatının dibine vurulmuş olsa da, gerçeklerle ilişkisi vardır.
TÜLİN KILIÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER